ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C....

140
i T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI VE EĞİTİMİ TEZLİ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK YETİŞTİRME TUTUMU İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ Yüksek Lisans Tezi İLKNUR TUNA 100036514 İstanbul, 2018

Transcript of ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C....

Page 1: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

i

T.C.

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

AİLE DANIŞMANLIĞI VE EĞİTİMİ TEZLİ YÜKSEK LİSANS

PROGRAMI

ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK

YETİŞTİRME TUTUMU İLİŞKİSİNİN

İNCELENMESİ

Yüksek Lisans Tezi

İLKNUR TUNA

100036514

İstanbul, 2018

Page 2: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

ii

T.C.

İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

AİLE DANIŞMANLIĞI VE EĞİTİMİ TEZLİ YÜKSEK LİSANS

PROGRAMI

ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK

YETİŞTİRME TUTUMU İLİŞKİSİNİN

İNCELENMESİ

Yüksek Lisans Tezi

İLKNUR TUNA

100036514

Danışman:

Doç. Dr. Cihad Demirli

İstanbul, 2018

Page 3: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

iii

Page 4: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

iv

ETİK KURALLARA UYGUNLUK YAZISI

Hazırlamış olduğum tez özgün bir çalışma olup YÖK ve İTİCÜ Lisansüstü

Yönetmeliklerine uygun olarak hazırlanmıştır. Ayrıca, bu çalışmayı yaparken bilimsel

etik kurallarına tamamıyla uyduğumu; yararlandığım tüm kaynakları gösterdiğimi ve

hiçbir kaynaktan yaptığım ayrıntılı alıntı olmadığını beyan ederim. Bu tezin ihtiva ettiği

tüm hususlar şahsi görüşüm olup İstanbul Ticaret Üniversitesi’nin resmi görüşünü

yansıtmamaktadır.

İLKNUR TUNA

Page 5: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

v

TEŞEKKÜRLER

Tez yazım sürecinde desteğini esirgemeyen ve sürecimin daha da kolay olmasına vesile

olan danışman Hocam Doç. Dr. Cihad Demirli’ye, ve bana destek olan aileme.

Sonsuz teşekkürler…

Page 6: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

vi

ÖZET

ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK YETİŞTİRME TUTUMU

İLİŞKİSİNİN İNCELENMESİ

Araştırmanın amacı annelerin çocuk yetiştirirken sergiledikleri tutumlar ile

yakın ilişkilerde gösterdikleri bağlanma stilleri arasındaki ilişkinin anlamlılığının

incelenmesidir. Bu amaçla araştırmaya İstanbul ilinde Başakşehir ilçesinde yaşamakta

olan 2-6 yaş arası çocuk sahibi 250 anne katılmıştır. Verilerin toplanmasında

Demografik Bilgi Formu, Ebeveyn Tutum Ölçeği ve İlişki Ölçekleri kullanılmıştır.

Verilerin analizinde Ki-Kare Testi, Bağımsız Örnekler T-Testi, ANOVA ve Pearson

Korelasyon Analizi kullanılmıştır.

Araştırma sonucunda annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter

tutum ile koruyucu tutum, izin verici tutum, korkulu bağlanma, güvenli bağlanma ve

saplantılı bağlanma arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunduğu belirlenmiştir.

Çalışmada annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri koruyucu tutum ile

korkulu bağlanma ve saplantılı bağlanma arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki

bulunduğu belirlenmiştir.

Anahtar Kelimeler: Çocuk Yetiştirme Tutumu, Bağlanma Stili, Anne Çocuk İlişkisi

Page 7: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

vii

ABSTRACT

Study of Relation to Mothers Attachment Style and Childrearing Attitude

The aim of the research is to examine the significance of the relationship

between the attitudes of mothers during childrearing and the attachment styles they

show in close relationships. For this purpose, 250 mothers with children from 2-6 years

of age living in Başakşehir district of Istanbul participated in the research. Demographic

Information Form, Parenting Attitude Scale and Relationship Scales were used to

collect the data. Chi-square test, Independent samples T-test, ANOVA and Pearson

Correlation Analysis were used in the analysis of the data.

As a result of the research, it was determined that there was a significant positive

relationship between the authoritarian attitudes of the mothers raised by their children

and protective attitude, permissive attitude, fearful attachment, secure attachment and

obsessive attachment.

In the study, it was determined that there was a significant positive relationship

between the protective attitude of mothers raised by their children and fearful

attachment and obsessive attachment.

Keywords: Parenting Attitude, Attachment Style, Mother-Child Relationship

Page 8: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

viii

İÇİNDEKİLER

Sayfa No.

ÖZET ........................................................................................................................... vi

ABSTRACT ............................................................................................................... vii

İÇİNDEKİLER ......................................................................................................... viii

TABLOLAR ............................................................................................................... xi

KISALTMALAR ...................................................................................................... xiv

GİRİŞ ............................................................................................................................ 1

1 BAĞLANMA KURAMSAL ARKA PLAN ...................................................... 3

1.1 Bağlanma Kuramı ........................................................................................... 3

1.1.1 Bağlanma Kuramları .................................................................................. 5

1.1.1.1 Bowlby ’nin Bağlanma Kuramı ......................................................... 5

1.1.1.2 Psikodinamik Kuram ......................................................................... 8

1.1.1.3 Harlow’un Kuramı ............................................................................. 9

1.1.1.4 Bilişsel Gelişim Yaklaşımı .................................................................. 9

1.1.1.5 Davranışçı Yaklaşım ......................................................................... 10

1.1.2 Yetişkin ve Çocuklarda Bağlanma Stilleri ............................................. 11

1.1.2.1 Bebeklikte Bağlanma ........................................................................ 11

1.1.2.2 Çocuklukta ve Ergenlikte Bağlanma .............................................. 13

1.1.2.3 Yetişkinlikte Bağlanma .................................................................... 15

1.1.2.3.1 Güvenli Bağlanma Stili ................................................... 15

1.1.2.3.2 Saplantılı Bağlanma Stili ................................................ 15

1.1.2.3.3 Kayıtsız Bağlanma Stili ................................................... 16

1.1.2.3.4 Korkulu Kaçınmacı Bağlanma Stili ............................... 16

1.2 Bağlanma Konusunda Yapılan Araştırmalar ............................................ 16

1.2.1 Bağlanma ile İlgili Yurtiçinde Yapılan Çalışmalar ............................... 16

1.2.2 Bağlanma ile İlgili Yurtdışında Yapılan Çalışmalar ............................. 22

2 ÇOCUK YETİŞTİRME TUTUMU ................................................................. 25

Page 9: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

ix

2.1 Annenin Çocuk Yetiştirme Tutumu ............................................................ 25

2.1.1 Demokratik Tutum ................................................................................... 26

2.1.2 İzin Verici Tutum ...................................................................................... 27

2.1.3 Otoriter Tutum ......................................................................................... 28

2.1.4 Diğer Tutumlar ......................................................................................... 29

2.1.4.1 Dengesiz Anne Baba Tutumu .......................................................... 29

2.1.4.2 Aşırı Koruyucu Anne Baba Tutumu ............................................... 29

2.1.4.3 Mükemmeliyetçi Anne Baba Tutumu ............................................. 30

2.1.4.4 Güven Veren, Destekleyici Anne Baba Tutumu ............................ 31

2.1.4.5 Reddedici Anne Baba Tutumu ........................................................ 31

2.2 Çocuk Yetiştirme Tutumları: Kuramsal Arka Plan ................................. 32

2.2.1 Psikanalitik Kuram ................................................................................... 32

2.2.2 Bilişsel Gelişim Kuramı ............................................................................ 34

2.2.3 Sosyal Öğrenme Kuramı .......................................................................... 35

2.2.4 Sistem Modeli ............................................................................................ 36

2.2.5 Bireysel Psikoloji Kuramı ........................................................................ 37

2.3 Çocuk Yetiştiren Anne-Baba Tutumlarının Çocuklar Üzerindeki Etkileri

38

2.3.1 Aile Tutumunun Çocuğa Etkisi ............................................................... 38

2.3.1.1 Davranışçı Yaklaşıma Göre Çocuk Yetiştirirken Ailenin

Davranışlarının Çocuğa Etkileri ...................................................................... 39

2.3.1.2 Çocuklara Boyun Eğme .................................................................... 39

2.3.1.3 Çocuk Ayırma ................................................................................... 39

2.3.2 Babanın Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri ........................ 39

2.4 Çocuk Yetiştirme Tutumlarına Etki Eden Faktörler ................................ 40

2.5 Çocuk Yetiştirme Konusunda Yapılan Araştırmalar ............................... 43

3 YÖNTEM ........................................................................................................... 48

3.1 Araştırmanın Amacı ve Modeli ................................................................... 48

3.2 Araştırmanın Problemi ve Alt Problemleri ................................................ 49

3.3 Araştırmanın Varsayımları ......................................................................... 51

3.4 Araştırmanın Sınırlılıkları ........................................................................... 51

Page 10: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

x

3.5 Evren ve Örneklem ....................................................................................... 52

3.6 Veri Toplama Araçları ................................................................................. 56

3.6.1 Sosyodemografik Veri Formu .................................................................. 56

3.6.2 Ebeveynlik Tutum Ölçeği (ETÖ)............................................................. 56

3.6.3 İlişki Ölçekleri Anketi (İÖA) ................................................................... 57

3.7 Verilerin Çözümlenmesi ............................................................................... 57

4 BULGULAR ...................................................................................................... 60

4.1 Annelerin Çocuk Yetiştirme Tutumları İle Bağlanma Stilleri Arasındaki

İlişkilerin İncelenmesi ............................................................................................... 60

4.2 Annelerin Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Demografik Bilgilere Göre

İncelenmesi ................................................................................................................. 64

4.3 Annelerin Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Çocuk ve Çocuk Yetiştirme

Rutinine Dair Bilgilere Göre İncelenmesi ............................................................... 69

4.4 Annelerin Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Ebeveynlere ve Çocukluk

Dönemine Dair Bilgilere Göre İncelenmesi............................................................. 73

4.5 Annelerin Bağlanma Stillerinin Demografik Bilgilere Göre İncelenmesi 81

4.6 Annelerin Bağlanma Stillerinin Çocuk ve Çocuk Yetiştirme Rutinine

Dair Bilgilere Göre İncelenmesi ............................................................................... 86

4.7 Annelerin Bağlanma Stillerinin Ebeveynlere ve Çocukluk Dönemine Dair

Bilgilere Göre İncelenmesi ........................................................................................ 90

5 SONUÇ ............................................................................................................... 97

5.1 TARTIŞMA ................................................................................................. 104

5.2 ÖNERİLER ................................................................................................. 107

KAYNAKÇA ........................................................................................................... 108

EKLER ..................................................................................................................... 121

Ek 1 Kişisel Bilgi Formu ......................................................................................... 121

Ek 2 Ebeveyn Tutum Ölçeği ................................................................................... 123

Ek 3 İlişki Ölçekleri Anketi .................................................................................... 125

ÖZGEÇMİŞ ............................................................................................................. 126

Page 11: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

xi

TABLOLAR

Tablo 1. Demografik Bilgiler .......................................................................................... 53

Tablo 2. Çocuk ve Çocuk Yetiştirme Rutinine Dair Bilgiler ......................................... 54

Tablo 3. Ebeveynlere ve Çocukluk Dönemine Dair Bilgiler .......................................... 55

Tablo 4. Ölçeklerin Güvenilirliği .................................................................................... 58

Tablo 5. Normalliğin İncelenmesi ................................................................................. 58

Tablo 6. Çocuk Yetiştirme Tutumları İle Bağlanma Stilleri Arasındaki İlişkilerin

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 60

Tablo 7. En Çok Gösterilen Bağlanma Stili İle Demografik Bilgiler Arasındaki İlişkinin

İncelenmesi ..................................................................................................................... 62

Tablo 8. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Yaş Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 64

Tablo 9. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Evlenme Yaşı Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 64

Tablo 10. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Ekonomik Durumla İlgili Algı Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ................................................................................ 65

Tablo 11. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Eğitim Durumu Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 66

Tablo 12. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Çalışma Durumu Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 67

