MMIMMMM,,li ttham Edilen Küçü tezahüratlk karşılanda...

4
"•atan v e > k üs?« ııııde •ima ^ d e 12 b -ER t ! UEN, etevi İ karı YARIN b i z i m d i r GÜNLÜK MÜSTAKİL SİYASI GAZETE Müdür ve İmtiyaz Sahibi : CEMAL TOĞAN Kuruluş : 1951 Cumartesi 13 EYLÜL 1958 FİATI : 16 Mildir. SAYI : 847 YIL : 7 Basıldığı Yer : " BOZKÜBT " Basımevi Asmaltı No. 75 - P. K. 324 - Tel. 2951 L e f k o ş a - Kibri» 1 DÜN ANKARADAN DÖNEN KIBRIS TÜRKTÜR PARTİSİ BAŞKANI mM'UHtt»»"" 1 """"" " İlli ® ,m,M " MMIMMMM,l ' M,M, MMİMM'MMM^ Dr. Küçük tezahüratla karşılandı Doktor, 'Kanımızı dökerlerse biz de kan dökeceğiz' dedi... | a taraf,nd an purnuz Erol »atı ruhu için |gunüö|le Ba I öelımiye Ca. §erıf okutıı. Nlere bildiri, ısı illa Mehmet nnesi ımet jJDE; îşitli ko- *n itiba- idini ala düğme- kler te- d. OjI iki gündenb?ri Türk . hükümetinin davetlisi ola i ,..()(, Başkonsolosumuz Sayın B u r h a n Işın ile bir- likte Anavatanda temas- Ijıi'du bulunan Dr. Kiiçük dün adaya avdet etmiştir. Bu münasebetle sabahın ol.'iı santiarından bütün evler ve mağazalara bay- raklar çekilmiş ve öğleden sonra binlerce Türk Girne Caddesine toplanmıştı. Saat 5 e doğru Girne Kapusu cihetinden önde 11 afik polisi motosikletli- lerinin ve arkada da Dr. Küçüğü taşıyan, Başkonso loşumuzun hususi arabası ııuı görülmesi üzerine, cad devi dolduran mauzzam kııiîibahk alkışla karışık tezahürata başlamıştır. Evinin kapusu önünde arabasından inen Dr. Kü- tük. halk tarafından sev- »i tezahürü ile dolu hücu- ma uğramış ve omuzlara alınarak içeriye kadar böy le«; omuzlarda götürül- müştür. liıı sırada ev önünde top lan binlerce Türk kadın, Dr. Faal Küçük "Bozkurt" objectlfl karşısında. Foto Polaroid—Bozkurt erkek herkes "Taksim, Taksim" diye haykırıyor- du. Doktor evinin balko- nundan aşağıda tezahürat yapmağa devam etmekte olan kalabalığa 20 dakika- "dan ların ıtıcı- van ltl" ize Maliye Vekilimiz Washinfftonda Temaslarına Devam Ediyor Waslıigton 12 Türki- kanın menfaatınadır. Tür- ye Maliye Bakanı Hasan l kiye, Orta Doğu gibi kilit l'olatkan'ın Vasington te-jbir yerde kuvvetli bulun- \ maşları çok samimi ve mak için çok çalışmıştır dfKİano )ıavn Î/»OY*ÎCİ«_ dostane bir hava içerisin- de devam etmektedir. Po- latkan dün Amerika Hari- ciye Vekâletine gitmiş ve Hariciyenin iktisadî kısım lan mes'ul müdürlerinden müteşekkil 16 kişilik bir heyetle müzakerelerde bu- lunmuştur. Müzakereleri müteakip Birleşik Amerika Hariciye Vekâleti ileri gelenleri ta- rafından Polatkan şerefine bir ziyafet verilmiştir. Ziyafetten sonra söz alan Amerikan Harici Mü- nasebetler Komitesi Baş- kanı ezcümle şöyle demiş- tir: "Amerika Türk dostlu- suna büyük bir ehemmi- yet vermektedir. Türkiye- nin kuvvetli olması Ameri Türkiyeye yapılan yardı- mı Türkiyenin en iyi yol- da kullanacağından Ame- rika emindir." Bilindiği gibi Polatkan, Türkiye ile Amerikayı alâ- kadar eden iktisadî mese- leleri müzakere etmek üze re Amerika hükümeti tara fından vaki olan davet üze rine Amerikaya gelmiş bu lunmaktadır. Maliye Bakanının temas lan neticesi olarak Ameri- ka Türkiyeye 25 milyon dolar ödünç para vermeyi kabul etmiştir. Para ikti- sadî kalkınma için kulla- nılacaktır. Türkiye Maliye Bakanı temaslarına devam etmek- tedir. lık bir hitabede bulundu. Dr. Küçük, sözlerine, Türkiyede son 12 günde Hariciye Vekilimiz Fatin Rüştü Zorlu ile Hariciye Vekâletindeki temasları hakkında izahat verdikten sonra şunları söylemiştir. "Türk hükümeti Tak- simden vaz geçmiş değil- dir. Yeni ingiliz Plânı Tak sime çıktığı için kabul edil miştir. Bize dokunulmazsa biz kimseye dokunmayız. Bir defa daha haykırıyo- rum ki, ileride bize doku- nulursa, nefsimizi müda- faa etmek zorunda kalaca- ğız ve bizde onlara doku- nacağız. Kanımızı akıtır- larsa, elimiz kolumuz bağ- lı kalacak değiliz, biz de kan akıtacağız. Eğer başı- mıza daha büyük bir fe- lâket gelecek olursa, 27 milyon mutlak surette ar- kamızda olacaktır. cadeleye devam ederken insan öldürmeye devam etmiyoruz. Hür olarak bu bu topraklar üzerinde ya- şamak istiyoruz. Atatürk zamanında ku- rulan Türk-lngiliz dostlu- ğu çerçevesi içinde bu davayı halledeceğiz. Bir defa daha dtinya anlama lıdır ki, Türkiyenin Orta Şarktaki durumu çok mü- himdir ve Batılı devletler Türkün dostluğuna daima muhtaçtırlar. Dün akşam Hariciye Ve kilimiz Fatin Rüştü Zorlu ile ve bu sabah da Talebe Birlikleri temsilcileri genç lerle görüştüm. Hepsi de davamızın öncülerinden- dirler. Bana daima kalbi- mizdesiniz, sizi unutmu- yoruz. Sizleri düşman çiz- meleri altında ezdirmeye- ceğiz, demişlerdir. Sözlerimi bitirirken siz- Ankara temaslarım müteakip Türktür Partisi Genel Başkanı dün adamıza avdet eden Kıbrıs Dr. Fazıl Küçük, etrafını saran yeril ve yabancı gaee teellere İzahat verirken. Foto Polaroid —Bozkurt Bazı kimseler, Türkiye 3—4 milyon aldı ve Kıbrıs davasından rücu etti de- mektedirler. Bunlar Türk değillerdir arkadaşlar. Türk devleti paraya tama en Kıbrıs Türkünü sata- cak, mücadeleden vazgeçe- cek bir devlet değildir. Bu kat'iyen hayalinizden, ak- lınızdan geçmesin. Taksim için mücadele- mize devam edeceğiz. Mü- Eoka bir Türke tecavüz etti Tedhişçi Rumlar bu kritik günlerde havayı bulandırmak için çalışmata ' , : ,J ', Fikret Alkan evvelki ak- 1 İarını yoketmek, önlerinde bui- wm I-ı ymosunun Kiremit Fab- - ' m mm "Kası civarından geçtiği bir »ırada kendisine ateş edilmiş ve bir talih eseri olarak isabet Kaydedilmemiştir. EOKA Rum tedhişçi teşkilâ- 11 Maliyete başladığı günden nert Türklere karşı girişmiş oaltıftu tecavüzleri 7 Hazirana «adar devam ettirmiş ve en nl- »ayet o gün Başkonsolosluğu- ma bağlı Basın Bürosuna a- 1 lan bir bomba İle tecavüzle- ri bütün çıplaklığı ile mey- dana dökmüş, masum kardeş- imizi katletmek, yetmişlik ^Uyarlarımızı arkadan vur- mak, Türklerin mal ve mülkle- nl yakarak mahvetmek yolu- na «apmiştı. ®U hal böylece iki ay kadar o«vam ettikten sonra ansızın mütareke ilân eden BOKA, "irklare v< İngilizlere karşı mütecaviz hareketleri durdu- racağım bildirmişti. BOKA bu sözünde bir gün »le durmuş değildir. Bu ted- n »W!l güruhu, bütün sözde mü- tareke boyunca Türklerin mal- dukları Türk mallarını ateşe vermekten bir an bile geri kal- mış değildir. Evet, EOKA bütün mütare- ke boyunca Türklerin canlarını kurtarmak için kaçmak zorun- da kaldıkları ve arkada bırak- tıkları evleri, bağları ve bah- çelerini yakmışlar, yıkmışlar- dır. Bütün bunlara karşı Türk cemaatı memleket kanunları- na saygı göstererek susmuş, bunların bir gün adaletin pen- çesinde imana geleceklerini ümit ederek beklemişlerdir. EOKA, Türklerin bu susma- sını yanlış anlamış olacak kl, Türklere karşı yeniden cina- yetlere yeltenmek cüretini gös- termiş, Leymosunda Dr. Fikret Alkan'a evvelki akşam ilk kur şunu sıkmıştır. Bizim tedhişçi olmadığımı^, bizim yalnız bir nefis müdafâ- asından öteye geçmediğimiz en salâhiyeti! ağızlardan dün- yaya defalarca duyurulmuştur. Biz tedhişçi değiliz, fakat bize dokunulduğu gün adanın ye- niden kanlı hâdiselere sahne olması beklenebilir. EOKA kirli ellerini Türkle- re uzatmamalıdır, çünkü Türk kendisine uzanan samimî eli sıkmasını bildiği gibi, uzanan iğrenç eli kesmesini de pek iyi bilir. Bu durum karşısında hükü- mete de vazife düşmektedir. EOKA'nın yeniden faaliyete geçerek memleketi kana boğ- mak amacı güttüğü artık bir gerçek olmuştur. Yeni plâ- nın tatbikine hazırlanıldığı bu günlerde EOKA'nın havayı bu- landırmak İçin gayret sarfede- ceği de bir hakikattir. Buna göre hükümetin EOKA'ya kar- şı çok sıkı tedbirler alarak bu tedhişçi güruhunu ezmesi lâ- zımdır. AVDET ETTİ Meslekî tetkiklerde bu- lunmak üzere bir müddet evvel Türkiyeye gitmiş olan Doğum Kliniği sahibi Dr. Nevzat Uras dün ada- ya avdet etmiştir. den, bir defa daha mahalî hükümet kanunlarına her zamanki gibi itaat ederek sükûnetle dağılmanızı rica ediyorum." Konuşmasını bitirdikten sonra Dr. Küçük, yerli ve yabancı gazetecilerin so- rularını cevaplndırmış bu arada Türkiyeden temsil- cimiz geldikten sonra se- çimlere gireceğimizi söyle- miştir. Bu arada, seçimlere iş- tirak ederek namzetliğini koyup koymıyacağı şeklin- de sorulan bir suale Dr. Küçük "O zaman gelsin de.." cevabını vermiştir. Bir teîhisçi daha firar etti 1957 Nisan ayuıdatevkif edilen ve Koççinotirimitya kampında mevkuf tutulan Avgorulu 30 yaşında Yor- gos Kiryako isimli bir ted- hişçi evvelki akşam mevkuf tutulduğu kamptan kamış- tır. Resmî makamlar tarafın- dan açıklandığına göre Kır- yakonun ne şekilde kaçmış olduğu araştırılmaktadır. Bir Türk evi yakıldı Leymosunun Rum kesi- mindeki Türkler tarafın- dan tahliye edilen ve Türk lere ait olan bir ev geçen giin Rumlar tarafından yakılmıştır. Yangın la eve 500 lira- dan fazla hasar olmuştur. Tabanca aşırmak istedi Bir ingiliz askerinin ta- bancasını aşırmaya yelte- nen 20 yaşında Kenulla Haritu isimli bir Rum kı- zının yargılanması dün so- na ermiş ve bir sene müd- detle nezaret altında ve Leymosun hudutları dahi- linde kalması emredilmiş- tir. Kenulla geçen Temmuz ayı esnasında karısı ile bir likte gitmekte olan bir İn- giliz askerinin belindeki tabancayı çekmiş, tabanca bağlı olduğu için onu lca- çıramamış ve daha sonra askerle araalrmda çıkan çekişmede asker tabancayı geri almıştı. Rum kızı tabancayı, ken dişini aldatan bir genci vurmak için almak istedi- ğini iddia etmiştir. Ruslar Janpon gemile- rini top ateşine tuttu Tokyo 12 Japonyanın kuzeyinde balık avlamak- ta olan üç Japon balıkçı gemisi Tokyoya gönderdik leri bir telsiz haberinde, Rus harb gemileri tarafın dan top ateşine tutulduk- larını bildirmişlerdir. Ha- berde ayrıca ilâve edildiği- ne göre top ateşi neticesin de gemiler toprağa otur- muş ve bir gemi Ruslar ta rafından tevkif edilmiştir. Hadise hakkında soruş- turmalarda bulunmak üze- re üç Japon harb gemisi yola ıkmıştır. Başkan Eisenhower Beklenen Beyanatını Yaptı Uzak Doğuda Durum Ciddi Olmakla Beraber Harp Tehlikesi Yoktur Washington 12— Birle- adaları ele geçirmek olma- şik Amerika Cumhurbaş- kanı Eisenhower merakla beklenen Uzak Doğu beya natını vermiştir. Birleşik Amerika radyo ve televizyon istasyonları tarafından yayınlanan be- yanatında Eisenhower, Uzak Doğudaki topları sus turacak ve sulh yoluyla bu bölgedeki anlaşmazlık- ları ortadan kaldıracak bir toplantıya Amerikanın ta- raftar olduğunu, bildirmiş fakat bu bölgede bir yatış tırma siyaseti takibetme- nin Amerika için mevzuba his olmadığını söylemiştir. Quemoy adalarına komü nist Çin tarafından yapılan tecavüzlerden maksat, hu dığını ileri süren Başkan, bunun, komünist Çin ile Sovyet Rusyanın el ele vere- rek hür dünyanın kuvveti- ni denemeleri olduğunu iddia etmiştir. Başkan Eisenhovver, Uzak Doğuda durum ciddi olmakla beraber vaziyet- ten ümitsiz değilim. Asla sürüncemede kalmıyaca- ğız. Ben, harb olmıyacağı- na inanıyorum" diyerek sözlerine son vermiştir. Bakanın beyanatı hak- kında resmî yorumda bu- lunan Rus hükümeti, boya natın Amerikalıların sinir lerini yatıştırmak için ya- pılmış olduğunu iddia et- miştir. MAHKEME HABERLERİ : Bir Rumu Öldürmek, Birini de Yaralamakla ttham Edilen Celyalı İbrahim Ahmet'in Duruş- ması Pazartesi Devam Edecek (Hususi Mahkeme Muhabirimiz Yazıyor) 19 Temmuz tarihinde bir Ru- mu öldürmek, diğerini de ya- ralamakla itham edilen CV' ya- lı 32 yaşında çoban Ibıuhim Ahmed'in durusmasına dün de Ağır Ce z ada devam olunmuş- tur. Dünkü duruşmada şahadet veren İbrahim, itham edildiği cirayetin işlendiği saatlaıda vak'a yerinden çok uzekta Oel- ya köyünün Orohillni mevkiin- de davarını otlattığını söyle- miştir. Ayni mevkide kendisiyle bir- likte Mehmed Ömer, Cafer Alı- med ve Mustafa O man Kim- lerinde çoban arkadaşlarının da bulunduğunu söyliyen İbra- him, üzerine doğru gelmekte olan iki kişiyi gördüklerini ve onlara yaklaştıkları vakit şüp- he ettiğinden "geri durunuz, ileri gelmeyiniz" dediğini söz- lerine ilâve etmiştir. İbrahim, bu sırada iki ada- mın birer tabanca çıkararak üçer defa kendilerine ateş aç- tıklarını ve fakat isabet etti- remediklerini, bunun ürerine korkarak köye doğru kaçar- ken ıslık çalarak, haber verdik lerini, askerlerin geldiğini ve onlara vaziyeti anlattıklarını söylemiştir. Asken kumandan cipi ile gittikten sonra geri polis mü- fettişi Varnava ile birlikte dön müş ve İbrahlmi katillikle it- ham ederek tevkif etmişti. İb- rahim o vakte kadar köy ya- kınındaki kuyu u yanında, da- varlarını suvarmakta idi. İbrahim yapılan ithamı red- dederek: "Karlbisi ben öldür- medim vc Loizu'yu da ben ya- ralamadım" demiştir. Duruşmaya Pazartesi devam olunacaktır. BOMBA TAŞİYAN RUMLAR 2 Temmuz tarihinde Beledi- ye evleri yakınında bir taksi İçerisini.'e :î bomba ta.şıyan 7 Kıbrıslı Runı, dün mahkeme huzuruna çıkarılmış ve İtham edilmişlerdir. Dört tanesi ka- bul etmediklerinden beraat et- mişler diğer üç tanesi de .'1 er sene hap.se mahkûm olmuşlar- dır. Bombaların bulunduğu ak- şam, otomobil içindeki bomba- lar berhava edilmişti. SAKARYA ZAFERİ Sakarya tarihin en uzun süren meydan muha- rebesidir. Orada kanla barut döğiişmüş ve dâhi bir Başkumandan idaresindeki emsalsiz bir ordu elinde kan ve baruta galebe çalmıştı. 37 sene evvel bu gün, 13 ri ile 23 Ağustos 1021 de Eylül 1921 de, Sakarya taarruza geçmişti. Düşma Meydan Muharebesi zafe- rimizle neticelenmişti. Kütahya ve Eskişehir ııın 88 bin tüfeğine 40 bin tüfekle, 7 bin makinelisi- ne 7 viiz makineliyle, 300 muharebelerinden sonra bir müddet duraklamış olan düşman orduları Kral Konstantin'in Ankarayı hedef tutan bir günlük em topuna 177 topla ve 1300 kılıcına 2745 (bazılarına göre 4727) kılıçla mukabe- le eder. Ordumuzun mal- ( Devamı 4 iıueii sayfada) Quemoy Adalarına tecavüz edi- lirse Amerika müdahale edecek Washington 12 (R) Bir leşik Amerika Savunma Bakanı Neil McElroy Que moy adalarına yapılacak herhangi bir tecavüze Bir leşik Amerikanın karşı ko yacağı kanaatında olduğu- nu söylemiştir. Bir gazeteciler toplantı- sında konuşan Bakan, Baş kan Eisenhovver'in beyana tı ile Hariciye Vekili John Foster Dulles'ın daha ev- velki beyanatlarını kendi- sinin bu şekilde anladığını bildirmiştir. Savunma Bakanının ka- naatına göre Quemoy ve Matsu adaları Formosamn müdafaası için elzemdir ve Komünist Çin de bu adaları almakla Formosaya yapaca- ğı tecavüzün kolaylaşacağı- nı beyan etmiştir. Bunun için, Quemoy adalarına ya- pılacak tecavüze karşı hare- kete geçmek Başkan Eisen- lıoweriıı tamamen yetkisi dahilinde olacaktır. Yeni Tiyatro Heyeti Geldi Memleketimizde seri ha tinde temsiller verecek olan Ankara Yeni Tiyatro heyeti, dün akşam T.H.Y. uçağı ile şehrimize gelmiş tir. Aralarında film. Radyo Sinema, ve sahne sanat- kârlarının da bulunduğu 22 kişilik heyet, bu akşam dan itibaren Halk Sinema sında programlarına başlı- yacaktır. Çelen sanatkârlar ara- sında Adamızda iyi tanı- nan ve tutulan ses sanat- kârlarından Şadan Adana- lı da bulunmaktadır. M 1