Tablo 13. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Meslek Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 68

Tablo 14. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Toplam Çocuk Sayısı Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ................................................................................ 69

Page 12: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

xii

Tablo 15. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Evlilikte Çocuk Sahibi Olunan Yıl Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ................................................................................ 70

Tablo 16. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Çocuğu Yetiştirirken Sosyal Destek Alma

Durumu Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ................................................ 71

Tablo 17. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Çocuğun Emzirilme Süresi Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ................................................................................ 72

Tablo 18. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Kardeş Sayısı Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 73

Tablo 19. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Ailenin Çocukları Arasındaki Sıra Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ................................................................................ 74

Tablo 20. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Anne Eğitim Durumu Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ................................................................................ 75

Tablo 21. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Anne Mesleği Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 76

Tablo 22. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Baba Eğitim Durumu Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ................................................................................ 77

Tablo 23. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Baba Mesleği Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 78

Tablo 24. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Çocukken Emzirilme Süresi Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ................................................................................ 79

Tablo 25. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Çocukluk Döneminde Annenin Çalışma

Durumu Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ................................................ 80

Tablo 26. Bağlanma Stillerinin Yaş Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ..... 80

Tablo 27. Bağlanma Stillerinin Evlenme Yaşı Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 81

Tablo 28. Bağlanma Stillerinin Ekonomik Durumla İlgili Algı Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ................................................................................ 82

Tablo 29. Bağlanma Stillerinin Eğitim Durumu Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 83

Tablo 30. Bağlanma Stillerinin Çalışma Durumu Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 84

Page 13: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

xiii

Tablo 31. Bağlanma Stillerinin Meslek Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi 85

Tablo 32. Bağlanma Stillerinin Toplam Çocuk Sayısı Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 86

Tablo 33. Bağlanma Stillerinin Evlilikte Çocuk Sahibi Olunan Yıl Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ................................................................................ 87

Tablo 34. Bağlanma Stillerinin Çocuğu Yetiştirirken Sosyal Destek Alma Durumu

Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ............................................................... 88

Tablo 35. Bağlanma Stillerinin Çocuğun Emzirilme Süresi Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 89

Tablo 36. Bağlanma Stillerinin Kardeş Sayısı Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 90

Tablo 37. Bağlanma Stillerinin Ailenin Çocukları Arasındaki Sıra Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ................................................................................ 91

Tablo 38. Bağlanma Stillerinin Anne Eğitim Durumu Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 92

Tablo 39. Bağlanma Stillerinin Anne Mesleği Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 92

Tablo 40. Bağlanma Stillerinin Baba Eğitim Durumu Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 93

Tablo 41. Bağlanma Stillerinin Baba Mesleği Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 94

Tablo 42. Bağlanma Stillerinin Çocukken Emzirilme Süresi Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi ............................................................................................................ 95

Tablo 43. Bağlanma Stillerinin Çocukluk Döneminde Annenin Çalışma Durumu

Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi ............................................................... 96

Page 14: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

xiv

KISALTMALAR

APA : Amerikan Psikiyatri Birliği

DSM-V :Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders (Mental

Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı)

SPSS : Statistical Package for the Social Sciences

YGB : Yaygın Gelişimsel Bozukluk

Page 15: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

1

GİRİŞ

Bağlanma kavramı, bireylerin güçlü duygusal bağlar yaratmaya yönelmenin

insan varoluşundan gelen esas bileşen olduğunu, hatta bebeklikten yaşlılık dönemine

kadar da sürdüğünü bizlere açıklar. Bağlar bebeklik ve çocukluk süreçlerinde birinci

dereceden bakımını sağlayanlar ile kurulur; zira bu bıkımı alanlar rahatlama, korunma

ve yardım için bakıcılarına güvenir. Bowlby (1988)’ye göre sağlıklı olmak koşuluyla bu

bağlar gençlik ve olgunluk zamanlarında da devam eder lakin devreye yeni bağlar

girerek tamamlanır ve bu, birey için yeni olan bağlar çoğunlukla karşı cinse yöneliktir.

Annenin bağlanma stili ise karmaşık bir yapıya sahiptir. Annenin bağlanma stili de

çocukluk dönemi ile çeşitli paralellikler gösterir. Aile içerisinde önemli bir değişim

olmadıkça bağlanma stillerinde de süreklilik olduğu, değişime dirençli bir yapı

kazanıldığı yine araştırmalar ile belirlenmiştir. Kışlak ve Çavuşoğlu (2006)’na göre bu

örüntü içerisinde başkalarına ve benliğe dair pozitif modellerin bir birleşimi vardır.

Güvenli bağlanan annelerde özgüven ve öz saygı da yüksek olmaktadır. Başkalarına

güvenme hususunda daha rahat olmaktadırlar. Bartholomew ve Horowitz (1991) ise

bunların yanında güvenli bağlanmada kendini sevilmeye değer bulabilme, başkalarını

kabul edici, duyarlı ve sıcak olarak değerlendirmeyle alakalı inançların da olduğunu

ortaya koymuştur. Erözkan (2011) ise annelerin bağlanma stillerinde başkalarının

destekleyici bir unsur olarak algılanmasının bazen negatif etkileri olduğunu, özsaygının

düştüğünü ortaya koymuştur. Saplantılı bağlanan annelerde ailelerin duyarsız ve tutarsız

davranışları etkili olmaktadır. Anneler bu gibi aile ortamlarında değersiz hisseder ve

yüksek düzeyde kaçınma davranışı gösterirler. Aile bireyleri ile yakın ilişkiler kurmak

isterken onlardan uzaklaşabilmektedirler. Anne bağlanma stillerinden biri olan kayıtsız

bağlanmada ise annelerin kendi benliklerini ortaya koydukları, kendi içsel kaynaklarına

güvendikleri ve bu örüntüde reddedilme sonucu oluşabilecek hayal kırıklığına engel

olacak düzeyde benlik algıları geliştirdikleri bilinmektedir. Bartholomew ve Horowitz

(1991)’e göre bu tür anneler bağlanma figürleriyle kendileri arasına mesafe

koymaktadırlar. Yakın ilişkilerden kaçınıp bağımsız olmanın önemine vurgu yapmakta,

bireyler arası ilişkilerin kendileri açısından önemli olmadığını ifade etmektedirler.

Page 16: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

2

Çocuk gelişiminde en önemli etkiye sahip olan okul öncesi dönem çocukların

gelişimlerinin hızlı olduğu, karakter ve kişilik yapısının şekillenmeye başladığı en

önemlisi de bazı temel alışkanlıkların kolayca kazandırılabildiği çocuğun yaşamındaki

en önemli süreçtir. Bu süreçte çocuğa kazandırılacak temel alışkanlıklar, zamanla,

yönlendirmeyle ve özellikle de tekrara bağlı olarak kazanılmış davranışlara

dönüşmektedir. Kazandırılan bu temel alışkanlıklar; bireyin yaşadığı doğal ve toplumsal

çevreye uyumunu sağlayan davranışlardır, bu davranışlar bir kez kazanıldıktan sonra

tekrarlanarak çoğu kez yaşam boyu varlıklarını sürdürürler (Demiröz ve Dinçer, 2001).

Annelerin bağlanma stili ile aile içi ilişkilerin sağlıklı bir biçimde yürümesi

arasındaki etkileşimden ötürü, çocuk yetiştirme tutumunun da ilişkili olduğu

düşünülmektedir. Bu araştırma annenin bağlanma stili ile çocuk yetiştirme tutumu

arasındaki ilişkinin ortaya konulmasını amaçlamıştır.

Page 17: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

3

1 BAĞLANMA KURAMSAL ARKA PLAN

1.1 Bağlanma Kuramı

Bağlanma, bakımını üstlenen ve çocuk arasında gelişen; bağ kurma, çocuğun

bakımını üstlenen kişiyi arama ve bu kişiye yakın davranışlar ile kendini belli eden,

özellikle stres anlarında meydana gelen, güçlü ve sürekliliği olan duygusal bir bağ

olarak tanımlanmaktadır (Pehlivantürk, 2004). Diğer bir perspektiften bakıldığında ise

bağlanmanın, bebeğin yaşamının devamlılığı adına yakınlık araması ve bunun bir

sonucu olarak da çevreyi öğrenmesi ile belirlediği bağlanma figürüne yakınlaşması

olduğu söylenebilir (Pickover, 2002).

Bebeklik döneminde bağlanma konusu; ebeveynlerin ya da birinci dereceden

bakımını sağlayanlara tepkilerinin olumlu olması, bu kişilere yönelme ve arama eylemi,

bağlandığı kişinin varlık değerini anlamasına bu durumun devamında ise rahatlama

duygusunun eşlik etmesi şeklinde davranış ve duygu biçimlerinin tamamını

kapsamaktadır. Bebek ile birinci dereceden bakımını sağlayan arasında gelişen

bağlanmanın, güven duygusunu bebekte yer edindiren güçlü bir bağ olduğu

söylenebilir. Bebekler altıncı ile on ikinci ayları arasında ihtiyaçlarını karşılayan kişilere

bağlanmaya başlar (Sosyal vd., 2005).

Bağlanma kuramı, kendileri için önemli olan insanlarla sağlam duygusal bağlar

kurma yatkınlığının sebeplerini aydınlatan bir yaklaşımdır (Sümer ve Güngör, 1999a).

Duygusal bağlanma yatkınlığı ve ihtiyacı, yeni doğanların hayatta kalabilmeleri için

zorunludur ve gelişim yönünden fonksiyonel olan bağlanma sistemini temsil eder.

Bağlanma sistemi yeni doğanların, onların ihtiyaçlarını karşılayan kişiyle

çoğunlukla anne ile samimiyetini güçlü tutarak hem çocukların çevreden gelebilecek

herhangi bir tehlikeye karşı korunmasına yardım eder hem de onların çevrelerini

keşfedebilmeleri için önayak olur. Bakıcı ile çocuk arasında kurulan bu bağ, Bowbly’e

Page 18: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

4

göre çocuğun etrafını keşfetmek amacıyla kullanabileceği “güvenli bir üs” devamında

da tehlike anında sığınabileceği “sağlam bir üs” görevi görür. Tehdit algılayan

çocukların bağlanma sistemleri kendiliğinden devreye girer. Bakıcının çocuğa

göstereceği tepkilerin niteliğine ve aynı zamanda bakıcının ulaşılabilirliğine göre

devreye giren bağlanma sistemi, bakıcı ile yakınlığın yeniden oluşmasına ve ilişkilerinin

onarılmasını fayda sağlar. Sonuç olarak çocuk hissedilen güvenlik duygusuna erişir

veya aksine çocukta tedirginlik ve korku gibi ayrılığı protesto tepkileri gün yüzüne çıkar

(Sümer ve Güngör, 1999a).

Bebeklerin bağlanma noktasındaki hedefleri genellikle anneleri veya

ulaşabildikleri ve çevrelerinde sık gördükleri insanlardır. Bebeğin bağlanma konusunda

hedefindeki kişi, çocuğa güven veren, rahatlık gereksinimini yerine getiren ve çocuğun

temas kurma ihtiyacını sağlayan kimsedir. Bağlanma, çocuğun bu kişilerce geliştirdiği

süreklilik arzeden güçlü duygusal bağları olarak ifade edilebilir (Bowlby, 1982).

Bağlanma sistemi, Ainsworth (1989)’ a göre bireyler dünyaya geldiği andan

itibaren kalıtımsal olarak mevcut olan bir sistemdir. Bu sistemden ötürüdür ki çocuk

sadece bakıcısı yanında olduğunda kendini güvende hisseder ve bunun devamında

çevresine ilgi göstermeye başlar (Hazan ve Shaver, 1994). Ainsworth (1989), ilişkilerde

bağlanmanın meydana gelebilmesi için, ilişkinin devamlı olması, bağın duygulara

dayanması, ayrılmadan sonra kaygı ve huzursuzluk yaşanması, kayıp halinde ağır

üzüntü yaşanması, yeniden birlikte olunduğunda ise bu durumdan memnuniyet duyması

gerektiğini söylemektedir.

Bağlanma kavramı, bazı fertlerle güçlü duygusal bağlar yaratmaya yönelmenin

insan varoluşundan gelen esas bileşen olduğunu, hatta bebeklikten yaşlılık dönemine

kadar da sürdüğünü bizlere açıklar. Bağlar bebeklik ve çocukluk süreçlerinde birinci

dereceden bakımını sağlayanlar ile kurulur; zira rahatlama, korunma ve yardım için

bakıcılarına güvenir.

Sağlıklı olmak koşuluyla bu bağlar gençlik ve olgunluk zamanlarında da devam

eder lakin devreye yeni bağlar girerek tamamlanır ve bu, birey için yeni olan bağlar

Page 19: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

5

çoğunlukla karşı cinse yöneliktir. Bağlanma üzerine kurulmuş ilişkilerde bağın sürekli

olmasındaki en temel öğe korumadır (Bowlby, 1988).

Yaşamın ilk dönemlerini bağlanma kuramına göre incelersek, ebeveynlerin

çocuğa gösterdiği reaksiyonlar ışığında çocuk öncelikle kendisine ve devamında

çevresinden başkalarına ilişkin zihinsel temsiller yaratmaya başlar. Hayatının ilerleyen

zamanlarında bu zihinsel temsiller yakın çevresi için bir kılavuz niteliği taşır(Sümer ve

Güngör 1999b). Bowlby ’ye göre (1973, 1982), bağlanma tarzları ve bu tarzlara ilintili

olarak zihinsel modeller bir kez oluşursa değişime sürekli direnç gösterirler.

Bağlanma, anneye veya başka bir bakıcıya bağlanmanın bebeğin hayatını devam

ettirebilmesindeki işlevsel önemini vurgulayan, çocuğun bebeklik döneminden itibaren

devam eden ve aynı zamanda gelecekteki insan ilişkilerine büyük bir etki yaratan

yaklaşımdır.

1.1.1 Bağlanma Kuramları

1.1.1.1 Bowlby ’nin Bağlanma Kuramı

Çocuklar genellikle ebeveynlerine veya bakımını üstlenen kişiye karşı

sergilediği tavır ve davranışlar sürekli araştırılmaya değer ve ilgi çekici bulunmuş,

nitekim hep farklı görüşler gündeme gelmiştir. Ainsworth ve Bowbly’nin görüşleri ise

en çok benimsenmiş olanlarıdır. En çok bilinenlerinden biri ise Bowbly’nin bağlanma

kuramıdır. Ainsworth ve arkadaşları (1978) tarafından, Bowbly’nin bağlanma kuramı

farklı çalışmalarla geliştirilmiştir.

Bowlby tarafından ortaya konan bağlanma kuramına göre sistemik, sosyal,

psikodinamik, duygusal ve davranışsal bileşenler öne çıkmaktadır (Pickover, 2002).

Bowlby kuramında erken dönemdeki ilişkilere odaklanmış, bu dönemin önemli

Page 20: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

6

olduğuna vurgu yapmıştır. Bu bakımdan Freud etkisinde olduğunu söylemek

mümkündür.

Yakın ilişkilere dair yapılmış olan çalışmalar içerisinde Bowlby’e ait kuram,

insanlar arasındaki ilişkilere en iyi biçimde açıklama getiren ve en güvenilir olan

yaklaşımlardan bir tanesi olarak ön plana çıkmaktadır. Bowlby, bağlanma ilişkilerinin

bireyin bütün hayatı süresince oldukça mühim olduğunu ve bağlanmanın insan

ilişkilerinde beşikten mezara belirleyici olduğunu ifade etmektedir. Bireyler hayatları

süresince yakın ilişkiler kurabilme gereksinimi duyduklarından başkalarına ne şekilde

bağlandıkları son derece mühimdir (Elliot ve Reis, 2003, Akt. Çelik, 2004).

Bowlby ‘nin yapmış olduğu deneysel ilk çalışmalar Londra Çocuk Danışma

Kliniği’ndeki notlarından kaynaklanmaktadır. 1928 senesinde Bowlby, Cambridge

Üniversitesi’nden mezun olup almış olduğu eğitimin ardından çocuk eğitim danışmanı

olarak çalışmıştır. Yetimhane ve okullarda uyum sorunu çeken çocuklar üzerinde

gönüllü çalışmıştır. Bu çalışma esnasında hırsızlık nedeniyle okuldan atılmış ve annesi

olmayan bir çocukla kendisinden hiç ayrılmayan kaygı düzeyi yüksek bir çocuk onun

çalışmalarını yönlendirmiştir (Bretherton, 1992). Çoğu klinik hastası okulda uyumsuz

olan, hırsızlığa yatkınlığı bulunan, sevgi eksiği olan erkek çocuklardan oluşmaktadır.

Bowlby, yapılan kırk dört adet durum incelemesinde anne eksikliği ve ayrılma ilişkisine

vurgu yapmıştır. Bowlby, bu gibi çocukların ana probleminin hayatlarının ilk

senelerinde anne figürüne gerçek bir bağlılık oluşturmaktan yoksun kalmaları sonucu

sevmeyi becerememeleri olduğunu ifade etmektedir. Bunun yanında Bowlby bir

süre ailesinin yanında çocukluğunu normal bir biçimde geçiren fakat sonrasında uzun

ayrılıklar sebebiyle acı çekmiş çocuklarda da aynı semptomları görmüştür. Bu çocuklar,

birilerine yakınlaşmaktan hep vazgeçip bu sebeple sarsıntı yaşamaktadırlar. Bu

gözlemlerin neticesinde Bowlby bebekle annenin arasında bulunan duygusal bağlılığa

gerekli önemi göstermeden gelişim sürecini anlamanın mümkün olmadığı kanaatine

varmıştır. Bu bağ bir şekilde koptuğu zaman çocuk olukça önemli ve kötü sorunlarla

karşılaşabilmektedir (Bretherton, 1992).

Page 21: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

7

Bowlby tarafından geliştirilen “Bağlanma Kuramı”, ilk bakıcılarına çocukların

gösterdikleri duygusal bağlılığın neden ve nasıl ortaya çıkmakta olduğunu, kişiler arası

ilişkiler ve kişiliğin çocukluktaki bu bağlanmadan ne şekilde etkilendiğini açıklamaya

çalışmaktadır (Arslan, 2008). Bowlby (1973), duygusal bağ kurma ihtiyacı ve

eğiliminin yeni doğanlarda hayata devam etmek için gelişimsel bakımdan işlevsel olan

ve gerekli olan bağlanma sistemi olduğunu ifade etmektedir (Bretherton, 1992; Hazan

ve Shaver, 1994).

Etiyolojik yaklaşıma göreyse insan yavruları da dâhil olmak üzere memelilerin

tümü içgüdüsel bir bağlanma sistemiyle dünyaya gelmekte ve hayatlarını idame

ettirebilmek için bağlanmak adına bir figüre gereksinim duymaktadırlar. Bağlanılan

kişilere yakın olmak ve bu yakınlığın korunması bağlanma sistemindeki en temel

faktördür. Böylece yeni doğan hayatta kalabilme olasılığını artırmaktadır (Hamarta,

2004).

Bowlby’e ait bağlanma kuramına göre yeni doğmuş bebekler sadece yetişkin

bakımı sayesinde hayatlarını sürdürebilmektedirler. Bebekler, bakımı sunan kişi ile

etkileşim kuran dokunma, ağlama, gülme, izleme ve emme gibi reflekslerle düzenli

etkileşimler neticesinde gelişmektedirler (Bowlby, 1982). Kucaklama, yakalama,

kavrama gibi reflekslere insan yavrularının hayatta kalabilmek için hayvanlardaki kadar

gereksinim duymaması nedeniyle değeri azdır. İnsan yavrularında önem arz edenler

daha ziyade gülme, ağlama gibi işaret verici mekanizmalar olmaktadır (Miller, 1993).

Bowlby’e göre bebeklerdeki bu içgüdüsel tepkiler bebeklerin annelere, annelerin de

bebeklere yakınlaşmasını sağlamaktadır (Bretherton, 1992).

Bowlby (1982), bağlanma sisteminde üç ana işlev olduğunu ifade etmektedir.

Bunlar bakan kişiye yakın olmak, bebeğin destek ve koruma gereksiniminin

karşılanması; yeni bir şeylere başlamada, çevreyi keşfetmede bebeğin annesini güvenli

üs, sığınak olarak kullanması şeklindedir. Bakıcının ulaşılabilirlik durumu tehdit altında

olduğunda otomatik olarak bağlanma sistemi etkinleşmektedir. Bu durumda bakıcıların

çocuklara gösterecek olduğu tepkilerin özelliğine bağlı olarak etkileşime giren

bağlanma sistemi ilişkilerin onarılmasını daha kolay hale getirmekte, bakıcıyla teması

Page 22: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

8

tekrar kurmayı sağlamakta veya neticede çocukta huzursuzluk ve kaygı yaratacak

ayrılığı protesto eden tepkileri ortaya çıkartmaktadır (Hazan ve Shaver, 1994).

Bowlby’e göre (1982), güvenli bağlanmanın olduğu hallerde çocuklar stres yaratıcı

şartlarda da güvenlik duygularını koruyabilmekte ve çevrelerini keşfedebilmektedirler.

Bebekler bağlanmanın meydana geldiği kişi ortadan kaybolduğu zaman üç çeşit tepki

vermektedirler. Bağlanmanın çözülmesi diğer bir ifadeyle sosyal çevreden geri çekilme

ve kopuş, ağlayarak durumu protesto etme veya yas ve umutsuzluk tepkileri

oluşmaktadır (Hazan ve Shaver, 1994).

Bowlby’e ait bağlanma kuramı, anne-baba-çocuk ilişkisini anlamak açısından

önem arz etmektedir. Bağlanmanın özelliği, birincil bakıcı ve bebek arasındaki

etkileşimlere, bilhassa bağlanma gerçekleştirilen bireyin destek ve güvenine bağlı

olmaktadır. Bebeklerin gereksinimlerine karşı duyarlılık gösteren bakıcılar, onların

güvenli bağlanmalarını sağlamaktadır.

1.1.1.2 Psikodinamik Kuram

Bağlanma kavramı Psikodinamik kuramda beslenmeyle açıklanmıştır. Freud,

bebeğin beslenme esnasında emme gibi oral davranışlardan haz duyduğunu ifade

etmektedir. Bu haz anne-bebek bağlanmasında oldukça önemlidir (Miller, 1993). Freud,

bebeklerin annelerine bağlanmalarını fiziksel gereksinimi giderme yani annelerin

bebeği doyurmalarıyla ilişkilendirip ifade etmektedir (Fonagy, 2001). Bu süreç

içerisinde anne ile çocuğun ilişkisindeki süreklilik ve tutarlılığın yanında çocuğun fiziki

ve duygusal olarak da beslenmesi onda güven duygusu yaratmaktadır. Bu güven

duygusuyla çocuk dış dünyaya yönelebilmekte ve egosunu geliştirebilmektedir.

Freud ve Bowlby, bebekle anne ilişkisinin hayatın tümünü etkileyebilecek

önemde olduğunu sonraki ilişkilere de temel oluşturduğunu ifade etmektedirler

(Ainsworth, 1969; Waters ve Beauchaine, 2003). Fakat bu teorinde başka insanların

bebekler tarafından neden ilginç bulundukları yanıtlanamamaktadır (Fonagy, 2001).

Page 23: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

9

1.1.1.3 Harlow’un Kuramı

Harlow, maymunlarla yaptığı deney ile bağlanma kuramına katkı sunmuştur.

Harlow ve Zimmerman (1958), Rhesus maymunları ile yapmış oldukları araştırmada

maymunları doğumlarının arından annelerinden ayırarak belli bir süreliğine yapay

anneler ile yalnız biçimde büyütmüşlerdir. Yavru maymunların olduğu kafese bir tanesi

yumuşak kumaştan, ısıtılmış ancak yavruları beslemeyen, bir tanesiyse telden olup

üstünde süt şişesi olan iki maymun anne maketi yerleştirilmiştir. Araştırma sonucunda

yavru maymunlar, beslenme gereksinimlerini süt şişesi olan maymundan karşılasalar da

sonraki vakitlerini beslenme sunmayan fakat sıcak ve yumuşak olan anne ile geçirip

korktukları zaman yine bu anneye sarılmışlardır. Bu netice de açlığı gidermenin

bağlanma açısından yeterli olmadığına işaret etmektedir. Hayatlarının ilk senelerinde

anneleri ile etkileşim kuramamış ve gerçek bir anne-yavru ilişkisi yaşamamış

maymunların ilerleyen dönemlerde akranları ve kendi cinsleri ile bir aradayken rahatsız

oldukları ve kendilerine özgü birtakım davranışları gerçekleştiremedikleri tespit

edilmiştir (Hortaçsu, 2003).