Transcript of MMIMMMM,,li ttham Edilen Küçü tezahüratlk karşılanda...

Page 1: MMIMMMM,,li ttham Edilen Küçü tezahüratlk karşılanda ıevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1958/Eylül/13Eylul1958-Bozkurt.pdf · de gemile toprağr otura - muş ve

"•atan v e > k

ü s ? « ııııde

•ima

^ d e 12 b -ERt ! U E N ,

e t e v i İ karı

Y A R I N b i z i m d i r G Ü N L Ü K M Ü S T A K İ L S İ Y A S I G A Z E T E Müdür ve İmtiyaz Sahibi : C E M A L TOĞAN Kuruluş : 1951

Cumartesi 13

EYLÜL 1958

FİATI : 16 Mildir. SAYI : 847 YIL : 7

Basıldığı Yer : " BOZKÜBT " Basımevi Asmaltı No. 75 - P. K. 324 - Tel. 2951

L e f k o ş a - K i b r i »

1

DÜN ANKARADAN DÖNEN KIBRIS TÜRKTÜR PARTİSİ BAŞKANI mM'UHtt»»""1""""" " İ l l i ®,,m,M"MMIMMMM,,l'M,,,,M,MMİMM'MMM̂

Dr. Küçük tezahüratla karşılandı Doktor, 'Kanımızı dökerlerse biz

de kan dökeceğiz' dedi...

| a taraf,ndan purnuz Erol »atı ruhu için

|gunüö|leBa I öelımiye Ca.

§erıf okutıı.

Nlere bildiri,

ısı illa Mehmet nnesi ımet

j JDE; îşitli ko-*n itiba-idini ala

düğme-kler te-

d.

OjI i k i g ü n d e n b ? r i Türk . h ü k ü m e t i n i n d a v e t l i s i o l a i ,..()(, Başkonsolosumuz

Sayın B u r h a n I ş ı n ile b i r -likte A n a v a t a n d a temas-Ijıi'du b u l u n a n Dr. Kiiçük dün adaya avdet e t m i ş t i r .

Bu münasebetle sabahın ol. 'iı san t ia r ından b ü t ü n evler ve mağazalara bay-raklar çekilmiş ve ö ğ l e d e n sonra binlerce Türk Girne Caddesine toplanmıştı.

Saat 5 e doğru Girne Kapusu cihetinden önde 11 afik polisi motosikletli-lerinin ve arkada da Dr. Küçüğü taşıyan, Başkonso loşumuzun hususi arabası ııuı görülmesi üzerine, cad devi dolduran mauzzam kııiîibahk alkışla karışık tezahürata başlamıştır.

Evinin kapusu önünde arabasından inen D r . K ü -tük. halk t a r a f ı n d a n sev -»i tezahürü ile dolu hücu-ma uğramış ve o m u z l a r a alınarak içer iye k a d a r b ö y le«; omuzlarda götürül-müştür.

liıı s ı rada ev ö n ü n d e t o p lan binlerce Türk kadın,

Dr. Faa l Küçük "Bozkurt" objectlfl karşısında. Foto Polaroid—Bozkurt

erkek herkes "Taksim, Taksim" diye haykırıyor-du. Doktor evinin balko-nundan aşağıda tezahürat yapmağa devam etmekte olan kalabalığa 20 dakika-

"dan ların ıtıcı-

van

ltl" ize

Maliye Vekilimiz Washinfftonda Temaslarına Devam Ediyor

Waslıigton 12 Türki- kanın menfaatınadır. Tür-ye Maliye Bakanı Hasan l kiye, Orta Doğu gibi kilit l'olatkan'ın Vasington te - jb i r yerde kuvvetli bulun-

\ maşları çok samimi ve mak için çok çalışmıştır dfKİano )ıavn Î/»OY*ÎCİ«_ dostane bir hava içerisin-de devam etmektedir. Po-latkan dün Amerika Hari-ciye Vekâletine gitmiş ve Hariciyenin iktisadî kısım lan mes'ul müdürlerinden müteşekkil 16 kişilik bir heyetle müzakerelerde bu-lunmuştur.

Müzakereleri müteakip Birleşik Amerika Hariciye Vekâleti ileri gelenleri ta-rafından Polatkan şerefine bir ziyafet verilmiştir.

Ziyafetten sonra söz alan Amerikan Harici Mü-nasebetler Komitesi Baş-kanı ezcümle şöyle demiş-tir:

"Amerika Türk dostlu-suna büyük bir ehemmi-yet vermektedir. Türkiye-nin kuvvetli olması Ameri

Türkiyeye yapılan yardı-mı Türkiyenin en iyi yol-da kullanacağından Ame-rika emindir."

Bilindiği gibi Polatkan, Türkiye ile Amerikayı alâ-kadar eden iktisadî mese-leleri müzakere etmek üze r e Amerika hükümeti tara fından vaki olan davet üze rine Amerikaya gelmiş bu lunmaktadır.

Maliye Bakanının temas l an neticesi olarak Ameri-ka Türkiyeye 25 milyon dolar ödünç para vermeyi kabul etmiştir. Para ikti-sadî kalkınma için kulla-nılacaktır.

Türkiye Maliye Bakanı temaslarına devam etmek-tedir.

lık bir hitabede bulundu. Dr. Küçük, sözlerine,

Türkiyede son 12 günde Hariciye Vekilimiz Fatin Rüştü Zorlu ile Hariciye Vekâletindeki temasları hakkında izahat verdikten sonra şunları söylemiştir.

"Türk hükümeti Tak-simden vaz geçmiş değil-dir. Yeni ingiliz Plânı Tak sime çıktığı için kabul edil miştir. Bize dokunulmazsa biz kimseye dokunmayız. Bir defa daha haykırıyo-rum ki, ileride bize doku-nulursa, nefsimizi müda-faa etmek zorunda kalaca-ğız ve bizde onlara doku-nacağız. Kanımızı akıtır-larsa, elimiz kolumuz bağ-lı kalacak değiliz, biz de kan akıtacağız. Eğer başı-mıza daha büyük bir fe-lâket gelecek olursa, 27 milyon mutlak surette ar-kamızda olacaktır.

cadeleye devam ederken insan öldürmeye devam etmiyoruz. Hür olarak bu bu topraklar üzerinde ya-şamak istiyoruz.