Harlow (1962) tarafından yalnız yetiştirilen maymunlar olgunlaştıkları zaman

eşleşme konusunda yeterli olamamışlar, yapay döllenme sonucu iyi birer aile olmayı

başaramamışlardır. Kendi annelerinden ilgi görmeyen bu maymunlar çocuklarına şiddet

gösterip onlara ilgi göstermemişlerdir (akt. Keser, 2006).

Harlow tarafından yapılan deneyin neticesinde sıkı bir bağlanma için yalnızca

beslenmenin yetersiz olduğu görülmüştür. Bu deney Bowlby ‘nin anneyle etkileşimler

neticesi meydana gelen bağlanma stillerinin ilerleyen dönemlerdeki ilişkilerin niteliğine

etki edeceği görüşüne destek olmuştur.

1.1.1.4 Bilişsel Gelişim Yaklaşımı

Piaget’nin takipçilerine göre bağlanmanın gelişimi belirli bilişsel kapasitelerin

kazanılmasına bağlıdır. Bebekler, ayrılık ya da yabancı kaygısı sergilemeden evvel

insan ve nesnelerin o görmese de var olduklarını anlamak durumundadırlar. Bir bebekte

Page 24: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

10

yabancı kaygısı görülebilmesi için bebek yüzleri ayırt edebilmelidir. Bunun içinse

bakıcıyı içselleştirmiş olmalıdır. Benzeri biçimde ayrılma kaygısı oluşabilmesi içinse

bebeklerin bakıcıyı görmeseler de onun varlığını bilmeleri, yalnızca farklı bir yerde

olduklarını anlamaları gerekmektedir. Araştırmalara göre sekiz aylık olan bebeklerde

güçlü bağlanma göstergeleriyle nesne sürekliliği neredeyse aynı zamanlarda

şekillenmektedir (Bukatko, Daehler, 1992; akt. Sümer, 2006).

1.1.1.5 Davranışçı Yaklaşım

Öğrenme teorisine göre bağlanma, diğer davranışlardaki gibi birtakım uyarıcı-

tepki mekanizmalarıyla oluşmaktadır. Bu teori, organizmalardaki açlık gibi belirli

dürtülerin birincil pekiştireçler ile tatmin edildiğini ifade etmektedir. Bunlar da

biyolojik gereksinimlerdir. Bebekten bahsedildiğindeyse en mühim birincil pekiştireç

yemek olmaktadır (Atkinson, Atkinson ve Hillgard, 1995).

Anne-çocuk bağlanması oluşmasının psikodinamik ve öğrenme teorilerinde

ifade edildiği gibi beslenmeyle alakalı olup olmadığını test etmek isteyen Harris Harlow

ve meslektaşlarının yaptığı bir deneyde (1967) annelerinden ayrılmış yavru

maymunlardan bir tanesi havludan, bir tanesi telden sahte annelerle beslenmişlerdir.

Deneyin neticesinde maymunlar hangi anneden beslendikleri fark etmeksizin havludan

anneyle vakit geçirmek istemişlerdir. Bağlanmaya dair sonraki bir testteyse korku verici

bir uyaran getirildiğinde bebek maymunların yine havludan anneye gittikleri

görülmüştür. (akt. Atkinson vd., 1995)

Harlow’un elde ettiği gözlemler bağlanma olgusunun annenin ikincil dürtüsel

özelliklerinden kazanımlarına bağlı olduğu görüşüne karşıdır. Stresli veya normal

durumlarda bebeklerin kendisini besleyen anneye gereksinim duymamaları neticesinde

Harlow “temas rahatlığı” kavramını ortaya atmıştır. Temas rahatlığı, bebeklerin fiziki

açıdan kendilerini rahatlatabilen nesnenin verdiği güvenlik duygusunun bağlanma

oluşmasında beslenmeden daha mühim olduğunu ifade etmektedir (Atkinson vd., 1995).

Page 25: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

11

1.1.2 Yetişkin ve Çocuklarda Bağlanma Stilleri

Bu başlıkta yetişkinlik, çocukluk ve bebeklikte bağlanma kuramları anlatılmıştır.

1.1.2.1 Bebeklikte Bağlanma

Bebeklik itibariyle bağlanma davranışı görülmektedirler. Bebeklere bağlanma

figürünün varlığı rahatlık ve güven vermektedir. Bağlanma figürü bebeklerin çevrelerini

keşfedebilmeleri ve böylelikle bilişsel gelişimlerine imkân sağlayabilmek adına güvenli

bir üs görevi yapmaktadır. Bebek, çevresinden bir tehdit algıladığı zaman yetişkin

bağlanma figürü ile bir yakınlık kurarak bunu devam ettirmek istemektedir. Bebekler,

istedikleri zaman bağlanma figürüne dönebileceklerini bilmenin rahatlığı ve güveniyle

çevrelerini keşfedebilmektedirler (Güngör, 2000).

Campos ve arkadaşlarına göre (1983) bebekler için bakıcıların güvenli bir

sığınak ve üs görevi yapmaları, bebeklerle bakıcılarının aralarında bulunan bağlanmayı

değerlendirirken sıklıkla kullanılmakta olan yabancı ortam prosedürünün

geliştirilmesine katkı yapmıştır.

Ainsworth ve arkadaşları yaptıkları “Yabancı Ortam Deneyi” adlı araştırmaları

ile Bowlby kuramındaki temel varsayımları test etmişlerdir. Araştırma kapsamında

sırayla şu durumlar gerçekleştirilmiştir: Anne ve bebek rahat olan bir laboratuvar

odasına alınır, odada yalnız bırakılırlar, içeriye bir yabancı girip oturur, önce anne

sonrasında ise bebek ile konuşur. Anne odayı terk eder, sonrasında geri döner ve

yabancı kişi odadan çıkıp bebekle anneyi yalnız bırakır, anne odada bebeği yalnız

bırakır, yabancı odaya döner ve anne de geri döner. Örneklem grubu bu araştırmada 12-

18 aylık olan bebekler olmuştur. Böylece çocuklardaki bağlanma sistemlerini aktive

etmek hedeflenmiştir. Araştırmaya katılmış olan bebeklerden elde edilmiş verilerin

yabancı ile yalnız kalma, yeniden birleşme ve ayrılma hallerindeki tepkileri dikkate

alınıp Ainsworth ve arkadaşları, çocukları tarafından çocuklarda üç çeşit bağlanma şekli

ortaya çıkartılmıştır. Bunlar kaygılı-kararsız, kaçınan ve güvenli bağlanmadır (Sümer ve

Güngör, 1999b).

Page 26: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

12

(1) Güvenli Bağlanma: Laboratuvar ortamında bu bebekler anneleri odada iken

çevreyi keşfetmişler, bir yabancıdan endişe duymuşlar ve anneleri odadan

ayrıldığında üzülüp ağlamışlar fakat geri döndüğü zaman annelerine yakınlaşıp

sarılıp rahatlayarak ardından çevreyi keşfetmeyi sürdürmüşlerdir. Ev

gözlemlerindeyse annelerin bu bebeklere ilk üç ayda diğer annelere nazaran

daha duyarlı oldukları, gereksinimlerini hemen yanıtladıkları görülmüştür

(Bretherton, 2003).

Güvenli bağlanan bebekler etraflarındaki kişiler ve dünyayla ayrılık endişesi

yaşamaksızın ilişki kurabilmektedirler. Bebeklerde güven hissi geliştiğinden

ilişkilerinde uzaklaşma ve yakınlaşmanın getirdiği endişelerle baş edebilmektedirler.

Güvenli bağlanma, bakıcıların bebek ile olmadıkları hallerde bir koruyucu görevi

görmektedirler. Güvenli bağlanmış olan bebekler bir yabancı ortama girdiği zaman

meydana gelen endişeyi ilişki çabası ile aşmaktadırlar. Bebek, yeni bir ilişkiye açık

olmakla beraber anne ortamda olmadığında keşif ve merak çabasını kaybetmemektedir.

Güvenli bağlanmış olan bebekler hem dış hem iç dünyalarında meraklı birer kâşiftirler

(Hortaçsu, 2003).

(2) Kaçınan Bağlanma: Kaçınan bağlanma davranışı geliştirmiş olan bebekler

anneleri yanlarındayken oyuncaklarıyla oynamışlar fakat annelerini güvenli bir

üs şeklinde kullanmamışlardır. Annenin odayı terk etmesi halinde az bir stres

göstermişler, anne döndüğünde onu önemsememişler, anneleri ile etkileşime

girmeyip ondan uzaklaşmış, oyuncaklarına vurmuşlardır (Ainsworth vd., 1978).

Ainsworth yaptığı ev gözlemlerinde bu annelerin bilhassa yakın fiziki temas

göstermeyenler olduklarını, bebeklerin gereksinimlerine tutarsız yanıt

verdiklerini, ağlamalarına karşıysa reddedici ve tepkisiz bir tutum sergiledikleri

görülmüştür (Karen, 1990).

(3) Kaygılı/ Kararsız Bağlanma: Kararsız bağlanmış olan bebekler güvenli

bağlanamadıklarından sürekli biçimde annelerinin nerde oldukları ile

ilgilenmektedirler ve keşif yapmamaktadırlar. Bunlar odada anneleri

yanlarındayken oyuncaklar ile hiç oynamamışlar, anneleri gidince çok üzülüp

Page 27: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

13

bağırarak ağlamışlardır. Anneleri döndüğünde dahi kolayca

yatıştırılamamışlardır. İletişim kurmayı istemelerine karşın annelerinin

tesellilerini reddetmişlerdir. Ona bir yakınlık da göstermemişlerdir (Fonagy,

1999; Waters, 2004). Ev gözlemlerinde bu bebeklerin annelerinin çocuklarına

karşı bazen çok ilgili bazen ilgisiz, bazen duyarsız bazense duyarlı oldukları

gözlemlenmiştir. Bu anneler diğerlerine nazaran gereksinimleri giderme ve

bakım konusunda istikrarsızdırlar (Waters, 1978).

1.1.2.2 Çocuklukta ve Ergenlikte Bağlanma

Çocukluğun son dönemleriyle beraber bağlanma ergenlikte, ergen bağlanma

davranışı aileden çok akranlara yöneldiğinden değişime uğramaktadır (Hamarta, 2004).

Ergenlikte meydana gelen bu değişimler esnasında ergenlerin bebekliklerinde

bakımlarını üstlenen kişiler ile kurdukları bağlanma ilişkileri etrafı keşfetmelerinde

güvenilir bir üs görevi görmektedir. Ergenlerin aile figüründen akran gruplarına

yönelmelerine karşın bebeklikteki bağlanma ilişkileri ergen için güçlü ve kalıcı bir etki

yapmaktadır (Allen ve Land, 1999). Yeterliklerin artması ile bağlanma davranışı

ergenlikte bebekliğe kıyasla daha az görülmektedir. Bunun yanında bu dönemde

bağlanma davranışı direkt olarak fiziki yakınlık aranmasından ziyade gereksinim

olduğunda bağlanma figürü ile korku, endişe ve duygularını paylaşma şeklinde ortaya

çıkmaktadır (Damarlı, 2006).

Zimmerman ve Becker-Stoll (2002), bebeklik ile çocukluk dönemini içeren

boylamsal araştırmasında bu iki dönemin arasında bağlanma organizasyonlarında üst

düzey bir kalıcılık olduğunu ortaya koymuştur. Bu çalışma kapsamında bağlanma

zihinsel temsillerinin 16–18 yaş aralığındaki kalıcılığı incelenmiştir. Bunun yanına 16

yaşındaki kimlik statülerinin 16 ve 18’deki bağlanma temsilleri ile boylamsal ve

zamandaş ilişkisi test edilmiştir. Yapılmış olan analizlerin neticesinde bağlanma

temsillerinin büyük oranda bir kalıcılık göstermekte olduğu görülmüştür. Genel olarak

16 yaş civarı orta ergenlikte güvensiz bir bağlanma gösterenlerde ergenliğin sonlarında

daha güvenli bağlanmalar geliştirmede bir ilerleme görülmemiştir. Bu durum bilhassa

saplantılı bağlanan kişiler için geçerli olmaktadır. Bağlanma, zihinsel temsilleriyle

Page 28: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

14

benlik kimliği statüsünün ilişkisi ele alındığındaysa güvenli bağlanma temsilleriyle

kimlik statüsü başarısının arasında ve kimlik statüsü karmaşasıyla kayıtsız bağlanmanın

arasında boylamsal ve zamandaş olarak anlamlı bir ilişki olduğu ifade edilmiştir

(Zimmermann ve Becker-Stoll, 2002).

Aileler için belirtilmiş olan yardım ve öneriler problemsiz bir ergenlik için önem

arz etmektedir. Bu yardımlar daha ziyade güvenli bağlanmadaki ergenlerin arkadaşları

ve aileleri tarafından verilmektedir. Böylelikle güvenli bağlanan ergenler yine güvenli

bağlanma stilindeki ailelere sahip olup aktivitelere daha çok katılım göstermeye ve

kendileri gibi akranları arkadaş edinmeye yönelmektedirler. Güvenli olmayan bağlanma

sergileyen ergenlerin aileleri de bu yönde olduğundan bu dönemde daha çok problem

yaşamaktadırlar. Bu nedenle güvenli bağlanma stilinde olmayanlar bireysel ilişkileri

daha zor kurmakta, anti sosyal davranışları ve suç eğilimleri yüksek olmaktadır (Cooper

ve ark., 1998).

Ergenlerde oluşan değişimlerin aile tarafından fark edilip bunlara uygun

tepkilerin verilmesi, çocuklarda sosyal davranışları cesaretlendirmektedir. Böylece

aileler ergenlerin pozitif akran gruplarının gelişimlerini düzenlemeleri adına ayarlama

stratejilerini kullanmalarını sağlamaktadırlar (Allen ve Land, 1999).

Sümer ve Güngör tarafından üniversite öğrencileri ile yapılan bir araştırmada

ilgi ve kabulün yüksek olduğu ailelerden gelmenin güvenli bağlanmayla anlamlı

seviyede bir ilişkisi olduğu saptanmıştır. Bunun yanına sıkı kontrol ve denetimin

bulunduğu ailelerden geliyor olmanınsa güvensiz bağlanmayla anlamlı seviyede ilişkisi

görülmüştür. Bu araştırmaya göre ailelerin benimsemiş oldukları çocuk yetiştirme

biçimlerinin çocuklardaki bağlanma stillerine önemli oranda etki ettiği ve bunun

ilerleyen dönemlerdeki bağlanma stillerinde etkili olduğu doğrultusunda bir netice de

çıkartmak mümkündür (Sümer ve Güngör, 1999b).

Page 29: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

15

1.1.2.3 Yetişkinlikte Bağlanma

Araştırmacılar yetişkinlikteki bağlanma stillerinin çocukluktakiyle paralel

olduğunu, aralarındaysa bir ilişkinin var olduğunu araştırmalarıyla ortaya koymuşlardır.

Ailede mühim bir değişim olmadıkça bağlanma stillerinde de süreklilik olduğu,

değişime dirençli bir yapı kazanıldığı yine araştırmalar ile belirlenmiştir.

1.1.2.3.1 Güvenli Bağlanma Stili

Bu örüntü içerisinde başkalarına ve benliğe dair pozitif modellerin bir birleşimi

vardır. Güvenli bağlananlarda özgüven ve öz saygı da yüksek olmaktadır (Kışlak ve

Çavuşoğlu, 2006). Başkalarına güvenme hususunda daha rahat olmaktadırlar. Bunların

yanında güvenli bağlanmada kendini sevilmeye değer bulabilme, başkalarını kabul

edici, duyarlı ve sıcak olarak değerlendirmeyle alakalı inançlar da vardır (Bartholomew

ve Horowitz, 1991).

1.1.2.3.2 Saplantılı Bağlanma Stili

Bu bağlanma şeklinde olumlu başkaları ve olumsuz benlik modelinin bir

bileşimi söz konusudur. Saplantılı bağlananların ailelerinin duyarsız ve tutarsız

davranışsal örüntülerinin olduğu ifade edilmektedir. Bunun yanında bu örüntüdeki

bireylerin yüksek düzeyde kaçınma gösterdikleri ve değersizlik hissine büründükleri

belirtilmektedir. Bu bireyler diğer kişilerle yakından ilişkiye girme

gereksinimindedirler. Fakat onlarla çok yakın bir ilişkiye girmeyi istedikleri için

diğerleri onlardan uzaklaşabilmektedir (Bartholomew ve Horowitz, 1991). Saplantılı

olan kişilerin özgüvenleri azdır. Başkalarını destekleyici olarak algılamakta, bu

destekten ise pozitif biçimde yararlanamamaktadırlar. Kendilerini açma düzeyleri

düşüktür (Erözkan, 2011).

Page 30: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

16

1.1.2.3.3 Kayıtsız Bağlanma Stili

Kayıtsız bağlanmada olumsuz başkaları ve olumlu benlik modelinin bileşimi söz

konusudur. Kayıtsız bağlanan kişiler daha ziyade kendilerini ortaya koymakta, kendi

kaynaklarını daha fazla kullanmaktadırlar. Bu örüntüde bağlanma ihtiyacının kabul

görmemesiyle alakalı daha karmaşık bir sistem vardır. Kayıtsız bağlananlar bağlanma

figüründen gelecek reddedilme ve ardından oluşacak hayal kırıklığına engel olup pozitif

benlik algılarını muhafaza etme isteğindedirler. Bu yüzden bağlanma figürleriyle

kendileri arasına mesafe koymaktadırlar. Yakın ilişkilerden kaçınıp bağımsız olmanın

önemine vurgu yapmakta, bireyler arası ilişkilerin kendileri açısından önemli

olmadığını ifade etmektedirler (Bartholomew ve Horowitz, 1991).

1.1.2.3.4 Korkulu Kaçınmacı Bağlanma Stili

Bu bağlanma şeklindeyse olumsuz başkaları ve olumsuz benlik modeli vardır.

Birey kendini sevilmeye layık görmemekte, başkalarını ise reddedici ve güvenilmez

olarak görmektedir. Bu bireylerin kaçınmaları ve kaygı seviyelerinin yüksek olduğu

ifade edilmektedir. Bunun yanında özgüvenleri eksiktir ve son derece çekingendirler.

Bu bağlanma şeklindekiler diğerleriyle yakın ilişki kurmaktan kaçınıp diğerlerinden

beklenen reddedilmeden kendilerini korumaktadırlar. Korkulu bağlanma biçimine sahip

olanların ailelerinin aşırı eleştirici ve reddedici oldukları ifade edilmektedir

(Bartholomew ve Horowitz, 1991).

1.2 Bağlanma Konusunda Yapılan Araştırmalar

Bu başlıkta bağlanma hususunda yurt dışı ve yurt içinde gerçekleştirilen

araştırmalardan bahsedilmiştir.

1.2.1 Bağlanma ile İlgili Yurtiçinde Yapılan Çalışmalar

Yurtiçinde bağlanma konulu birçok araştırma yapılmıştır. Koçak (2003) ve

Delen (2003), ilköğretim okullarındaki ergenlerde bağlanma stilini ölçebilen bir araç

Page 31: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

17

geliştirmek istemişlerdir. Bunun içinse test tekrar test, yapı geçerliliği, ön test, iç

tutarlılık ve kapsam geçerliliğin üstünde durmuşlardır. Yapılan ilk çalışmada 367,

ikincisinde 407 öğrenci üstünde çalışma yapılmıştır. 3 hafta aralıklarla test tekrar-test

güvenirliği yapılmış, yapı geçerliliğinin belirlenmesi içinse faktör analizi

gerçekleştirilmiştir. Neticesinde ise kaçınan, kaygılı ve güvenli olarak üç faktör tespit

edilmiştir. Maddelerin elenmesi ile 11 maddeden oluşan ölçekte güvenirlik ve geçerlik

ortaya çıkmıştır.

Deniz ve arkadaşları (2006), üniversite öğrencilerinde yalnızlık ve sosyal beceri

seviyelerinin bağlanma stilleri bakımından incelemesini yapmışlardır. Örneklem Selçuk

Üniversitesi’ndeki öğrencilerden 167 erkek 216 kız olmak üzere 383 öğrenciden

meydana gelmektedir. Kullanılmış olan veri toplama araçlarıysa İlişki Ölçekleri Anketi

(İÖA), UCLA Yalnızlık Ölçeği, Kendini Tanıma Envanteri ’dir. Elde edilmiş olan

veriler güvenli bağlanma başta olmak üzere bağlanma şekillerinin sosyal duyarlılık,

duyuşsal anlatımcılık, sosyal beceri üstünde etkili olduğunu göstermiştir. Bağlanma

stilleriyle yalnızlık seviyelerinin arasında anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Cinsiyete

göre bakıldığında erkeklere nazaran kızlarda sosyal beceri, sosyal kontrol, duyuşsal

duyarlık, duyuşsal anlatımcılık daha yüksek bulunmuştur. Erkeklerdeki yalnızlık

puanlarıysa kızlardan yüksektir.

Seven (2006), 6 yaşındaki çocuklarda bağlanma durumlarıyla sosyal beceri

seviyelerinin ilişkisini ele almıştır. Örneklemiyse dört değişik okuldan 110 öğrenciden

meydana getirmiştir. Sosyal Beceri Değerlendirme Sistemi Öğretmen Formu

Tamamlanmamış Oyuncak Bebek Hikâyeleri ve Kişisel Bilgi Formu kullanmıştır.

Bulgular, cinsiyet açısından bir farklılığın olmadığını göstermiş fakat erkeklere nazaran

kızlarda sosyal becerilerin yüksek olduğu tespit edilmiştir. Sosyoekonomik seviyeyle

sosyal becerinin anlamlı bir ilişkisinin olduğu tespit edilmiş, erkeklere nazaran kızlarda

daha çok güvenli bağlanma geliştirildiği gözlemlenmiştir.

Ceyhan (2006), üniversite öğrencilerinde geçmişte yaşanan ayrılık kaygılarının

öğrenilmiş güçlülük, psikolojik ve kaygı belirtilerini yordama seviyesini ele almıştır.

Araştırmaya 72 erkek, 243 kız olarak toplamda 315 erkek öğrenci katılım göstermiştir.

Page 32: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

18

Çalışma kapsamında Durumluk-Sürekli Kaygı Envanteri, Rosenbaum Öğrenilmiş

Güçlülük Ölçeği, Ayrılık Kaygısı Belirtileri Ölçeği kullanılmıştır. Bulgulara göre

öğrencilerin geçmişlerindeki ayrılık kaygıları öğrenilmiş güçlülük seviyelerinde mühim

bir yordayıcıdır. Bu değişkenlerin aralarında ters taraflı bir ilişkinin olduğu ortaya

konmuştur. Bunun yanında geçmişteki ayrılık kaygılarının psikolojik belirti, sürekli

kaygı, durumluk kaygı belirti seviyelerinin de mühim bir pozitif ilişkisi olduğu

görülmüştür.

Erözkan (2011), üniversite öğrencilerinde karar stratejileri ve bağlanma stillerini

aile tutumları, sınıf seviyesi, yaş ve cinsiyet bakımından betimsel yöntemle ele almıştır.

Küme örnekleme yöntemi ile Muğla Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nden seçkisiz şekilde

belirlenmiş olan 504 öğrenciye (241 kız; 263 erkek) Karar Stratejileri, İlişki Ölçekleri

Anketi Ölçeği ve Bilgi Formu uygulanmıştır. Araştırmanın verileri üniversite

öğrencileri açısından bağlanma stillerinin alt boyutlarını oluşturan korkulu ve güvenli

bağlanma üstünde aile tutumları ve cinsiyetlerin arasında; karar stratejilerinin alt

boyutlarından olan bağımsız karar vermede aile tutumu ve cinsiyetler; kararsızlık ve

mantıklı karar verme üstünde aile tutumları ve yaşların arasında anlamlı bir farklılık

olduğu belirlenmiştir.