Atatürk zamanında ku-rulan Türk-lngiliz dostlu-ğu çerçevesi içinde bu davayı halledeceğiz. Bir defa daha dtinya anlama lıdır ki, Türkiyenin Orta Şarktaki durumu çok mü-himdir ve Batılı devletler Türkün dostluğuna daima muhtaçtırlar.

Dün akşam Hariciye Ve kilimiz Fatin Rüştü Zorlu ile ve bu sabah da Talebe Birlikleri temsilcileri genç lerle görüştüm. Hepsi de davamızın öncülerinden-dirler. Bana daima kalbi-mizdesiniz, sizi unutmu-yoruz. Sizleri düşman çiz-meleri altında ezdirmeye-ceğiz, demişlerdir.

Sözlerimi bitirirken siz-

Ankara temaslarım müteakip Türktür Partisi Genel Başkanı

dün adamıza avdet eden Kıbrıs Dr. Fazıl Küçük, etrafını

saran yeril ve yabancı gaee teellere İzahat verirken. Foto Polaroid —Bozkurt

Bazı kimseler, Türkiye 3—4 milyon aldı ve Kıbrıs davasından rücu etti de-mektedirler. Bunlar Türk değillerdir arkadaşlar. Türk devleti paraya tama en Kıbrıs Türkünü sata-cak, mücadeleden vazgeçe-cek bir devlet değildir. Bu kat'iyen hayalinizden, ak-lınızdan geçmesin.

Taksim için mücadele-mize devam edeceğiz. Mü-

Eoka bir Türke tecavüz etti Tedhişçi Rumlar bu kritik günlerde havayı

bulandırmak için çalışmata ' , : ,J', Fikret Alkan evvelki ak-1 İarını yoketmek, önlerinde bui-

wm I-ı ymosunun Kiremit Fab- - ' m m m "Kası civarından geçtiği bir »ırada kendisine ateş edilmiş ve bir talih eseri olarak isabet Kaydedilmemiştir.

EOKA Rum tedhişçi teşkilâ-11 Maliyete başladığı günden nert Türklere karşı girişmiş oaltıftu tecavüzleri 7 Hazirana «adar devam ettirmiş ve en nl-»ayet o gün Başkonsolosluğu-m a bağlı Basın Bürosuna a-1 lan bir bomba İle tecavüzle-r i bütün çıplaklığı ile mey-dana dökmüş, masum kardeş-i m i z i katletmek, yetmişlik

^Uyarlarımızı arkadan vur-mak, Türklerin mal ve mülkle-

nl yakarak mahvetmek yolu-na «apmiştı.

®U hal böylece iki ay kadar o«vam ettikten sonra ansızın

mütareke ilân eden BOKA, "irklare v< İngilizlere karşı mütecaviz hareketleri durdu-racağım bildirmişti.

BOKA bu sözünde bir gün »le durmuş değildir. Bu ted-n»W!l güruhu, bütün sözde mü-tareke boyunca Türklerin mal-

dukları Türk mallarını ateşe vermekten bir an bile geri kal-mış değildir.

Evet, EOKA bütün mütare-ke boyunca Türklerin canlarını kur ta rmak için kaçmak zorun-da kaldıkları ve arkada bırak-tıkları evleri, bağları ve bah-çelerini yakmışlar, yıkmışlar-dır.

Bütün bunlara karşı Türk cemaatı memleket kanunları-na saygı göstererek susmuş, bunların bir gün adaletin pen-çesinde imana geleceklerini ümit ederek beklemişlerdir.

EOKA, Türklerin bu susma-sını yanlış anlamış olacak kl, Türklere karşı yeniden cina-yetlere yeltenmek cüretini gös-termiş, Leymosunda Dr. Fikret Alkan'a evvelki akşam ilk kur şunu sıkmıştır.

Bizim tedhişçi olmadığımı^, bizim yalnız bir nefis müdafâ-asından öteye geçmediğimiz en salâhiyeti! ağızlardan dün-yaya defalarca duyurulmuştur. Biz tedhişçi değiliz, f aka t bize dokunulduğu gün adanın ye-

niden kanlı hâdiselere sahne olması beklenebilir.

EOKA kirli ellerini Türkle-re uzatmamalıdır, çünkü Türk kendisine uzanan samimî eli sıkmasını bildiği gibi, uzanan iğrenç eli kesmesini de pek iyi bilir.

Bu durum karşısında hükü-mete de vazife düşmektedir. EOKA'nın yeniden faaliyete geçerek memleketi kana boğ-mak amacı güttüğü artık bir gerçek olmuştur. Yeni plâ-nın tatbikine hazırlanıldığı bu günlerde EOKA'nın havayı bu-landırmak İçin gayret sarfede-ceği de bir hakikatt ir . Buna göre hükümetin EOKA'ya kar-şı çok sıkı tedbirler alarak bu tedhişçi güruhunu ezmesi lâ-zımdır.

AVDET ETTİ Meslekî tetkiklerde bu-

lunmak üzere bir müddet evvel Türkiyeye gitmiş olan Doğum Kliniği sahibi Dr. Nevzat Uras dün ada-ya avdet etmiştir.

den, bir defa daha mahalî hükümet kanunlarına her zamanki gibi itaat ederek sükûnetle dağılmanızı rica ediyorum."

Konuşmasını bitirdikten sonra Dr. Küçük, yerli ve yabancı gazetecilerin so-rularını cevaplndırmış bu arada Türkiyeden temsil-cimiz geldikten sonra se-çimlere gireceğimizi söyle-miştir.

Bu arada, seçimlere iş-tirak ederek namzetliğini koyup koymıyacağı şeklin-de sorulan bir suale Dr. Küçük "O zaman gelsin de.." cevabını vermiştir.

Bir teîhisçi daha firar etti

1957 Nisan ayuıdatevkif edilen ve Koççinotirimitya kampında mevkuf tutulan Avgorulu 30 yaşında Yor-gos Kiryako isimli bir ted-hişçi evvelki akşam mevkuf tutulduğu kamptan kamış-tır.

Resmî makamlar tarafın-dan açıklandığına göre Kır-yakonun ne şekilde kaçmış olduğu araştırılmaktadır.

Bir Türk evi yakıldı Leymosunun Rum kesi-

mindeki Türkler tarafın-dan tahliye edilen ve Türk lere ait olan bir ev geçen giin Rumlar tarafından yakılmıştır.

Yangın la eve 500 lira-dan fazla hasar olmuştur.

Tabanca aşırmak istedi Bir ingiliz askerinin ta-

bancasını aşırmaya yelte-nen 20 yaşında Kenulla Haritu isimli bir Rum kı-zının yargılanması dün so-na ermiş ve bir sene müd-detle nezaret altında ve Leymosun hudutları dahi-linde kalması emredilmiş-tir.

Kenulla geçen Temmuz ayı esnasında karısı ile bir likte gitmekte olan bir İn-giliz askerinin belindeki tabancayı çekmiş, tabanca bağlı olduğu için onu lca-çıramamış ve daha sonra askerle araalrmda çıkan çekişmede asker tabancayı geri almıştı.

Rum kızı tabancayı, ken dişini aldatan bir genci vurmak için almak istedi-ğini iddia etmiştir.

Ruslar Janpon gemile-rini top ateşine tuttu Tokyo 12 Japonyanın

kuzeyinde balık avlamak-ta olan üç Japon balıkçı gemisi Tokyoya gönderdik leri bir telsiz haberinde, Rus harb gemileri taraf ın dan top ateşine tutulduk-larını bildirmişlerdir. Ha-berde ayrıca ilâve edildiği-ne göre top ateşi neticesin de gemiler toprağa otur-muş ve bir gemi Ruslar ta rafından tevkif edilmiştir.

Hadise hakkında soruş-turmalarda bulunmak üze-re üç Japon harb gemisi yola ıkmıştır.

Başkan Eisenhower Beklenen Beyanatını Yaptı

Uzak Doğuda Durum Ciddi Olmakla Beraber Harp Tehlikesi Yoktur

Washington 12— Birle- adaları ele geçirmek olma-şik Amerika Cumhurbaş-kanı Eisenhower merakla beklenen Uzak Doğu beya natını vermiştir.

Birleşik Amerika radyo ve televizyon istasyonları tarafından yayınlanan be-yanatında Eisenhower, Uzak Doğudaki topları sus turacak ve sulh yoluyla bu bölgedeki anlaşmazlık-ları ortadan kaldıracak bir toplantıya Amerikanın ta-ra f t a r olduğunu, bildirmiş fakat bu bölgede bir yatış tırma siyaseti takibetme-nin Amerika için mevzuba his olmadığını söylemiştir.

Quemoy adalarına komü nist Çin tarafından yapılan tecavüzlerden maksat, hu

dığını ileri süren Başkan, bunun, komünist Çin ile Sovyet Rusyanın el ele vere-rek hür dünyanın kuvveti-ni denemeleri olduğunu iddia etmiştir.

Başkan Eisenhovver, Uzak Doğuda durum ciddi olmakla beraber vaziyet-ten ümitsiz değilim. Asla sürüncemede kalmıyaca-ğız. Ben, harb olmıyacağı-na inanıyorum" diyerek sözlerine son vermiştir.

Bakanın beyanatı hak-kında resmî yorumda bu-lunan Rus hükümeti, boya natın Amerikalıların sinir lerini yatıştırmak için ya-pılmış olduğunu iddia et-miştir.

MAHKEME HABERLERİ :

Bir Rumu Öldürmek, Birini de Yaralamakla ttham Edilen

Celyalı İbrahim Ahmet'in Duruş-ması Pazartesi Devam Edecek

(Hususi Mahkeme Muhabirimiz Yazıyor)

19 Temmuz tarihinde bir Ru-mu öldürmek, diğerini de ya-ralamakla itham edilen CV' ya-lı 32 yaşında çoban Ibıuhim Ahmed'in durusmasına dün de Ağır Ce zada devam olunmuş-tur.

Dünkü duruşmada şahadet veren İbrahim, itham edildiği cirayetin işlendiği saat la ıda vak'a yerinden çok uzekta Oel-ya köyünün Orohillni mevkiin-de davarını otlattığını söyle-miştir.

Ayni mevkide kendisiyle bir-likte Mehmed Ömer, Cafer Alı-med ve Mustafa O man Kim-lerinde çoban arkadaşlarının da bulunduğunu söyliyen İbra-him, üzerine doğru gelmekte olan iki kişiyi gördüklerini ve onlara yaklaştıkları vakit şüp-he ettiğinden "geri durunuz, ileri gelmeyiniz" dediğini söz-lerine ilâve etmiştir.

İbrahim, bu sırada iki ada-mın birer tabanca çıkararak üçer defa kendilerine ateş aç-tıklarını ve faka t isabet etti-remediklerini, bunun ürerine korkarak köye doğru kaçar-ken ıslık çalarak, haber verdik lerini, askerlerin geldiğini ve

onlara vaziyeti anlattıklarını söylemiştir.

Asken kumandan cipi ile gittikten sonra geri polis mü-fettişi Varnava ile birlikte dön müş ve İbrahlmi katillikle it-ham ederek tevkif etmişti. İb-rahim o vakte kadar köy ya-kınındaki kuyu u yanında, da-varlarını suvarmakta idi.

İbrahim yapılan ithamı red-dederek: "Karlbisi ben öldür-medim vc Loizu'yu da ben ya-ralamadım" demiştir.

Duruşmaya Pazartesi devam olunacaktır.

BOMBA TAŞİYAN RUMLAR

2 Temmuz tarihinde Beledi-ye evleri yakınında bir taksi İçerisini.'e :î bomba ta.şıyan 7 Kıbrıslı Runı, dün mahkeme huzuruna çıkarılmış ve İtham edilmişlerdir. Dört tanesi ka-bul etmediklerinden beraat et-mişler diğer üç tanesi de .'1 er sene hap.se mahkûm olmuşlar-dır.

Bombaların bulunduğu ak-şam, otomobil içindeki bomba-lar berhava edilmişti.

S A K A R Y A Z A F E R İ Sakarya tarihin en uzun süren meydan muha-rebesidir. Orada kanla barut döğiişmüş ve dâhi bir Başkumandan idaresindeki emsalsiz bir ordu elinde kan ve baruta galebe çalmıştı.

37 sene evvel bu gün, 13 ri ile 23 Ağustos 1021 de Eylül 1921 de, Sakarya taarruza geçmişti. Düşma Meydan Muharebesi zafe-rimizle neticelenmişti.

Kütahya ve Eskişehir

ııın 88 bin tüfeğine 40 bin tüfekle, 7 bin makinelisi-ne 7 viiz makineliyle, 300

muharebelerinden sonra bir müddet duraklamış olan düşman orduları Kral Konstantin'in Ankarayı hedef tutan bir günlük em

topuna 177 topla ve 1300 kılıcına 2745 (bazılarına göre 4727) kılıçla mukabe-le eder. Ordumuzun mal-

( Devamı 4 iıueii s a y f a d a )

Quemoy Adalarına tecavüz edi-lirse Amerika müdahale edecek

Washington 12 (R) Bir leşik Amerika Savunma Bakanı Neil McElroy Que moy adalarına yapılacak herhangi bir tecavüze Bir leşik Amerikanın karşı ko yacağı kanaatında olduğu-nu söylemiştir.

Bir gazeteciler toplantı-sında konuşan Bakan, Baş kan Eisenhovver'in beyana tı ile Hariciye Vekili John Foster Dulles'ın daha ev-velki beyanatlarını kendi-sinin bu şekilde anladığını bildirmiştir.

Savunma Bakanının ka-naatına göre Quemoy ve Matsu adaları Formosamn müdafaası için elzemdir ve Komünist Çin de bu adaları almakla Formosaya yapaca-ğı tecavüzün kolaylaşacağı-nı beyan etmiştir. Bunun için, Quemoy adalarına ya-pılacak tecavüze karşı hare-

kete geçmek Başkan Eisen-lıoweriıı tamamen yetkisi dahilinde olacaktır.

Yeni Tiyatro Heyeti Geldi

Memleketimizde seri ha tinde temsiller verecek olan Ankara Yeni Tiyatro heyeti, dün akşam T.H.Y. uçağı ile şehrimize gelmiş tir.

Aralarında film. Radyo Sinema, ve sahne sanat-kârlarının da bulunduğu 22 kişilik heyet, bu akşam dan itibaren Halk Sinema sında programlarına başlı-yacaktır.

Çelen sanatkârlar ara-sında Adamızda iyi tanı-nan ve tutulan ses sanat-kârlarından Şadan Adana-lı da bulunmaktadır.

M 1

Page 2: MMIMMMM,,li ttham Edilen Küçü tezahüratlk karşılanda ıevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1958/Eylül/13Eylul1958-Bozkurt.pdf · de gemile toprağr otura - muş ve

CUMARTESİ, 13 EYLÜL, 1958

SAYFA 2

JMOtO+OOOOOtttf tttt-0- 81 V9#tttfjjj^MM^^*^ $ ^ i'

îfffNftnGmsijl İ k t i s a d î k a l k ı n m a —

Kıbrıs Türk cemaati siyasî oldu-ğu kadar iktisadî bakımdan da önem li bir problem kanısındadır.

Hem siyasî ve hem de iktisadî bakımdan bizi mahvetmek için y ı l -laıdanberi didinen Rum dostlarımız! bu mücadelelerinde bir semere ala-madan hüsrana uğramışlar ve parti-yi kaybetmişlerdir.

iktisaden bizi kemirmekle kifa-| yet edemiyen Rumlar siyasî dolaplar I ve tethiş yolları ile Türk cemaatini ve .

felâket uçurumlarına yuvarlamak ve en nihayet bu güzel vatandan top yekûn kaçmamızı hedef tutmakta-dırlar. Fakat biz, cemaat ve millet olarak her zorluğa göğüs germeğe ve her tehdide karşı koymağa çoktan azmetmiş bulunuyoruz. Ata yadigârı bu adanın hakiki sahipleri biz oldu-ğumuza inanarak bir tek kişi kalın-caya kadar mücadelemize devam edeceğiz.

İktisadî kalkınma hamlelerimi-zin son aylarda hızlandırılmış bulun-ması yakın bir gelecekte bizi müsteh lik mevkiinden kurtararak kendi ih-tiyaçlarını bol bol karşılayabilecek müstahsil bir duruma ulaştıracağına şüphemiz yoktur.

Gelişmekte olan Türk ticareti henüz inkişaf devresine vasıl olmuş bulunmamakla beraber Türk Tüccar ve asnafının geleceğine ümidle baka-biliriz Ru mücadelede kısmen olsun

mahrumiyetle de yüz yüze gelsek bile seve seve buna katlanacak ve kendi paramızla bizi vurma kiçin Eoka'ya silâh satın alanlara bu fırsatı vermi-yeceğiz.

Kıbrıs Türkünün bu adadaki be-kası, ancak ve ancak iktisadî haki-miyet temin etmekle mümkündür. Bu hakikati çok daha evvelden göre- S bilen Anavatan Büyüklerimiz Kıbrıs Ş Türküne bu hususta yardım elini uzatmak kararını almış bulunmakta-dır.

Aydın ve mes'ud günler uzak değildir. Saadet güneşinin ufukları-mızda doğacağına inanmış olmanın huzuru içindeyiz. Bu gün çekilen ıs-tıraplar elbet bir son bulacak ve re-faha ulaşmış bir cemaat olarak saa-detimizi paylaşmak fırsatını bulaca-ğız.

"Türkün Türkten başka dostu yoktur." diyen Büyük Atatürk'ün vecizesinde bütün manalar münde-miç bulunmaktadır.

Yekdiğeıimizi sevmek ve hima-ye etmek en büyük prensibimiz olma-lıdır. Tarih boyunca uşak yaşamak zilletine katlanmayan asil Türk ev-lâdı ilelebed kendi kendisinin efendi-si olmakta devam edecektir.

En büyük parolamız yekdiğeri-mizi himaye etmek olmalıdır.

BOZKURT l 2

'•X B ENTERESAN I K Ü S E : J J e * J & FTJÛM.

İranlı talebenin cinayeti! .Muhsin Celve, boylu pos-

lu, yakışıklı, tipik bir deli-kanlıdır. Zengin bir İranlı tiicearm oğludur. 1951 den beri Aachen Yüksek Teknik okulunda okumaktadır... Fa kat bu okumanın, normal bir okuma halinde olmadığı Muhsinin hâlâ imtihanının verememiş bulunmasından anlatılıyor. Bu hal, babası-nı da pek üzmüş olacaktı ki son aylarda Muhsine gönde rilen para bir hayli kısılmış ti.

Yoksa Muhsin, bir talebe için hayli vyüksek bir maaş-la yaşıyordu orada. Belki hatâ buradaydı. Okumak için muhakkak çok paraya liizum yoktur. Ilattâ parası az olanların daha iyi oku-dukları sık sık görülmüştür.

Ve Muhsin bu lıava içinde, kendini istikbale hazırlaya-cak tahsile başlamıştı. İlk senenin hemen ilk ayların-da, biraz Almanca öğrendik ten sonra Marlies'le tanıştı. Sarışın ve güzel bir kız olan Marlies Millisini çılgın gibi sevdi. Okadar sevdi ki Muh sinin aksiliklerine, hattâ ka yamaklarına göz yumdu.

Marlies'le Muhsin birkaç sene seviştiler. Hattâ herkes onları nişanlı telâkki etme-ğe bile başladı. Derken 1054 yılıl Aralık ayı geldi çattı. Muhsin o ay içinde Aachendeki Femina adlı dans lokaline gider oldu. Birdenbire âdeta dadanırca sına... .Marlies, önce bunda bir fevkaledelik görmüyor-du. Ama Muhsinin yavaş ya vaş Yüksek Teknik okulu-na de uğramamıya başladığ-nı her gecesini Femina'da geçirdiğini duyuyordu. Son-ra bu dadanmanın sebebini merak etti ve öğrendi!

Femina adlı lokalin sahi-bi Gnstav Kuypers adlı bir kumaş tüccarıydı. Ama ken disi ekseriya iş icabı seya-hatte bulunduğundan miies seseyi, 28 yaşındaki genç ve gayet giizel karısı Brun-lıil de idare ediyordu. Muh-sin bu kadına tutulmuştu.

Marlies : "Bu da geçer!" diye diişiindü. Şimdiye ka-dar kaçı gelmiş geçmiş, ya-kışıklı İranlı yine kendisi-ne kalmış değil miydi'?.. Bu sefer de öyle olurdu mıılıak kak.

1054 den 1955'e geçen yıl başı gecesinde, herkesin kı-saca Bruni dediği lokal sa-hibi kadınla Muhsin, müt-hiş eğlendiler. Okadar eğ-lendiler ki Marlies artık, herkesin önünde öpüşmeğe kadar varan bu ahbaplığa tahammül edemedi. Bir kıs-kançlık kavgası çıkardı.

iranlı talebe Muhsin Celve.

MAĞUSA NAMıK KEMAL LÎSESı MÜDÜRLÜĞÜNDEN :

Okulumuzun orta birinci sınıfına giriş imtihanlarında kazanan öğrencilerin adları aşağıda gösterilmiştir. Meş-ru mazeretleri dolayısıyle imtihana giremiyenlerin 30. Eylül. 1958 Salı günü sabah sn at 9 da imtihana alınacak lan sayın öğrenci velilerine saygıyle duyurulur.

Esat Lisaııi, Zülfıye Zihni, Erdal İzzet, Giilten Mehme-dali, Tuncay Osman, Göz-kamaş Mehmet, Musa Sup-hi, Mehmet BRiseyiç, Osman lı. İT. İbrahim, Cilven HU mi, Ra madan Osman, Kemal Hii şeyin, Sultan Naci, Mehmet Ersoy, Oktay Behiç, Musta-fa Ali, Ülkü Hüseyin, Tü-mer Mustafa, Ejder Orhan. İsmet İsmail, Halil Hüseyin. Hasan Sabri, Ahmet Meh-met, Mustafa Hasan, Ahmet Abdullah, Tuncel Mehmet, Hüseyin İbrahim, Necat Ne.j det, Fikri Salih,Niyazi Ali, Tahir Mehmet, Cafer Yıl-maz, Ergiin Raşit, Seyid Ali Mehmet, Salih Soykan; Taıı su Eyyüp, Asım Gültekin, Hasan Hüseyin, Celâl Beh-çet, Arif Ertoğrul,Emirzade Mehmet, Yıdıray Ahmet, Celâl Asilsoy, Hasan Meh-met, Havva Abdi, Hulusi Hasan, Mustafa Mehmet, Er gün Reşat, Hüseyin Özer Ertan Tahsin, Hasan En-ver, Remzi Ahmet, Kubilây Mehmet, Kayhan Mustafa

Hüseyin Ömer, Hasan. Mus-tafa, Ali Şener, Şadan Meh-met, İlkin Cevdet, Hüseyin İbrahim, Kandemir Hasan, Ahmet Hasan, Yaşar. Behıç, Nihat Ahmet, Erol Huse-vin, Ali Armağan Mustafa, Hasan Ali, Tumaç Kemal. Ali İrfan, Tiiııay İrfan, Meh met Hasan, Güney Hasan, Sadık Kanatlı, Hasan Mus-tafa, Kemal Mehmet, Cafer Hasan, Erdoğan Mustafa Saldıray Hüseyin Haşim Coşkun, Erol Mustafa, Mus tafa Mehmet Ali, Soner M Zorlu, Ünal Kemal, Ö/ay Cemal, Kaya Mustafa, Gü-neş Şükrü, tlkar Kemal, Tünay Ali Osman, S. Cema-liye Murat, Seza Ali, Acay Nazım, Ayla Akif, Halide Zihni, Muazzez Kikri, Ejv-şen Miihiddin, Göksel Ca-fer, Sevim Gökcan, Hürmiis Rasım. Elif Muzaffer, Mü-niise İzzet, Şerife Şen, Nejlâ Mehmet. Sevilây Hü-seyin, Ülkü Cemaliye, Sul-tan Demirel, Giinel Milhan Ahmet, Meryem Meral,Dii-riye Tuncel, Zalihe Celil, Nuray Hüseyin, Aliye Gü-lây, Göksel Salih, Beyhan Ali, Ayşe Mehmet, Iîaııife Yusuf. Bilge Nadir, Ayşe İl-kay, Emine Hakkı, Meryem Ahmet, Fctine Ahmet, Ev-şen Mehmet, Ömer Metin, Bohiye Fehim, Pervin Meh-met, Ayses M. Ziya, Hanife Tevfik.

<•> •'•-• <••• •»> •»> •:•> :•> İstanbul Döşeme Evi CELÂL A. KALE

(ÖZKER YAŞIN TİCARET EVİ YANINDA) MECİDİYE SOK. No. 17

I

Kalkıp evine gitti. Bruni ile Muhsin, 1955 Şu

bat ayında, Aachen'in meş-hur karnavalını yine de baş başa, yine sevişerek ve eğ-lenerek geçirdiler. Sonra birdenbire ne olduysa oldu. Bruni başka gençlere dönü verdi. Henı nasıl dönüş... Bir daha tranlı gencin yüzü ne bakmamacasma.

Ondan sonra Muhsin yine her gece Feminaya ve bu lo kalin bir köşesindeki bara devamdan geri durmadı.

Hâdise akşamı yine öyle oldu. Bruni başka bir genç-le dansediyordu. Hem de nasıl bir dans! Adeta Muh-sin i kıskançlıktan deli et-mek ister gibi, Kavalyesinin

gözlerine âşıkane bakarak... Delikanlı, kadını birkaç

defa dansa kaldırmak iste-di. Her seferinde reddolun-du. Bunun üzerine yerine döndü. İçmeğe devam etti. Tâ sabahın dördüne kadar.. Bir ara hırsından kadehini avuçlarında sılap parçalıya-rak ellerini kan içinde bile bıraktı. Kadına bu da tesir etmedi.