Ayaz ve arkadaşlarının (2012) yaptıkları bir araştırmada somatoform bozukluk

tanısı almış olan gençlerde kaygı seviyesi annelerinin kaygı seviyesi ve aile

işlevselliğinin araştırılması amacı ile somatoform tanısı almış olan 33 genç, kendi yaş

grubu içerisinden ruhsal bir bozukluk tanısı konmamış 28 gençle kıyaslanmıştır.

Çocukluk Çağı Anksiyete Tarama Ölçeği, Aile Değerlendirme Ölçeği, Durumluluk

Süreklilik Kaygı Ölçeği, Erişkin Bağlanma Biçimi Ölçeği kullanılan çalışmanın

neticesinde grupların aralarında cinsiyet ve yaş bağlamında farklılık tespit edilmemiştir.

Erişkin Bağlanma Biçimi Ölçeği dâhilinde somatoform bozukluk tanısı almış olan

gençlerin annelerindeki kaçınan bağlanma puanları, kontrol grubuna nazaran daha

yüksektir. Aile Değerlendirme Ölçeği anne formunda gereken ilgiyi gösterebilme,

davranış kontrolü ve duygusal tepki verebilme alt ölçekleri kapsamında vaka grubunun

puanı daha yüksek olsa da gruplar arasında çocuk formunda bir fark tespit edilmemiştir.

Gençler ve annelerin kaygı seviyelerinin vaka grubunda daha üst seviyede olduğu

belirlenmiştir (akt. Harma, 2014).

Page 33: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

19

Mahperi Uluyol (2014) evli kimselerin bağlanma şekilleri, bireyler arası şema

örüntüsü ve psikolojik iyilik durumlarının ilişkisini ele almıştır. Bunun yanında

psikolojik iyilik durumu ve evlilik uyumunun katılanların sosyo demografik

niteliklerine göre değişimi de incelenmiştir. Araştırmada örneklem 130 kadın, 130 erkek

olarak 260 evli bireyden meydana gelmektedir. Katılanların yaşları 21-74 aralığındadır.

Katılanlara çalışma amacı kapsamında Semptom Tarama Envanteri (SA-45),Yakın

İlişkiler Yaşantılar Envanteri (YİYEII),Kişilerarası Şemalar Ölçeği (KŞÖ), Çift Uyum

Ölçeği (ÇUÖ) verilmiştir. Araştırmanın neticelerine göre kişiler arası şemalar ve

bağlanma örüntüleri için cinsiyetlerin aralarında anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.

Kaçınmacı ve kaygılı bağlanma örüntüleriyle evlilik uyumunun arasında ters taraflı

anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Kişiler arası şemalar ve evlilik uyumundan düşmanlık

ve dostlukla anlamlı bir ilişki görülmüşken, baskınlık ve pasiflik boyutunda anlamlı

ilişki tespit edilmemiştir. Sosyo-demografik değişkenlerdense erkek ve kadınlar evlilik

süreleri, çocuk sahibi olma durumu, eşlerin yaşlarıyla evlilik uyumlarının ters yönlü

ilişkide olduğu saptanmıştır. Erkeklerden farklı şekilde kadınlarda çocuk sayısı,

çalışma, gelir düzeyi değişkenleriyle evlilik uyumları anlamlı farklılık göstermektedir.

Harma (2014), yaptığı çalışmada çiftlerin aralarındaki diyaloglarda ses ipuçlarını

kullanıp yetişkinlikteki eş düzenleme kavramını incelemeye almıştır. Bunun ile beraber

çiftlerin aralarındaki vokal koordinasyona etki edebilecek muhtemel ilişki temelli ve

kişisel farklar da ele alınmıştır. İlk çalışmaya lisans eğitimlerine Cornell

Üniversitesi'nde devam eden 24 heteroseksüel çift katılım göstermiştir (Myaş = 21.25;

SS = 1.03). Katılanlar çalışma oturumlarında Rorschach mürekkep testinde yer alan

kartlara dair hem yabancı partnerle hem de romantik partnerleriyle dengelenmiş bir

sırada konuşmuşlardır. Konuşmalar kayda alınıp vokal özellikler de kaydedilmiştir.

Temel frekans değerleriyle yapılmış olan Granger-nedensellik analizlerine göre vokal

özellikler birbirini romantik partner diyaloglarında karşılıklı olarak etkilemekte, yabancı

partner konuşmalarındaysa yalnızca kadınlar erkekleri etkilemektedir. İki seviyeli

Hiyerarşik Doğrusal Modelleme analizleriyse bağlanma temelli kaygının ve ilişki

doyumunun vokal senkronizasyona etki ettiğine işaret etmiştir. Bağlanma kaygısı,

konuşmadaki senkronla negatif, ilişki doyumuyla pozitif ilişkilidir. İkinci çalışmadaysa

romantik partner diyaloglarındaki tonlamada ayırt edilebilirlik sınanmıştır. Çalışmaya

katılım gösteren 156 kişiye (Myaş= 34.75yıl, SS=13.06) sözel içerikten arındırılan bir

Page 34: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

20

dakikalık, yalnızca tonlama olan ses kayıtları dinletilmiş ve dinletilen kaydın yabancı

çiftlere mi yoksa romantik çiftlere mi ait olduğu sorulmuştur. Sinyal tanıma

kuramındaki analizlere göre romantik partner tonlamasındaki şans ihtimali %50 üstü bir

değer ile diğer tonlamalardan ayrılabilmiştir. Veriler, vokal düzeyde eş düzenleme

gözlemenin mümkün olduğunu göstermektedir. Bunun yanında eş düzenleme süreci

ilişki doyumu ve bağlanma kaygısından etkilenmektedir.

Ata (2010) yaptığı araştırmada okul öncesi öğretmenlerinde bağlanma

boyutlarıyla sınıf yönetimi profili ve annelerdeki aileyle işbirliği ve iletişime dair

öğretmen algılarının ilişkisini ve bu öğretmenlerin öğrencisi olan 4-5 yaşlarındaki

çocukların annelerinin bağlanma boyutlarıyla çocuk yetiştirme davranışları ve aileler ile

kurulan işbirliği ve iletişime dair öğretmen algılarının arasındaki ilişkiyi incelemeyi

amaçlamıştır. Araştırmaya, 230 okul öncesi öğretmeniyle 4-5 yaş aralığındaki çocuk

anneleri (n=230) alınmıştır. Veri toplama aracı olarak araştırmada öğretmenler için

Kişisel Bilgi Formu, II. Sınıf Yönetimi Profilleri Ölçeği, Yakın İlişkiler Envanteri

olarak 3 araç kullanılmıştır. Anneler içinse toplamda dört araç kullanılmış olup bunlar

İşbirliği Ölçeği (AÖİİÖ) Ölçeği, Aile Öğretmen İletişim, Kişisel Bilgi Formu, Yakın

İlişkiler Envanteri II, Çocuk Yetiştirme Anketi biçimindedir. Araştırmanın neticelerine

göre öğretmenlerin bağlanma kaygılarının sınıf yönetiminde tükenmiş, bağlanma

kaçınmalarınınsa ilgili sınıfın yönetim profiliyle pozitif ve anlamlı bir ilişkisinin

bulunduğu görülmüştür. Öğretmenlerin bağlanma kaygılarıyla annelerin aileler ile

kurulan işbirliği ve iletişime dair öğretmen algılarından beklenenler, katılım ve işbirliği

boyutlarının arasında negatif anlamlı ilişkiler olduğu tespit edilmişken öğretmenlerin

bağlanma kaçınmalarına dair bir ilişki tespit edilememiştir. İlgili sınıf yönetimi

profiliyle annelerin beklenti ve iletişim boyutlarına dair öğretmen algılarının arasında

pozitif ve anlamlı bir ilişki tespit edilmiştir. Demokratik bir sınıf yönetimi profiliyle

annelerin iletişim boyutlarına dair öğretmen algılarının arasında da pozitif ve anlamlı bir

ilişki vardır. Katı bir sınıf yönetim profiliyle annelerin katılım, işbirliği ve beklentiler

boyutlarına dair öğretmen algılarının arasında pozitif ve anlamlı bir ilişki tespit

edilmiştir. Hoşgörülü bir sınıf yönetimi profiliyle annelerin katılım, işbirliği, beklentiler,

iletişim boyutlarına dair öğretmen algılarının arasında negatif ve anlamlı bir ilişki

bulunduğu tespit edilmiştir. Annelerin bağlanma kaçınmalarıyla çocuklarına yönelik

cezalandırma davranışlarının arasındaki ilişki pozitif ve anlamlıdır. Annelerin bağlanma

Page 35: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

21

kaygılarıyla çocuklarından itaat etmelerini beklemeleri arasında pozitif ve anlamlı bir

ilişki bulunduğu görülmüştür. Annelerin bağlanma kaygılarıyla öğretmenlerin iletişim

boyutlarına dair öğretmen algılarının arasında negatif ve anlamlı bir ilişki tespit

edilirken işbirliği boyutuna dair öğretmen algılarının arasındaysa pozitif ve anlamlı bir

ilişki tespit edilmiştir. Annelerde öğretmenlere dair algılar ve bağlanma kaçınması

arasında ise ilişki görülmemiştir.

Görgü (2015), okula giden 5-6 yaş grubundaki çocukların sosyal davranışları ve

bağlanma biçimleriyle annelerindeki kişilik özellikleri ve bağlanma şekillerinin

ilişkisini farklı değişkenler bakımından ele almıştır. Araştırmada örnekler İstanbul

Avrupa yakasında okula giden 5-6 yaş grubu çocuklar ile annelerinden oluşturulmuştur.

Amaç, okula giden 5-6 yaş grubundaki çocukların sosyal davranışlarıyla bağlanmaları

ile annelerdeki kişilik özellikleri ve bağlanmanın ilişkisini farklı değişkenler

bakımından ele almaktır. Çocuklardaki sosyal beceriler; annenin eğitim durumu, yaşı,

doğumdan sonra ilk bir sene çocuğa kimin baktığı, okula devam süresi gibi değişkenlere

göre farklılaşmakta buna karşılık anne çalışma durumu ve cinsiyete göre değişiklik

olmamaktadır. Çocukların davranışsal sorunlarının doğumdan sonra ilk bir sene kim

tarafından bakıldığı, anne çalışma durumu, eğitim seviyesi ve yaşına göre farklılaştığı

ancak okul devam süresi ve cinsiyete göre bir farklılık göstermediği bulunmuştur.

Çocukların bağlanma şekillerinin okula devam süresi ve cinsiyete göre farklılık

gösterdiği ancak ilk bir sene çocuklara kim tarafından bakıldığı, anne bağlanma biçimi,

çalışma durumu, eğitim seviyesi ve yaş değişkenlerinin çocuklardaki bağlanmaya etki

etmediği görülmüştür.

Küçüködük (2015), anaokuluna devam eden çocukların annelerinin bağlanma

şekilleri ve ayrılık kaygısıyla çocuklardaki ayrılık kaygısı ve davranışların ilişkisini

incelemiştir. Bu kapsamda annelerdeki bilişsel esnekliğin ayrılma kaygısı ve bağlanma

biçimleri arasındaki aracı rolü incelenmiştir. Araştırmada örneklem 280 çocuğun

öğretmen ve annelerinden oluşmuştur. Yapılmış olan analizler kapsamında temelde

çocuğun sosyal becerileri ve ayrılık kaygısı arasında anlamlı ve aynı doğrultuda,

problem davranışları arasındaysa anlamlı ve ters yönde ilişki tespit edilmiştir. Annenin

bağlanma biçimiyle ayrılma kaygısının arasında anlamlı ve aynı yönde ilişki tespit

Page 36: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

22

edilmiştir. Son olaraksa ayrılma kaygısı ve anne bağlanma şeklinin arasında bilişsel

esnekliğin anlamlı seviyede bir aracı rol taşımadığı tespit edilmiştir.

1.2.2 Bağlanma ile İlgili Yurtdışında Yapılan Çalışmalar

Harvey ve Byrd (2000), 95 kişiyle yapmış oldukları çalışmada üniversite

öğrencilerinin aileleriyle bağlanmaları ve problem olduğunda kurmuş oldukları iletişimi

ele almışlardır. Alınan bulgular güvenli bağlanma stilindeki kişilerin problem

olduğunda aileden destek almaya daha meyilli olduklarını göstermiştir.

Kaygılı kararsız bağlananlarsa ailelerine bir problem olduklarında

yönelmemekte, onların desteği için çok gayret sarf etmemektedirler.

Sümer ve Knight (2001), bağlanma stillerine göre aile ve iş ilişkilerinin farklılık

gösterip göstermediğini araştırmıştır. Çalışmaya 481 adet üniversite öğrencisi katılım

göstermiştir. Araştırmanın neticelerine göre saplantılı bağlananlar kayıtsız ve güvenli

bağlananlara nazaran aile ortamlarından iş ortamlarına daha olumsuz aktarımlar

yapmakta, güvenli bağlananlarsa hem aile hem iş ortamına olumlu aktarımlar

yapmaktadırlar. Saplantılı bağlananlarsa bu iki alanı diğerlerine nazaran daha az ayırt

edebilmektedirler.

Cassidy ve arkadaşları (2003), çocuklardaki akranlar arasında arkadaş seçmeye

dair algıları ele almışlardır. Bununla alakalı iki araştırma gerçekleştirilmiştir. İlkinde 91

7. sınıf öğrencisi, ikincisinde 83 adet 3. sınıf öğrencisi araştırmaya katılmıştır. Çalışma

kapsamında kukla aracılığıyla çocuklardan tanımadıkları yaşıtlarıyla alakalı görüşleri ve

tanışmayı istedikleri arkadaş tipi sorulmuştur. 7. sınıftaki öğrenciler pozitif arkadaşları

seçmişlerdir. Bunun yanı sıra üçüncü sınıfta olanların hepsi bir diğeri ile kendisiyle

alakalı düşündüklerine paralel ilişkiler düşünmüştür. Çalışma kapsamında çocukların

akran seçimleri ile kendilerini değerli görmeleri ilişkili bulunmuştur. Öbür yandan

negatif akran seçimi ile güvensiz bağlanma, depresif hastalıklar ve annenin çocuğu

reddetmesinin arasında da ilişki tespit edilmiştir (Akt. Seven, 2006).

Page 37: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

23

Adam, Gunnar ve Tanaka (2004) yapmış oldukları çalışmalarında iki yaşında

bebeği olan 102 annede ebeveynlik ve annenin bağlanmasının arasındaki ilişkide

ebeveynsel duygu durumunun arabulucu etkilerini incelemişlerdir. Araştırmacılar çocuk

ve anne etkileşimi seanslarında öfke, komutlardaki kalite, zorlayıcılık, sorumluluk ve

sıcaklık gibi boyutları incelemişlerdir. Neticelere göre annelerin bağlanmalarıyla

ebeveynlik üstünde duygu durumun bir arabuluculuk etkisi görülmemiş ancak

ebeveynlik ve anne bağlanması arasında ilişki tespit edilmiştir. Kayıtsız annelere ve

güvenli annelere nazaran saplantılı anneler daha müdahaleci ve öfkeli çıkmışlardır.

Sıcak ilişkiler ve anne bağlanması bakımından anlamlı bir neticeye ulaşılamamış, en

olumlu puan alanlar güvenli bağlanma gösteren anneler olmuşlardır.

Wei, Vogel ve Ku (2006) yapmış oldukları araştırmada duygusal ketlenme ve

tepkilerin kişiler arası ilişkiler, negatif duygu durumu, bağlanma arasında yol

göstericiliğini ele almışlardır. Üniversite öğrencilerinin katılmış oldukları araştırmaların

neticelerine göre kaçınan ve kaygılı bağlanmanın negatif duygu durumuyla bireyler

arasındaki sorunlara farklı duygu ayarlamaları ile katkı yaptığı belirlenmiştir. Kaygılı

bağlanma ile negatif duygu durumu ve bireyler arası problem arasındaki ilişkilerin

yalnızca duygusal tepki ile yönlendirilmekte olduğu, bunun tersine kaçınan bağlanma

ile kişiler arası problemler ve olumsuz duygu durumunun yalnızca duygusal ketlenmeler

ile yönlendirilmekte olduğu belirlenmiştir.

Rönnlund ve Karlsson (2006) bağlanmanın ergenlerdeki davranışsal sorunlara ne

düzeyde etki ettiğini araştırmışlardır. Olumsuz davranışlarla güvensiz bağlanmanın

arasında yakından bir ilişki tespit edilmiş, güvenli bağlanma ile de ters yönlü bir ilişki

görülmüştür.

Roelofs, Meesters ve Muris, (2008) yaptıkları çalışmada ebeveynlerdeki

romantik bağlanmanın ve yetiştirme tutumlarının çocuklardaki bağlanmaya etkilerini

ele almışlardır. Ebeveynlerdeki bağlanma şeklini, çocuklardaki bağlanma güvenliği ve

ebeveyn tutumlarını belirleyebilmek için 3 ölçek 237 çocuğa uygulanmıştır. Araştırma

kapsamında güvensiz bağlanma gösteren ailelerin demokratik tutumlarının güvenli

Page 38: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

24

bağlanma gösterenlere nazaran düşük olup izin verici boyutların daha çok olacağı

düşünülmüştür. Araştırma neticesinde bu düşünce desteklenmiştir.

Oosterman ve Schuengel (2008) yapmış oldukları araştırmalarında üvey

çocuklarda görülen bağlanmanın bakım verenlerin duyarlılıkları ve davranış

sorunlarıyla aralarındaki ilişkiyi ele almışlardır. Örneklem grubuysa 61 adet 26-88 aylık

çocuktan meydana getirilmiştir. Laboratuvar ortamında ve ev gözlemleriyle bakıcının

duyarlılığı ve bağlanmanın güvenliği ele alınmıştır. Üvey ebeveynlerin duyarlılıkları

bağlanma güvenliğiyle pozitif doğrultuda ilişkili bulunmuştur.

Unger ve De Luca (2014), bazı çocuk istismarlarının yetişkinlikte güvenli

olmayan bağlanmayla ilgisinin bulunduğunu, bu yetişkin bağlanma şeklinin çocuk

istismarı geçmişi ve bunun negatif neticelerinin arasında arabuluculuk yaptığını

düşünmüştür. Bu kapsamda yapmış olduğu araştırmada 294 erkek ve 552 kadın

üniversite öğrencisine çocuk istismarına dair geçmiş, demografik değişkenler, güncel

psikolojik semptomlar, öz saygı, yetişkin bağlanma şekilleriyle alakalı anket

doldurulmuştur. Çalışmadaki bulgularda fiziki istismarlar kaçınan bağlanmayla,

psikolojik yıpratmaysa kaygılı bağlanmayla alakalı bulunmuştur. Fiziki istismar ve

ihmalin arasında kaygılı bağlanmayla bir ilişki tespit edilmiştir.

Page 39: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

25

2 ÇOCUK YETİŞTİRME TUTUMU

2.1 Annenin Çocuk Yetiştirme Tutumu

1920 sonrasında ebeveynlerin tutumları araştırma konusu olmuştur. Bu

tutumların çocukların davranışlarına etkileri davranışçı teorisyenleri bu konuda

araştırma yapmaya sevk etmiştir.

Çocuklar doğumları itibariyle bilhassa anneleriyle iletişimde olmaktadırlar.

Hatta anne karnında bile bir iletişim söz konusudur. Çocuk sürekli öğrenmekte ve

babasını, annesini model almakta, taklit etmektedir. Bu taklit olumlu ya da olumsuz

davranışın öğrenilmesine yol açabilmektedir (Bandura ve Walters,1959).

Çocukların kişilik özelliklerinin saptanmasında, çevre iletişiminde, problem

çözme becerisi ve yaratıcı düşünmelerinde aile tutumu son derece önemlidir. Çocuk,

aileden gelen bildirimleri taklit edip davranış becerileri geliştirmektedir. Düzenli,

kuralları bulunan, sevecen ve istikrarlı bir ailede büyümüş çocukları daha sağlıklı bir

şekilde sosyalleşmektedirler (Aktaş Özkafacı, 2012).

Baumrind (1967, 1971), aile tutumlarının çocuklara etkisine dair pek çok teori

ortaya koymuştur. Teorisini dört başlıkta toplamış olup bunlar bakım destek, olgunluk

beklentisi, iletişimde açıklık ve kontroldür (Yıldız, 2012).

Bakım- Destek: Çocuğa ailenin gösterdiği şefkat, bakım, fedakârlık, ilgi,

merhamet ve sevginin içtenliğiyle ilgilidir.

Page 40: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

26

Olgunluk Beklentisi: Ailenin çocuğun gelişim alanlarında sergilediği başarıyı

ve çocuğun gelmiş olduğu noktayı dönüt sunarak ne kadar özendirdiğiyle

ilgilidir.

İletişimde Açıklık: Ailenin müşterek karar vermesi, istenmeyen durum ve

davranışların sebeplerini çocuğa açıklaması, onun düşüncelerine saygı gösterip

dinlemesidir.

Kontrol: Sosyal çevre ve ev ortamında ailenin koymuş olduğu kurallara

çocuğun uyum durumudur.

Baumrind (1967), ebeveyn tutumlarını otoriter, izin verici ve demokratik olarak

üç başlıkta toplamıştır (Yıldız, 2012):

2.1.1 Demokratik Tutum

Bu tarz ebeveynlerin bakım destek, olgunluk beklentisi, açık iletişim, kontrol

konusunda enerjileri yüksektir. Bu ailelerin çocuklardan beklentisi olgun bir davranış ve

konulan kurallara uyumdur. Çocuklara karşı ilgilidirler. Çocukları ile iletişimlerinde göz

teması kurmakta, fikirlerine saygı duymakta ve onları dinlemektedirler. Zihinsel,

gelişimsel ve sosyal açıdan gelişmeleri için onlara destek olmaktadırlar. Baumrind,

demokratik bir ailede yetişmiş olan çocukların sosyal ve zihinsel olarak yeterli olan,

özgüvenli, kendilerini ifade edebilen, yaratıcı kişiler olduğunu belirtmektedir (Aktaş

Özkafacı,2012).

Bu tarz ebeveynler çocuklarına karşı duyarlı olup kontrol, talep ve kabul

seviyeleri de yüksek olmaktadır. Cezadan ziyade destekleyici bir tutumdadırlar.

Çocukların kabiliyetleri ve bireysel yanlarının bilincindedirler. Çocuklarının

bireyselliklerini ve özgürlüklerini destekleyip onları olduğu gibi kabul etmektedirler

(Baumrind, 1967, 1971; Maccoby ve Martin, 1983).

Page 41: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

27

Demokratik tutumdaki ailelerle çocukların arasında net bir iletişim

bulunmaktadır. Demokratik aile tutumunda düzen sağlayan sevgi ve denetimle beraber

özerklik de olmakta, birbirine ters olan sevgi ve denetim bir arada barınmaktadır

(Yavuzer, 2003).

Ailenin gözünde çocuk kendisini değerli görmek, saygı görmek istemektedir.

Ailenin ortamı çocuk için benliği tanıma olanağı sunduğu takdirde çocuk sosyal ve

başarılı olacaktır. Demokratik bir ailede evde uyulacak kurallar belli olup ev, belirli bir

rutine sahiptir (Yavuzer, 1999).

Demokratik aile ortamı sıcak olup paylaşma, işbirliği, empatik bir anlayış,

koşulsuz sevgi ve saygı vardır. Gerektiği zaman aile sınır koymakta ancak kurallar

birlikte belirlenmektedir. Korku yerine saygı vardır ve sevecenlik öne çıkmaktadır

(Özgüven, 2001).