Nihayet lokalin kapanma saati geldi. Kadın ufak oto mobiline atladı. Çekip gitti. Az sonra Muhsin de ilk otobüsle, şehrin kenar ma-hallelerinde, Bruni'nin tek katlı köşkünün bulunduğu semte kadar'uzandı. Köşke

(Devamı sayfa 4 de) •'•>•' -<•> •:•> .;•> <•> :•> :«< >:•> <•;< > , \ MYMILK MYMILK i

Sağlam sıhhatin temel taşı süttür. % MY MILK Sütleri her sütten üstündür.

Bakkallarınızdan ısrarla MY MILK Sütü is- § teyiııiz. Şekerli ve şekersiz MY MILK Sütleri | ucuzdur, üstündür, Türk idhalidir. MY MILK İ alırken, sıhhatinizi, kesenizi ve Türk esnafını ko- 1 rıımıış olursunuz. §

Idbalâtcısı $ t. Ç O L A K O Ğ L U Û

t. Alparslan Sokak, Tel 4108—Lefkoşa v

DİKKAT DİKKAT Kıbrıs Türk Halkına

M Ü J D E Güzel sağlam garantili Patarya doldurması

Otobüs tamiratı isterseniz yeni açılan dükkânı-mızı ziyaret ediniz.

ORHAN SALAHİ Adres:

Eski Polis Sok. No. 6 LEFKOŞA - KIBRIS

Herkesin zevkine uygun en son moda salon ve sündürme koltukları siparişlerini en modern yapan müessese olarak i f t i ha r ediyoruz.

Dünya modasına ait en son mecmua ve ka-taloklarımızı görmek için müessesemizi ziyaret ziyaret etmek kârınızdır.

Presibimiz Her Zevke Uygun Sağlam - Ucuz i ve Güzel iş yapmaktır.

BU GÜN ZİYARET EDEREK i NÜMUNELERİMİZİ GÖRÜNÜZ, w c > « r w <•> w w

f o t o H A S A N i TEMMUZ SOKAĞI No. 5

(Boyacıların Çıkmaz Sokağı) $

Her nevi film satılır, banyo edilir, | tabedilir ve büyültülür. ^

Filmleriniz 12 saat zarfında teslim s edilir. £

- TEMÎZ İŞ, - SÜRAT,

- U C U Z FÎATLAR <

ft->ag««W aş-

T A K S İ M SİNEMASINDA 12 Eylül Cumaadan Pazara kadar

S a a t 8.15. te

1PANÇ0 KÖŞKÜ HAZİNESİ (The Treasure of Pancho Villa) Shelley Winters - Rory Calhoun

Bir definin ardında yüzlerce insan . . . Superscope tekniğiyle çevrilmiş

RENKLİ KAVBOY filmi.

2. BELİREN SUÇSUZLUK (Naked Alibi)

Steıling Hayden - Gloria Gıaham Heyecanlı bir polis filmi.

TÜRK TÜCCARLARINA Genel acenti bulunduğumuz ve doğrudan

idhâl etmekte olduğumuz aşağıdaki yiyecek maddeleri ve başka çeşitleri; Kıbrısta bütün Türk Tüccar ve Bakkallar için doğrudan doğruya Fabrikalardan namlarına sipariş veya toptan satış kabul ederiz.

"ÇİÇEK" markalı kapalı tenekelerde en te-miz ve en üstün Hollanda sade yağı.

Çiçek markalı yağ Hollandanm en büyük fabrikalarının mamulâtıdır.

" LONK A" markalı en güzel şekerleme. Hollandanm Lonka şekerleme fabrikalarının

mamulâtıdır. "TOMMY BRAND" markalı Hollandanm en üs-

tün kaliteli ve birinci cins kırmızı ve tahta kutu içerisindeki peynirleri.

"TOMMY BRAND" peynirleri Hollandanm altın madalya kazanmış en nefis peynirleridir

"CAKEOMA" Keyik Paket Unları. İngilterenin en büyük fabrikalarında imâl

edilmektedir. "BANTA" meşhur Amerikan sakızları dünya-

nın en büyük fabrikalarında imâl edilir. Türk Idhalâtçı ve Genel Acente

Z. S. EBEOĞLU Selimiye Sokak No. 3

Tel: 5481 Lefkoşa

DÜNYA ÇAPINDA BÜYÜK BİR ŞÖHRETE SAHİP OLAN

S A J A

diktafonları ( tape recorder) kalite üstünlüğünü her zaman isbat etmiş bir markadı r .

SAJA Diktafonu kullanan binlerce talihliler ondan hayranlıkla bahsederler. Çünkü SAJA her zaman için mükemmeldir

Kıbrıs Genel Acenti A. SEDAT

Girne Yolu - Lefkoşa

Y E N İ Z A F E R (Eski ismi Zafer.)

K I Ş L I K S İ N E M A S I PEK YAKINDA SEÇME TÜRK FİLMLERİ İLE FAALİYETE GEÇİYOR

Tamamıyle Türk sermayesi ile ve Türk Hissedarlarının iştiraki ile Bay 2 2 * Î I S f E R f E S L Î T ^ İ l e ** ^ S S S S j L m ) K h l z m e t e ™ ^ ^ ^ H a l k i m n m a l û ™ üzere pek ya-

k ı m S l i L ^ S z ^ b U K l Ş U k desteklemeyi saym Hal-C U M A R T E S İ V E P A Z A R

riTMARTFSt t« T Ialmz S , a a t 3 d e i k i f i l i m birden. CUMARTESİ, İngilizce Sinemaskop 'CENGİZ HAN' ve TARZAN 1STANBULDA ve İSTİKLÂL HARBİ.

YENİ ZAFER Sineması Sahipleri, Boyacı Kardeşler.

m v e

I uıgut Eı miya (Limasol Halk Sineması, Sahip ve Müdürü).

PAZAR,

1

enel Acent i : REM SITKI 1

Page 3: MMIMMMM,,li ttham Edilen Küçü tezahüratlk karşılanda ıevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1958/Eylül/13Eylul1958-Bozkurt.pdf · de gemile toprağr otura - muş ve

13 EYLÜL, 1958 ( B O Z K U B I ) S A Y F A 3

, , , , „ , » » U » M I « M M t H » l l . t t l l l M I M » I U m » I I H I I » n i H I I I I I I I I I M I I I » t

BATI ŞİİRİNDE KIBRIS Osman TÜRKÂY

| üç feef s e n e ö n c e > A v r u p a ' d a n veya- A m e r i -ka'dan K ı b r ı s ' a m e k t u p g ö n d e r e n l e r z a r f ı n üze-

«Kıbrıs" diye y a z d ı k t a n s o n r a , t ı r n a k i ç in -j l 'Poğu Akdenizde b i r a d a " s ö z l e r i n i e k l e m e -likleriıulf pos tu m e m u r l a r ı t a s n i f t e g ü ç l ü k çe-

Igjijerdi. Bu g ü n i se K ı b r ı s h e r k e s t a r a f ı n d a n bilinmektedir. Z a m a n o lu r , r a d y o d in l ey i c i l e r i dilemeye dokunur d o k u n m a z h a b e r l e r i o k u y a n Serin ağzından ilk önce " K ı b r ı s " s ö z ü n ü işi-JjT Televizyonda da öy le . Y a he l e g a z e t e l e r d e . . Onlar b a ş k a â l e m ! .

Bir gün b a k a r s ı n ı z , s a b a h g a z e t e l e r i i r i puntlarla ön s a y f a l a r ı n ı n b a ş ı n a t u m t u r a k l ı b i r "KIBRTS" y a z d ı k t a n s o n r a b i r i b i r ü s t ü n e ik i nokta o t u r t u p b a ş l a r i z a h a : K ı b r ı s t a şöy l e o ldu , böyle oldu; bu k a d a r k i ş i ö ldü , ıbu k a d a r i n s a n yaralandı.. M ü t a r e k e ' b e y a n n a m e l e r i , b a r ı ş ü m i -di, ve n ihaye t m ü t a r e k e .

Ya hele a k ş a m g a z e t e l e r i . . Ş i k a g o v â r i c i n a -y e t haberler ine b a y ı l a n a k ş a m g a z e t e l e r i b u gibi haberleri s ü s l e m e s i n i p ü s l e m e s i n i d a h a iyi becerirler.

Yeraltı t r e n l e r i i s t a s y o n l a r ı n ı n k a p ı l a r ı Önündeki g a z e t e r e k l â m a f i ş l e r i n d e K ı b r ı s , sokakta y ü r ü y e n a d a m ı n a ğ z ı n d a K ı b r ı s , P a r t i

ıdeld t o p l a n t ı l a r d a K ı b r ı s , H y d e ı m ı t k e d e n z e n c i n i n a ğ z ı n d a K ı b r ı s , s a ğ -

c ı n ı n konuş tuğu K ı b r ı s , s o l c u n u n k o n u ş t u ğ u JffiP* I

Bir z a m a n l a r K o r e d e (böyleydi , M a c a r i s t a n da böyle o l m u ş t u . F a k a t K ı b r ı s ile C e z a y i r b u günün konu la r ı o l a r a k y a ş a m a k t a d ı r l a r .

Zannetmiyelim k i K ı b r ı s ile i l g i l e n e n s a d e c e basit ha lk t ı r . B ü y ü k d e v l e t a d a m l a r ı , p o l i t i k a c ı -lar, m ü t e f e k k i r l e r , e d e b i y a t ç ı l a r d a a y n ı d e r e -cede bu konu ile i l g i l i d i r l e r . G ü n l ü k p r o p a g a n d a ya kaçmadan, s a n a t ç ı l a r v e e d e b i y a t ç ı l a r , K ı b -rıs meselesini " s ö m ü r g e " m e s e l e s i o l a r a k ele alırlar Z a m a n ı m ı z ı n d i ğ e r b ü y ü k d ü n y a d â v a l a -rı arasına Kıb r ı s d a k a t ı l m a k t a o l an s ö m ü r g e c i Irk zincirinin b ir h a l k a s ı o l a r a k k a r ı ş t ı r ı l m a k t a -dır. Bunda e ğ e r bir h a t a v a r s a o d a K i b r i s i n bir sömürge d a v a s ı o l m a y ı p u l u s l a r a r a s ı b i r mesele olduğu h u s u s u n d a f a a l i y e t g ö s t e r e n İn -giliz p r o p a g a n d a s ı n ı n b a ş a r ı s ı z l ı ğ ı d ı r .

" P a r i s R e v i e w " i s iml i s a n a t d e r g i s i n i n son sayısında K ı b r ı s t a n d a b a h s e d e n b i r ş i i r ç ı k m ı ş tır. " P a r i s R e v i e w " m e r h u m A ğ a H a n ' ı n oğ lu Sadreddiıı A ğ a H a n ' ı n s e r m a y e s i y l e d ü n y a n ı n en tan ınmış s a n a t ç ı l a r ı t a r a f ı n d a n H o l l a n d a ' d a hazırlanıp b a s ı l m a k t d ı r . A v r u p a ve A m e r i k a ' d a çok t u t u n m u ş o lan b u d e r g i n i n F r a n s a ' d a i n g i l -tere'de v e A m e r i k a d a ş u b e l e r i v a r d ı r .

Yüz k ı r k b e ş s a y f a g ib i m u a z z a m b i r h a c i m -le çıkan d e r g i n i n son s a y ı s ı n d a " R o m a n S a n a t ı " üstüne E r n e s t H e m i n g w a y ile y a p ı l a n b i r ko-nuşma, Ph i l i p R o t h ' u n Y a h u d i t e m i ü s t ü n e b i r denemesi, J a c k C o p e ' u n h i k â y e l e r i , R e s s a m Vali ve G i a c o m e t t i ' n i n çe ş i t l i r e s i m l e r i , ş i i r l e r ve h ikâye le r y a y ı n l a n m ı ş t ı r . B u a r a d a ş a i r W. D. S n o d g r a s s ' u n K ı b r ı s ı d a i ç ine a l a n b i r şiiri ç ı k m ı ş t ı r . S e m b o l i k b i r ş a i r o lan S n o d g -rass' ın ş i i r in i T ü r k ç e y e ç e v i r i p a ş a ğ ı y a a l ıyo-ruz:

T E P E Ü S T Ü N D E K İ O K U L A V L U S U Kocarnış köklü ağaçların saygıdeğer gezisinde, Gururla dolaşıyor, hoppa zenginliklerin çocukları; Dank demiş kafalarına dangırtısı mutlulukla

Saat Kulesinin "Oynamak istemem evinizde "Artık sevmiyorum sizi." Evim karşı tepenin üstünde benim Çayırlar arasında, düşmüş devrik bahçe

çitleriyle çepçevre; Bir geyik gelir kapımadık En berrak sabahın aydınlığında bile görünmeden. Aradaki boş havada beyaz kuşların kuşağı Zibü yığınları ve onlara bitişik evlerin üstünde Yavaşça uçuyorlar, dönüyorlar, yere iniyorlar Pul pul elenerekten küçük kasabanın üstüne Sırça damlacıklar biçimi. Hâlâ, bu sabah, bu durgun manzara Uçan'kuşlar, fakir evlerinin arka avluları, Çarşı meydanı, ölü kanal ötesinde tepenin sırtları Havada muallâkta durmada.

Bugünden doğuverdi yarın: Cezayir'de Kıbrıs'ta Alabama'da kargaşalık Eskiler hatalı, imparatorluklar devrilmede l'e çiniler toplanmada, sessiz delil yerine. Böyle bir sabahta ne söyliy e bilirim gençlere? Usumuz bir esenlik? —grammer de?— Hayır yavrucuklarım ayaklanayım demeyin siz. Beyazdır onlar, belirsiz bir öfke ile itilmiş,

Quaker" leri tövbe ettirecek bir mukavemet sizlikle karşı koyuyorlar kendi ruhlarına. H< r gün Tanrım, her gün l'tühiyetlerini giyerler başlarına Oldukları tepeden bakarak diyorlar kendikendilerine: Gidecek yerimiz kalmadı aşağıdan başka

"Büyük hedef burada durmak." Şüphe yok uslanacak uluslar; Dünyaya bakıyorlar -değil mi?- dünyanın gidişine? Saatin şimdilik diyeceği başka bir şey kalmadı.

—W. D. SNODGRASS

N O T : Q u a k e r s , t n g i l t e r e d e ıbir m e z h e p ha-hne gelen bir dos t luk c e m i y e t i n i n ü y e l e r i n e d e -nir. B u n l a r h a r b e t m e k t e n , y e m i n v e r m e k t e n k a ç ı n ı r l a r ; g iy imler i , tav ır lar ı v e dinî ay in ler i Çok s a d e v e bas i t t ir .

•*»"!".""""

DELFTINA ve TULIPAN Nedir ve Nerede Bulunur ?

BASININDAN

»»»»»»»»»»»»«»»»»»i

E İ H N O S Gazetesi Kıbrıs Meselesinde başarı sağla-ması İçin Yunan Heyeti İle Ktnarhiya üyelerinin faali-yetleriyle İlgili olarak şun-ları yazmaktadır :

Cuma gün, (dün) Cenova tari-kiyle New Yorka gitmek için iki şahsiyet Atinadan ayrılmış-lardır. Bunlardan biri Yunan Delegasyonu üyesi olup Birleş-miş Milletlerde Kıbrıs Mesele-sini savunacaktır , ö teki şahsi-yet ise "Aydınlatma Heyetine" seçilen temsilciler arasında bu lunmaktadırlar . Aydınlatma he yeti üyelerinden olan Rossidis Cenovada bir gün kalacak ve bu müddet zarfında Cenova ef-kârı umumiyesince Kıbrıs Mese leşini tetkik edecektir.

Ethnos muhabirine bir beya na t t a bulunan bu iki şahıs Et narh i ya ile Aydınlatma Heye-tinin Kıbrıs Meselesinde ne ka dar kararl ı olduklarını ve mü-cadelelerinde ne kadar şiddetle uğraşacaklarını tebarüz ettir-mişlerdir. Bu arada yabancı devletlerin temsilcileri ve a jans l an ile temasa geçerek halkı olanlardan haberdar edilecekle rini ilâve etmişlerdir. Bu iki şahsa göre Kıbrıs Halkının hürriyetini elde etmesi ve Türk - İngiliz plânının akame te uğratılması için Heyet can-la başla uğraşacaktır .

ELEFTEBİYA Gazetesi Atina resmi kaynakların-dan sızan şu haberi yayın bunaktadır :

Yunan Hükümeti, Kıbrıs Mese-lesiyle ilgili olarak, Birleşmiş Milletlere müracaat ettiği için şimdilik NATO Konseyini ra-hatsız etmek" arzusunda değil-dir. tngilterenin Kıbrısa sundu ğu plânı tatbik etmeğe karar veremeslni Yunanistan hoş kar şılamamış ve bu durumu şika-yet etmek için harekete geçmiş tir. NATO Konseyi Sekreteri-ne bir mektup gönderen Yuna-nistan sadece tngilterenin bu hareketini tasvip etmediğini tebarüz ettirmiştir Mamafih Yunanistan Konseyini toplana rak Kıbrıs Mevzuunu müzake re etmesi için harhan.gi bir ricada bulunmuş değildir. Bu mevzua temas eden Hariciye Bakanlığı vekili Tsatsos Yuna-nistanın NATO ya müracaa t ta bulunduğuna dair dolaşan söy-lentileri yalanlamıştır. Cumar-tesi yaptığı bir nutukta Kara-manlisin. bu vasıtaya baş vura-rak plânın tatbikine mâni ola-cağını söylemekle ne kastetti-ği mealindeki bir suale Tsatsos cevap vermekten kaçınmıştır.

FİLELEFTEROS Gazete-sinin Londra muhabiri Londra Basınında çıkan haberlerle ilgili olarak şu habeerlerl göndermiştir :

İngiltere Hükümetinin Kıbrıs Plânını tatbik etmekte kararlı olduğunu söylemek lâzım değil dir. Bu arada plânda hissesi olan Türklerin temsilcileri Tür kiyeden adaya bir Ekime ka-dar va^ıl olması beklenmekte-dir. Bu arada bu yeni plânını İngiltere Birleşmiş Milletlerde yegâne hâl çâresi olarak göste recek ve dolayısıyle bu plânını savunacaktır . İngilizler bu plânlarıyle sadece Türkleri gü-cendirmemek siyasetini güttük lerlni unutmamaktadırlar . Bu zamanda veya yakın bir gele-cekte Makariosun adaya dön-mesine müsaade edilmemesi için Muhafazakâr ta ra f ta r ı ga zeteler kampanyaya girişmiş-leredir. Bu müsaade Makario-sun yeni plânı kabul edece-ğine dair garanti vermesinden sonra tanınmalıdır. Son. beya-natlarında İse Makarios yeni İngiliz Plânına şiddetle saldır-

mış ve bunu asla kabul etmlye ceğini söylemiştir. Bu görüşü iki muhafazakârPar t i t a ra f t a -rı gazetenin ileri sürmesine gö re İngilizler Plânın adada ta t -biki için Makariosun işbirliği yapmasının elzem olduğunu artık anlamışlardır.

CYPRUS MAİL Gazetesi geçen gün bir beyanatta bulunan Yunan Kralı Pol'a karşı ingiliz "Evening Standard" gazetesinin hü-cumlarını şöyle anlatmak-tadır :

İsviçrede Kıbrıs Meselesi i'e il-gili beyanatta bulunan Yunan Kralı Pol'un iddiaları tamamen asılsızdır. Yunan Kralı bu me selenin moral mücadelesi ile ka zanılacağını zannederek yanılı yor. Kibrisin geleceği ile İlgili olarak Britanyanın Yunanistan la fikir ayrılığı olabilir. Muh-tariyet ve Türklerin haklarına saygı gösterilmesi gibi mesele-ler hasır altı edilemez. Lâkin K ı b r ı s M e s e l e s i n i dünya umumî efkârına bir hürriyet ve e s a r e t me-selesi gibi göstermek hakikata mugayirdir. Yunanistanda vu ku Ijulari Komoni t ayaklan-masına karşı müdafaa ettiği-miz Yunanistanın Kralı bu iyili ğimizl bu kadar tez mi unuttu ? Adadaki sağcı tethtfçiler Yuna nistandaki solcu asilerin ayni ayarındadır. O komünistler ki şahsen Kral Pol'u tahtdan asa ğı almak istemişlerdi. Yunan Kralının bu beyanatı İngiliz siyasetini takbih ettiği için hayret uyandırmıştır Kral Pol adadaki gangsterleri des-teklemektense aklıselimle ha-reket et=e daha iyi olur.

TIMES OF CYPRtJSga-•/.etesüıe göre bir müddet-ten beri adayı ziyaret et-mekte olan tşçl Partisi re İsi Tom Drlberg'i sabık Britanya Başvekili Chıırr-hill'ln yeğeni Randolph Churchill şöyle tenkld et-miştir:

"Bundan bir ha f t a evvel İs-çi Partisi t a ra f ta r ı olan bir gazetede (Reyno'.d News) bu partinin Reisi Tom Driberg'in bir yazısı intişar etmiştir. Tom yazısında Rumların bu plânı kabul etmeleri için adaya ta-yin edilecek Türk temsilcisi-nin katledileceğini ileri sürmüş tü. Bu arada Tom, Makariosun. adaya dönmesinin kaçınılmaz olduğunu iddia etmiştir. Biz İngilizler Başvekilimiz Mac Millan bize söyleyeceği her şe-yi yapacağız. Ona itimad edi-yoruz. MacMillan fevkalâde a h ' val zamanında korkarak kaça 1

cak cinsten değildir. Kıbrısta bulunan 60 bin. İngiliz tabaalı şahısların da yeğenleri, kardeş lerl de vardır. Bu şahısların Tom Driberg tarafından alda-tılacaklarını tahmin etmiyo-rum. Driberg'in iddiaları asıl-sızdır."

Driberg bu tenkide cevap olarak kısaca şunları söyle-miştir:

"Randolph Churchill benim "Reynold News" gazetesinde intişar eden yazımı okurken iyi görmediğini zannediyorum. Ben cidden ne Türk Komiseri-nin ve ne de başka birinin ada da öldürülmesi t a ra f ta r ı de-ğilim.'

B u l m a c a Hazır layan : M. Ş.

1 2 3 4 5 6 7 8 9

1 • • • • • • • • • 2 •3 • • • • • • • • • 4 • • • • • • • • • 5 • • • • • • • • • 6 • • • • • • • • • 7 • • • • • • • • • 8 • • • • • • • • • 9 • • • • • • • • •

Soldan S a ğ a : . B ü y ü k şark şehirlerinde

antika eşya satı lan üstü ka-palı pazar. '2. Bir yazıyı sö-kebilme. Sıcak mevsim. 3. Sayı . 4. Derelerden tedarik edilen inşaat malzemesi. Bir renk. 5. Sizinle orada"ki me-safey i git t ikçe açan. 6. Sü-ratsiz. 7. Tersi aşağı taraf. Şöyle böyle. 8. A y ı yuvası . Nekes. 9. Vi lâyet . Lezzet. Çıra dumanı.

Yukarıdan aşağ ıya : 1. İ lâve. Yarar veya uy-

gun. Fraıısada bir şehir. 3. Daima harekette olan. 4. Bar sak. Tersi istikamet göste-rir.5. Traşı epice uzamış. (S. Derece veya sınıf (Fransız-ca) . Köpek. 7. Avuç içi. (Bu) dan bir az ötede. 8. Şöhret. Kafkasl ı . 9. Bir rak-kam. Duygu.

D Ü N K Ü B U L M A C A M I Z I N ÇÖZÜMÜ

Soldan S a ğ a : 1. Boyunbağı . 2. A p a ş -

Azar. 3. Ge (Akraba) . 4. Irak - ul (bu) 5. Şarlatan, fi. Baf -Nar. 7. Azeri - Aza. 8. Mad (dam) -lirik. 9. Amerika.

Yukarıdan aşağ ıya : 1. Bağış lama. 2. Opera -

zam. 3. Ya - Arbede. 4. uşak lar. 5. Afi l i . 6. Barut - ik. 7. Azalan nara. 8. fiab (bağ) Nazi. 9. Irak - Rakı.

TÜRK t CASUSU

İ N G İ L İ Z . K E M A İ

246 Y a z a n : R E C A İ S A N A Y

Ankara ???

B U A K Ş A M K İ N Ö B E T Ç İ E C Z A N E

H . T i m u r 98, G i r n e C a d d e s i

A Ç I K L A M A

B e n a ş a ğ ı d a i m z a s a h i -bi Ç a m l ı k ö y l ü M u s t a f a Os-m a n , h a l e n L e f k o ş a d a K y k k o a s k e r i k a m p ı n d a b e r b e r l i k y a p m a k t a y ı m .

S o n z a m a n l a r d a " V a t a n H a i n i " o l d u ğ u m y o l u n d a a s lı o l m a y a n baz ı ş a y i a l a r ı n ç ı k a r ı l d ı ğ ı n ı ü z ü l e r e k i ş i t -m i ş b u l u n u y o r u m .

B e n i t a n ı y a n l a r n e k a -d a r m i l l i y e t ç i o l d u ğ u m u ve v a t a n ı m için h e r a n ö lme-ğ e h a z ı r o l d u ğ u m u çok iyi b i l i r l e r . B ö y l e b i r ş e y d e n ş ü p h e e d e n l e r , h a k k ı m d a s o r u p a r a ş t ı r s n l a r . B u n l a -r ı n , ben i ç e k e m i y e n baz ı k i m s e l e r t a r a f ı n d a n ç ı k a -r ı l d ı ğ ı n a i n a n ı r ve b ö y l e b i r n a n k ö r l ü ğ ü a k l ı m d a n d a h i g e ç i r m e d i ğ i m i aç ık l a -r ı m .

M u s t a f a O s m a n Ç A M L I K Ö Y

P R E , P R E , P R E TÜ ÇABUK. TEMİZLEME MUCİZESİ

, SÜRATLE Y I K A Y A N J f l B U N TOZU

M)L KÖPÜK Y f l P f l N MÜHİM

A L M A N K E Ş F İ I ^

fe PRE mmmm

* *FSı »

YAKİNDA Ç A R Ş I L A R I M I Z D A

K İ B R İ S G E N E L flCENTI

MEHMET T E Y F İ K V E OĞLU TIZI PFTŞN sı ur HOŞUN

Yeni kabinenin bu şiddetli hareketinden münfa :! olan ' ü t lerciler, memleketi iktisadi ı cp beden sıkıştırmak faaliyetine geçtiyseler de, Kral, buna ehemmiyet vermiyerek müste-bit bir idare tatbik etrmşıi. Ta-kat, bu yüzden, memleket mü-nevverlerinin, gençlerin bir ku mı Karol aleyhine cephe al-mış, Yahudi aleyhtarlığı vavıl-mağa başlamıştı. Bu ara U, A! manlar da, gizli ajankıriyle gençliği körüklüyorlar, rejime karşı kışkırtıyorlardı..

Ticaretle uğraşır ^Viinen Bükreşteki Alman teşkilât'.ıi'n reisi Kari Şmit, para kuvvetıy

,1e el altından işliyor,ta>. iftar ( buluyordu. Bu meyanda, , Ov-

niboreşte) teşkilâtını kunnuş. Yahudiler aleyhinde beyanın meler dağıtarak, altına \ De-mir Muhafızlar Teşkilat') damgasın! basmıştı. Bunun ne ticesi olarak, hükümet şüphe-li görünen Rumen gençlerin-den binlercesini yeniden ha-pishanelere doldurmi';tu Ha-pishane ve zindanlara at 'hn Rumen gençleri arasnda giz-li teşkilâta dahil bulunanlar-dan hiçbir fert yoktu. Rumen hükümeti, bütün araştırmalara rağmen bu cemiyetin ne mer-kezini, ne de azasını keştede-bilmişti.

Müstebit bir idarenin zulüm ve tahakkümü altında yaş'yan ve her millet gibi hürriyete meftun olan Rumen milleti içindeki bu yarayı —tedavi irin üzerine merhem sürmeğe değil —deşmeğe koyulmuştu! Demir Muhafız Teşkilâtının Demir Muhafız gazetesi gün-lük olarak çıkarmağa ve el al-tından dağıtılmağa başlan-mıştı.

Kral Karol, vaziyetin vaha-met kasbettiğini görünce, bir hayli zamandır menkûben evin de oturmakta olan General Anteneslko'yu saraya çağırmış-tı. Fakat, general, bu davete icabet etmemişti! Ancak, Kra-lın tatlı bir lisanla yazdığı bir mektuptan sonra saraya gel-miş ve kralla bir buçuk saat süren bir konuşma sonunda Karol, Demir Muhafızlar Teş-kilâtının resmen tanınmasını ve teşkilâtın bir gazete çıkar-masını kabul etmişti.

Bunu müteakip bu teşkilâ-tın başına —resmen —Koder-yanu ile General Antenesko geçmiştir. Ondan sonraki siya-sî faaliyet de Başbakan K.ıli-nesku'nun başına çorap örü-yor:

Mitingler yaparak: —Kralı istemiyoruz! Yaşa-

sın Kral Mihai l ' . Diye bağırıyorlar. Ertesi

gün de Başbakan Arman Ka-linesku makamından evine dö-nerken, (Don Poviçe) köprü-sünü geçtikten sonra, (Kotre-

çin) caddesinde döı t Demir Muhafız tarafından altı kur-sun sıkılmak suretiyle öldürü-lüyor...

Bu meyanda şoför yaralanı-yor, şoförün yanında oturmak ta olan emniyet memuru da ölüyor.

Suikast failleri, bundan son-ra, Radyoevini basıyorlar. O sırada haberleri okumakta olan spikeri yaralayıp kendile-ri mikrofon başma geçerek:

—Başbakan Arman Kali-neskıı'yu Demir Muhafızlaı öldürdü!

Diye söze başlıyorlar; fakat, bir radyo memurunun cereya-yanı kesmesi üzerine fa/la taf-silât vermeden dördii de —Radyoevi muhafız askerleri tarafından —tevkif ediliyorlar. Arkadaşların-n yardımına gel-miş olan beş kişi de daha Rad yoeviniıı kapısında iken vaka-yı ele veriyorlar.

Bu Demir Muhafız fedaile-ri, ertesi gün, uzun bir kalası başlan bağlanmak ve bir man-ga asker tarafından kafalarına kurşun sıkılmak suretiyle öldii rülüyorlar!

işte, benim, ancak Braşov' dan Bükreş'e geldikten sonrn tafsilâtını öğrenebildğim bu suikast hâdisesinden sonra Kral Karol, idareyi bizzat eli-ne alarak makanizmayı sıkış-tırdı. Bu sırada birçok tevkif-ler yapılırken, Korderyanu ile General Antonesko ortadan kaybolarak gizlice çalışmağa başladılar.

Bükreş'te A azı Casusları

İşte, o günlerde, Rumanya bu bâdireler içinde çalkanır-ken, biz, Nipol barında çalışı-yorduk. Bar sahibi Bandi çok haırlı ve nüfuzlu bir adam Sanki, hükümetçe kendisine bir imtiyaz verilmiş gibi, her-hangi bir işi, herhangi bir mü-racaatı resmî makamlarca he-men is'af olunuyordu. Yukar-da da işaret ettiğim gibi, vak-tiyle Kral Karol'un ba'jasma yapılmak istenen bir su ika-ti öğrenip ihbar etmesi onu "gnz de" bir insan mevkiine yük-seltmiş...

Rumanyadaki Siyonist teş-kilâtının nafiz âzasından olan Bandi, Alman aleyhtarı ol-makla beraber, barına Alman-lar da gelirlerdi. Biz. Mis Braytla geceleri ıııımar il,iri-mizi yaptıktan sonra, bir ke-nara çekilir, viskilerimizi içer-ken, bir yandan da göz urııv-le erafı süzerdik... Başları tı-raşlı, kalın enseli Almanla., —ki şüphesiz bunların çoğu subaydı —gelip iiçer beşer oturarak barın müşterilerini tetkik ediyorlardı

( D e v a m ı v a r )

î £ 5 - H E D İ Y E I ! A N K E T

P e k y a k ı n d a L e f k o ş a d a E n v e r M e h m e t Ça- $ k a r t o t a r a f ı n d a n kurulacak o lan Türk İçki F a b r i t kas ı iç in i s i m aran ıyor .

E n güze l i s m i bulacak o lana £5- h e d i y e veri-lecekt ir . B ü t ü n Türk kardeş ler imiz i A n k e t e i ş t i -rak e t m e ğ e d a v e t ederiz .

Mektup lar 15 Ey lü l ' e kadar , K u r t B a b a I. S o k a ğ ı No . 40 L e f k o ş a a d r e s i n e gönder i lmel id ir . s sy

MAA

L E F K E A N K A R A P A L A S | | S İ N E M A S I |

| Pek Yakında Açılıyor 1 | T ü ç ç a r E s a d A h m e t v e H a z ı m Sa l ih Ortak- | * •arın L e f k e d e k i B e l e d i y e S i n e m a s ı n ı icar e d e r e k | f i Pek y a k ı n d a f a a l i y e t e geçecek ler i S a y ı n T ü r k Ş K a r d e ş l e r e müjde len ir . İ | S i n e m a n ı n ilk aç ı l ı ş g e c e s i n i n n e t kâr ı ta - f :

| m a m i l e F e d e r a s y o n a ver i l ecekt ir . A y n i z a m a n - $ 0 da h e r a y bir g e c e F e d e r a s y o n v e K ı b r ı s T ü r k - $ | t ü r P a r t i s i y a r a r ı n a t a h s i s ed i lecekt ir . $

İ T a m a m i y l e T ü r k mal ı v e T ü r k s e r m a y e s i ^ | i le ça l ı şacak olan A n k a r a P a l a s S i n e m a s ı s a y ı n £ ha lk ımız ı h e r b a k ı m d a n t a t m i n e t m e k a z m i n d e - ;L g dir. | E n yen i Türk f i l imler i , s e r v i s ve i n t i z a m f K prens ib imizdir . f . £ E s a d A h m e t |

İ v e * K H a z ı m Sa l ih * $ î

ÂL ORTMMM AKTARILMIŞTI

Page 4: MMIMMMM,,li ttham Edilen Küçü tezahüratlk karşılanda ıevrak.cm.gov.nc.tr/siteler/gazeteler/bozkurt/1958/Eylül/13Eylul1958-Bozkurt.pdf · de gemile toprağr otura - muş ve

SAYFA 4 ( B O Z K U R T )

CUMARTESİ, 13 EYLt)L

B o z k u r t

LEYMOSUNDA SPOR FAALİYET LERt BAŞLADI

Aks 1 Türk Ocağına mı girmek istiyor ?

Doğan Türk Birliği ve Türk Ocağı İlk çalışmalarına Çarşamba gün J l-

Yaz mevsimi geçtikten sonra Limasolda da spor faaliyetleri yeniden başla-mıştır. İlk olarak, Kibri-sin Fenerbahçesi diye tanınan Doğan Türk Birli-ği otuza yakın futbolcusu-nun iştirakiyle antrenör-leri Sevim Ebeoğlu idare-sinde ilk antremanı Çar-şamba günü yapmışlardır.

SEVİM

Du yıl iyi derece alacak larına timidleri olduğunu söyliyen genç futbolcular, iki kültür-fizik hocası ida resinde lıeden hareketleri yaparak çalışmışlardır.

2 yıl Kıbrıs Türk lig maç larmda şampiyon olduk-tan sonra, geçen sene beş kıymetli futbolcusunu kay beden D.T.B. liglerde iyi derece alamamıştı.

Fakat hocaları Sevim Ebeoğlu ile kulüb başkanı Ziya Rızkı'nm idaresi ve gayretli çalışmalarıyle bu sene genç bir kadro ile iyi derece alacaklarına güvenmektedirler. Mama-fih küçük Erdoğan'ın ye-rini sahalarda daima ya-dırgayacaklardır.

Sarı -Lâcivertlilere başa rılar dileriz.

TÜRK OCAĞI DA HAZIRLANIYOR

Geçen sene ikinci küme-de lig şampiyonu olarak Birinci kümeye terf i eden Lima sol Türk Ocağı da, Sezon başlangıcında hum-malı faaliyet göstermekte-dir

Ocaklılar ilk antreman lar ına geçen gün başla-mışlar ve kül tür - fizik hareketleriyle 3 saat tan fazla çalışmışlardır.

İlk ant remanda 25 fu t -bolcu ile çalışan Ocaklılar bu sezona ümitle girdikle-rini söylemişlerdir.

' Ondal Necmi

BÜYÜK AKSELLE KULÜBÜ ARASINDA

İHTİLAF VAR Doğan Türk Birliğinin

kıymetli futbolcularından ve bütün sporseverler t a ra f ından dürüst oyunu ve centilmenliğiyle tanınarak sevilen Büyük Aksel'in ku-lübü ile arasında ihtilâf ol

KISA TÜRKİYE HABERLERİ * Galatasaray İzmirde yaptığı husus! bir karşılaş-

mada Altay'ı 4-1 mağlûp etmiştir. * S o f y a d a yapılnıı genç t a k ı m l a r şampiyonas ında ,

t ak ımımız Bulgar i s tan l ı 2-1 m a ğ l û p o lmuş tu r . * Rus Güreş Takımına Tiirkiyeye girmesi için, gi-

riş vizesi verilmemiştir. * Voleybol takımımız, Avrupa Şampiyonası klas-

man grubu maçlarında Mısırı 3-1 mağlûp etmiştir. * Istanbulda toplanan merkez ceza heyeti. Vefadan

Fenerbahçe'ye transferi talimatnameye uygun görülen özcan'm amatörlük talimatnamesine aykırı hareketi tes-bit edildiğinden bir ihtar ve Vefa kulübünden aldığı altı aylık maaş tutarının eski kulübüne iadesine karar veril-miştir.

•k Beşiktaş kulübüne transfer olan kaleci Neemiye " ay müsabakadan men cezası verilmiştir.

ir Beşiktaş Perşembe günü Kasımpaşa'ya karşı yap-tığı lig maçını 5-2 kazanmıştır.

ir Bu giin lig maçlarına îstanbulda devam edilecek ve Karagümrük ile îstanbulspor karşılaşacaktır.

İ R A N L I T A L E B E N İ N C İ N A Y E T İ !

AKSEL

duğu bildirilmektedir. Bazı kaynaklardan aldı-

ğımız malûmata göre bu ih tilâf, Doğan'ın geçen sezon Mersine yaptığı seyahat esnasında baş göstermiş ve daha sonra gelişmiştir. Aksel, şimdi kulüb lokali-ne hiç uğramamaktadı r .

ihtilâf yüzünden Aksel'-in kulübünden ayrılarak Türk Ocağına gireceği an-laşılmaktadır. Bu hususda Doğan T. B. Başkanı Ziya Rızkı'nın, Ocak oyuncula-rından Hakkı ile Aksel'i t akas yapacağını vadettiği söylenmektedir.

Aksel gibi kıymetli bir futbolcunun Ocak'a girme si, Doğan Türk Birliği için büyük bir kayıp Ocaklılar için de iyi bir kazanç sayı-lacaktır. Vaziyetin önü-müzdeki günlerde aydınla-nacağı tahmin olunmakta-dır.

SAKARYA ZAFERİ (Birinci sayfadan kalan)

zeme ikmal vasıtaları, at, katır, merkep, deve, kağnı idi. Erkeği cephede dövü-şen sırt ında veya kucağın-da yavrusuyle cephane yüklü kağnısını cepheye götüren asil Türk anasının ve kadınının fedakârl ığ ta-r ih te görülmemiş bir sabır ve iman örneği teşkil et-mişti.

Büyük Ata tar ihî nut kunda, bir ölüm-dirim har bi olan, Sakarya zaferini şöyle anla t ı r :

' "Meydan muharebesi, yüz kilometrelik cephe iize rinde cereyan ediyordu. Sol cenahımız Ankaranın elli kilometre cenubuna ka dar çekilmiştir. Ordumu-zun cephesi cenuba iken garba döndü; arkası Anka raya iken şimale verildi; tebdili cephe edilmişti. Bunda hic beis görmedik. Hat t ı müdafaalarımız kı-sım kısım kırılıyordu. Fa-kat derekap kırılan her kısım, en yakın bir mesa-fede yeniden tesis ettirili-yordu. Hat t ı müdafaaya çok raptı ümit etmek ve onun kırılmasıyla ordunun büyüklüğü ile mütenasip, uzun mesafe geriy? çekil-mek nazariyesini kırmak için memleket müdafaası-nı başka bir tarzda ifade ve bu i f a d e d e ısrar ve şiddet göstermeği faydalı ve müessir bul-dum. Dedim ki :

"Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır O satıh, bütün bir vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyle ıslan-

madıkça terk olunamaz. Onun için küçük, huyuk her cüz'iitam, bunlundugu mevkiden atılabilir; fakat küçük, büyük her cüz ü-tam, ilk durabildiği nokta-da tekrar düşmana karşı cephe teşkil edip muhare-beye devam eder. Yanında ki cüz'ütamın çekilmeğe mecbur öldüğünü geren cüz'ütamlar ona tabı ola-maz; bulunduğu mevzide nihayete kadar sebat ve mukavemete mecburdur.

iş te ordumuzun her f e r di, bu sistem dahilinde, her lıatvede azamî feda-kârlığını gös ternnk sure-tiyle düşmaıvn . ik kuv-vetlerini imha r^k. yıp-ra ta rak nih •< M, taar -ruza devam • •••'.-•>• v[e

kudretimi n ı . u . t rum bir hale getirdi.

Muharebe vaziyetinin bu safhasını ihtisas eder etmez, derhal bilhassa sağ cenahı-mızla Sakarya nehri şarkın-da düşman ordusunun sol cenahına ve müteakiben cephenin mühim aksamına mukabil taarruza geçtik. Düşman ordusu mağlûp ve ric'ate mecbur oldu. 3 Eyliil 1921 günü Sakarya nehrinin garkında düşman ordusun-dan eser kalmadı.

Bu suretle 23 Ağustos gü-nünden 13 Eyliil gününe ka dar, bu günler de dahil ol-mak üzere, yirmi iki gün yirmi iki gece, bilâfasıla de-vam eden "Sakarya Melha-mei Kiibrası" yeni Türk dey letinin tarihine, eihaıı tari-hinde ender olan büyük bir meydan muharebesini misali kaydetti."

ÖZER NİKÂH OLUYOR

Dünkü sayımızda Çetin Kaya ve Komando Birliği sağ açığı özer'in Pazar gü nü evleneceğini bildirmiş-tik.

öğrendiğimize göre özer, evlenecek değil, sa-dece nikâh olacaktır. Dü-zeltir ve özür dileriz.

(tkinci sayfadan kalan)

yürüdü. Yavaşça bahçekapı sini açtı. İçeri girdi ve Bru-ni"nin çok iyi bildiği bir ya-tak odasma doğruldu.

Müthiş bir feryat, evin başka bir odasında yatan ih tiyar uşakla karısını yatak-larından sıçrattı. Adam he-men pantolonunu bacakları na geçirip seğirtti:

Bruni, yatağının kenarı-na çökmüş, yüzü can acısıy le buruşmuş, elini karnına bastırmıştı. Bir bıçağın sapı kadının karnına dikine sap-lanmış olduğunu gösteriyor du. Esmer genç, yatağın ayak ucunda, ayakta, şaş-kın ve perişan duruyordu.

İhtiyar uşak hemen tele-fona sarılıp doktoru çağırdı O anda İranlının bir çılgın gibi oraya, buraya saldırma ya başladığı görüldü. Demir bir sigara tablasını da uşa-ğın başına atmış, fakat adam vaktinde radyoyu önü

ne tutup kendini korumuş-tu.

Doktorla polis bir anda eve girdi. Carihi yakaladı-lar. Doktor da kıvranan ve: "Daha çok gencim, ölmeme-liyim, bana yazık olur!.." diye yalvaran genç kadını otomobiline koyup hastaha-neye koşturdu.

Fakat bıçağın, Brani'nin karnına on iki santim girdi ğini ve karaciğeri yaralan-dığı tesbit edilmişti. Genç kadın, saat dokuza doğru can verdi.

Muhsine, bunu neye yap-tığını sordular. "Kıskanç-lıktan!..." dedi.

ÖZKITL HASAN

SAAT SATIŞ VE TAMİR EVt

Her çeşit marka saa t sa-tılır ve tamir edilir Ticaret hanamizi ziyaretiniz isti-fndenizedir.

AÇIK TEŞEKKÜR

Yeni lise binamıza30 Ey-lül açılış gününe kadar tes-lim edilmek üzere 100 (yüz lira) değerinde mobilye ba-ğışında bulunan Mağusamı-zm hayırseverlerinden ma-rangoz atelyesi sahibi sayın Kemal Salilıe okulum adına teşekkürlerimi bildiririm.

Namık Kemal Lisesi Müdürü

Şakir Soykal

EVKAF DAİRENSİNDEN:

Kiralık Apartman Daireleri

İnşa edilmiş ikişer odalı 2 adet apartman dairesi su ve elektrik tesisatı ile kira lıktır. 14.9.1958 Pazar günü sabah saat 11 - 12 ara-sındaEvkaf Dairesinde mü-zayede ile ihalesi yapılacak-tır.

Lefkoşa Tâli Okullar Komisyonu Başkanlığından:

Gazi Eği t im Enstütüsün-de okuyacak gençlerimize Komisyonumuzca, muhte-lif bölümlerine Burs verile-cektir.

Mektupla müracaat ka-bul edilir, imtihan günleri ileride ilân edilecektir.

(K. T. K. Federasyonu Sayın Başkanlığına.

Biz aşağıda imza sahip-leri Lefke İş Sineması Şir-keti sinemamızın her gece-ki safi hasılatından yüzde beşini K.T.K. Federasyo-nuna bağış olarak tahsis et tiğimizi bildirir ve her haf t a sonu yüzdelik tu tar ın ı Federasyon emrine yat ı ra-cağımızı arzeyleriz

Lefke i ş Sineması Şirketi namına

Haşim Hilmi

BİLDİRİR

Bir müddet ten beri oto-mobilimle Türklerden ve Rumlardan aldığım zebze ve yiyecek maddelerini Lef koşaya Belediye Pazarına getir ip toptan satıyordum.

Alenen bildirmek isterim ki, bu gtinden it ibaren yal-nız Türklerden ve makbuz mukabilinde yiyecek mad-desi getireceğim ve hiç bir zaman Rumlardan alış ve-riş yapmayacağım.

ibrahim Hasan Şöfer fLefkeli)

KİRALIK EV Çağlıyan'ın arkasında

Namık Kemal sokağındaki 9 Numaralı yeni bir ev 8 odası, camlığı, aşhanesi, banyosu, suyu ve elektrik teşkilâtı ile kiralıktır.

Müracaat Mehmet Salih Şener

Yeşil Gazino Sokak No. 50 Tel 5781

Lefkoşa

KİRALIK DÜKKÂN Mahmut Paşa Sokağı

No. 8 de bir diikknn kira-lıktır.

Arzu edenlerin ayni so-kakta No. 4 e müracaatları reea olunur.

SAYIN ÖĞRENCİLER Lise - Kolej - Orta Okul

kitabları gelmiştir.. Satışa başlanmış olduğunu bildiri riz.

Hediyeli - Karantili - Tam set kitap almak isterseniz vakit gaip etmeden

M. Kemal Deniz Ticarethanesine koşunuz.

EN t)STÜN KALİTELİ

LÂSTİKLER

Kıbrıs Genel Acenti: MUHARREM SITKI

KİRALIK MAĞAZALAR

Kurt baba Sokağında 2 gayet büyük. Mağaza, her işe elverişli, kiralıktır.

Müracaat: Şükrü Veysi ve Kardeşi

Lefkoşa.

KİRALIK EVLER

Kristal Sineması yanın-da biri üç odalı diğeri iki odalı iki hane ev. Suyu, aş-hanesi, kademhanesi ve av-lusu ile kiralıktır.

Müracaat yeri • H. Timur Azmi Eczanesi Atatürk Meydanı Lefkoşa.

Sayın Halkımıza Müjde HERZOG F i L i M L E R i rK=rfç sssaraaraa kısa bir eksiklikten soma her hacimde S m yetişip satışa, arzedilmiştir.

Detay, sürat, hassasiyet ve ağrandizman

zanan HERZOG filmleri bir asırlık sahiptir. K maziye

HERZOG T r y İ t " * * * - a r l a Lüten hatırlayınız ki her m S S a ^ kullanan Şah,s kendisi de FEDERASYONU MUZA yardım etmiş demektir U '

tişi Z T H E R Z 0 G * - »'ötttgen film sipa-

Acentesi M. FEVZİ AKARSU l»irne Caddesi 40 4>

Tel: 2955-Lefkoşa '

••> ••• •»• '»• *•'"

DÜNYACA MEŞHUR - BELÇİKA MAMUUjj

R E A D Y KİBRİTLERİ ŞİMDİ ADANIN HER YERİNDE

SATILMAKTADIR

Kibrit imalinde bum inkılap yaratan ve £ gara karşı mukav^Jj olan meşhur R g j f Kibritlerimiz ş im d i j,, rıs'ın her köşesinde T tılmaktadır. Daim. i l yerde 6er

ısrarla READY Kibrit! isteyiniz.

READY Kibritlerimizin her destesinde 12 fe tu vardır.

KIBRISTA GENEL MÜMESSİLİ.eri ,

ÖZER MEMDUH TÜRKMEN,

H e r k e s i n Ticaretev i 7, M. irfan Bey Sokağı — Evkaf Dairesi karsısında

L E F K O Ş A .

A N K A R A

YENİ TİYATRO HEYETİ G E L D İ

Bu Akşamdan ttibaı en

H A L K Sinemasında 22 kişilik Flim, Radyo, Plak ve sahne

san'atkârları ile temsillerine başlıyor.

BU GECEKİ KOMEDİ

AH ŞU CADI KAYNANA 3 Perde Kahkahalı Komedi

YARIN PAZAR AKŞAMI

BOKS ŞAMPİYONU 3 Perde Komedi

NOT: Bir haftalık numaralı biletler: Gündüz-leri Girne Caddesi Erdem Flimde.

Geceleri Sinema gişelerinde satılır.

Telefonla yer ayırma (6437).

•»> •:•> <•> <«?.>:•> :•> :•> :•:.

v

Kıbrıs Türk Kitapçılarına ve Kırtasiyecilerine

Acentesi bulunduğumuz Almanyalım Kalem fabrikalarının COMMET markalı dolma kalem ve BIBO PERPECT markalı mürekkepli kalemler-den derhal siz de sipariş veriniz.

Yabancı unsurlara muhtaç olmaksızın ucuz ve Süzel kalemler elde edebilirsiniz.

Türk çocuklarının ellerine bu kalemler yara-şır.

Fiatı hayret edilecek kadar ucuzdur, güt-tür, kullanışlıdır ve satışı çok kolaydır.

Yekûn miktarda pek yakında Kıbrısa varma-sı beklenmektedir.

Z. S. EBEOĞLU Selimiye Sokak No. 3

L Te l : 5481 Lefkoşa . <•>. •»?<s**; :•:•>• <•>>:•:?,<•>:*

S A M C 0 Para ve Evrak Kasaian

i 1

L ' m

HENÜZ VASIL OLMUŞTUR Bu günkü şartlar a l t ında gerek para ve mü-

cevheratınızın ve gerekse koçan, senet v. s. fc"';1

nıuhıın evraklarınızın yangına, hırsızlığa ve ya-macılığa karşı muhafazas ı için elzem olan bu »yı kalite İngiliz çeliğinden mamul kasalardan hır

i tane almak en büyük menfaatiniz icabıdır.

Kıbrısta Genel Dağıtıcıları:

ATA1 KARDEŞLEN 30, Mecidiye Sokağı, Lefkoşa

18, F. P renses Elizabet Sokağı, Lefkoşa

Yeni Evkaf , Binaları , Lârnaka