2.1.2 İzin Verici Tutum

Bu tutumdaki ailelerde bakım ve destek boyutu oldukça yüksektir. Bu stilde olan

ebeveynler çocukları özgür bırakmakta, çocuklar istediğini yapmaktadırlar. Kurallar

oldukça düşük düzeydedir. Bu tutumdaki ebeveynler, çocuklarını kontrol altında tutmaz

ancak sıcak ve dostça davranırlar. İzin verici tutuma sahip olan ebeveynlerin yetiştirdiği

çocuklar genelde dengesiz, doymamış, iç kurallara uymayan kendi merkezli bireylerdir

(Baumrind, 1967, 1971).

Bazı durumlarda izin verici tutumdaki anne-babalar çocuklarını cezalandırılmış

olsa bile, cezalar yetersizdir ve çocuğun ciddiye almadığı durumlardır. Çocuk, ipleri

elinde tutar. Çocuğun anne-babası arasında sağlıklı bir iletişim kurulmadığı, çocuğun

ebeveynlerini umursamadığı, çocuğun çok aşırı bir sevgi ortamında yetiştiği ve

şımartıldığı söylenebilir (Turhan, 2014).

Maccoby ve Martin Baumrind’in üçlü modelini geliştirmişlerdir. Ebeveynlerin

tutumlarının iki temel boyutu bulunmaktadır. Bunlar: talep edicilik ve duyarlılıktır.

Page 42: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

28

Baurmind tarafından geliştirilen izin verici stil, hoşgörülü / izin verici ve ihmalkâr / izin

verici olarak iki boyutta incelenebilir (Aktaş Özkafacı, 2012).

İzin verici hoşgörülü tutum: Anne ve baba, çocuğa karşı sevgi dolu bir

yaklaşım ortaya koyarlar. Çocuğa karşı kontrol, beklenti ve iletişim düzeyi

oldukça düşüktür. Çocuklarla iletişim kurulsa da, ebeveynlerin daha az saygı

gördüğü söylenebilir. Çocuğa karşı hassas ve kabul edici davranışlar sergilerler,

ancak kontrol edemezler. Çocuğa karşı ceza uygulamaları olmamaktadır.

İzin verici ihmal edici tutum: Çocuğa karşı kayıtsızlık ve ilgisizlik

bulunmaktadır. Ebeveynler çocuğun ihtiyaçları ile ilgilenmemektedirler. Bu tarz

ebeveynlerin duyarlılığı, kabulü ve kontrolü azdır. Kontrol ve denetim oldukça

düşük seviyededir (Yıldız, 2004).

2.1.3 Otoriter Tutum

Bu tutumdaki anne-babalar, yüksek düzeyde kontrol ve olgunluk beklentisine

sahip, açık iletişim ve bakım boyutlarının düşük olduğu ebeveynlerdir. Bu tutuma sahip

ebeveynler, diğer bir bakış açısıyla gerçek bir yönetici rolünü üstlenirler. Çocuğun

fikirlerine, düşüncelerine fazla önem vermedikleri gibi, görüş alışverişinde bulunmak

konusunda da çok çaba göstermezler. Ebeveyn ne isterse, çocuğun onu aynı şekilde

kabul etmesi beklenmektedir (Baumrind, 1971).

Otoriterliği benimseyen aileler, çocuklarını anlamak konusunda, düşüncelerini

algılamaya ve değer vermeye, onlarla fikir alışverişinde bulunmaya, onların istekleri ve

düşünceleri karşısında empati kurmaya çaba göstermezler. Bu, ebeveynlerin yetiştirdiği

türden bir çocuk; stres ve huzursuzluk, özgüvensizlik, sessizlik, utangaçlık ve bazı

durumlarda olumsuz bir reaksiyon ve saldırganlık gösterebilecek şekilde büyür. Sürekli

olarak eleştirilmesi sonucunda aşağılık kompleksi oluşan çocukta, kendi kararlarını

alma konusunda bir noksanlık olur ve sürekli kendini yönetecek birileri için arayıştadır.

Page 43: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

29

2.1.4 Diğer Tutumlar

Yukarıda ifade edilenlerin dışında kültürümüzde ortaya çıkan farklı ebeveyn

tutumları da mevcuttur. Bu tutumlar: dengesiz ebeveyn tutumu, aşırı koruyucu ve

kaygılı ebeveyn tutumu, sınırsız özgürlükçü ebeveyn tutumu, mükemmeliyetçi ebeveyn

tutumu, tutarsız ebeveyn tutumu, güven veren ebeveyn tutumu, reddedici ebeveyn

tutumunu, ayrımcılık yapan ebeveyn tutumu olarak aşağıda açıklanmıştır.

2.1.4.1 Dengesiz Anne Baba Tutumu

Bu tutumda, anne ile baba arasında görüş ayrılıkları olabilir ve çocuğa karşı

değişken tutumlar sergilenebilir. Örneğin, annenin çocuğa karşı sevecen davrandığı

durum içerisinde babanın sert ve agresif olması ya da ebeveynlerden birinin önce

yumuşak bir ses tonuyla konuşurken daha sonra sesini yükseltmesi, ebeveynin kötü bir

davranış ortaya koyan çocuğunu dövmesi, ardından da dövdüğü için özür dilemesi gibi

durumları kapsar (Bilgin Aydın, 2003).

Tutarsız ve dengesiz ebeveyn tutumları çocukların kişilik gelişimlerinde oldukça

önemli sorunlar ortaya çıkartır. Çocuğun iç dünyasında sürekli bir çatışma durumu ve

huzursuzluklar belirir. Tutarsızlık gösteren bir yapının içinde olan çocuk da dengesiz bir

gelişim gösterir. Bu yapı içinde gelişen çocuklar, toplumda yer edinmekte zorlanırlar,

karar verme noktasında önemli zorluklar çekerler ve nerede ne şekilde davranmaları

gerektiği konusunda kararsızlıklar yaşarlar (Kabalı, 2012).

2.1.4.2 Aşırı Koruyucu Anne Baba Tutumu

Olağan şartlardan geç yaşlarda çocuk sahibi olan ebeveynlerde ya da geniş

aileler içinde büyümüş olup, tek çocuk sahibi olan ebeveynlerde karşılaşılan bir

tutumdur. Bu tutumdaki ebeveynlerin yetiştirdiği çocuklar, inisiyatif sahibi olurlar ve

anne-baba çocuklarının istek ve düşüncelerine çok önem verir. Bu tutumla yetişmiş olan

bireyler, ebeveynlerine hükmetmeye başlarlar ve onlara diğer tutumlara göre daha az

saygı gösterirler (Bilgin Aydın, 2003).

Page 44: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

30

Aşırı koruyucu tutum ile büyütülen çocukların kişiliklerindeki etkilere

bakıldığında, koruyucu ebeveynlerinin sınırladığı alanlarda deneyimleme şansı olmayan

alanlar dolayısıyla zorlandıkları koşullar olduğu, yolunda gitmeyen durumlarla

karşılaştıklarında kaygılandıkları ve diğerlerine göre daha kolay huzursuzluk yaşadıkları

söylenebilir. Bu çocuklarda, girişimcilik ve bağımsız deneyimleme durumları

diğerlerine oranla daha düşüktür. Ebeveynler çocukları için pek çok fedakârlığı

yapabilecek durumdadırlar ve bu çocuğun bireyselleşmesinin önünde çok önemli bir

engeldir. Özgüveni düşük, sorumluluktan kaçınan bireyler olmaları muhtemeldir

(Yıldız, 2004).

2.1.4.3 Mükemmeliyetçi Anne Baba Tutumu

Mükemmeliyetçi ebeveynler, çocuklarından yapılabilecek olanın en iyisini talep

ederler. Her alanda ve konuda büyük başarı beklentisi içinde olurlar. İletişimde,

konuşmada, sporda, resimde, sosyal anlamda çocukları her zaman diğerlerinden daha iyi

olmalı, en iyi olmalıdır. Kendilerinin başaramadıkları pek çok şeyi çocuklarının

başarması arzusundadırlar, çocuklarını var oldukları şekilde kabul etmek yerine onların

sınırlarını zorlamayı tercih ederler. Çocukları onların gözünde yetişkin bir birey gibidir

ve çocuklarının sosyal çevrelerini dahi çoğu zaman ebeveynleri dizayn eder (Çakmak ve

Kaplan, 2015).

Mükemmeliyetçi tutumla büyüyen çocuklar, sevginin ve sevilmenin bir bedeli

olduğunu düşünürler ve bu onları güvende hissetme konusunda olumsuzluğa iter. Hırçın

davranışlar gösterebilirler ya da başarısız olma kaygısı ile çoğu zaman boyun eğmeleri

daha kolaydır. Başarısızlık korkusu kadar, başaramadıklarındaki hayal kırıklığı da

oldukça keskindir. Başarısız olduklarında kendilerini çok değersiz hissederler ve bu da

onların çok sık periyotlarda depresyon yaşamalarına neden olur. Ebeveynlerine layık

olmak adına uğraşmaları kolay yorulmalarına sebep olur, doyumsuzlaşmaya başlarlar.

Her konuda aşırı tedirginlik ve kaygı durumları görülebilir; yalan söyleme, tırnak yeme

ya da altlarını ıslatma gibi davranış ve durumlar ortaya çıkabilir. Arkadaş ilişkileri

problemlidir. Onları sıklıkla eleştirirler, çok fazla arkadaşlık beklentisi içine girerler ve

Page 45: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

31

istedikleri olmadığında çok ani şekilde arkadaşlarından uzaklaşırlar (Mestçioğlu

Gökmoğol, 2012).

2.1.4.4 Güven Veren, Destekleyici Anne Baba Tutumu

Ebeveynler bu tutumda çocuklarını oldukları gibi kabul ederler ve her anlamda

desteklerler. Çocukların kabiliyetli oldukları konularda ortam hazırlanır, evde uyulması

gereken kurallar olduğunda beraber karar alınır ve huzurlu bir ev ortamı yaratılır.

Çocuğun düşüncelerine önem verilir ve ifade özgürlüğü kavramı iyi şekilde hissettirilir.

Olumlu bir ebeveyn tutumu olarak ifade edilebilir (Çakmak ve Kaplan, 2015).

Bu tutum ile büyüyen çocuklar, sosyal hayatında başarılı, kurallar konusunda

anlayışlı, insanlara ve çevresine saygılı, özgüvenli, aktif, sevgi ve vicdan barındıran,

huzurlu ve başarılı çocuklardır (Özkaya,2012).

2.1.4.5 Reddedici Anne Baba Tutumu

Çocuklarına düşman gibi davranmakta olan bu aileler onlara şefkat, ilgi ve sevgi

göstermemektedirler. Çocuklarının başarısızlıkları hep ön plana çıkmakta ve çocuklar

eleştirilmektedir. Emiri verici ve sert şekilde konuşup davranmaktadırlar (Çakmak ve

Kaplan, 2015).

Reddedilmiş olan çocuklara evde diğerlerinden farklı davranılmaktadır. Çocuk

için aile güven verici, sosyal ve sıcak bir ortam değildir. Aile çocuğu anlamamakta,

sevmemekte ve bir diktatör gibi onu yönetmeye uğraşmaktadır. Reddedici aileler

çocuklarına istenmediğini sürekli hissettirip onu hor görmektedirler. İlk fırsatta çocuğun

aileden uzaklaştırılması için çabalanır. Bu nedenle çocuğun aile büyüklerinin yanına

yollanması mümkündür. Bu tutumda büyüyen çocuklar yardım duygusundan uzak

olmaktadırlar. Agresif ve sinirli davranışları vardır. Sıklıkla duygusal kırgınlıklar

yaşamaktadırlar. Genelde hayvanlara ve kendisinden küçüklere şiddet göstermeye

meyillidirler.

Page 46: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

32

Reddedici tutumun farklı farklı nedenleri olabilmektedir. Ailenin sevmediği

birine benzemesi, çocuğun çalışan anneye engel teşkil etmesi, eşlerin birbirlerini ihmal

etmesi ve eşin çocuğu kendine rakip görmesi, anne baba olmaya hazır olunmaması,

istenmeyen bebek olma gibi nedenler sayılabilse de bunlar yalnızca bahane olacak,

çocuğun reddedilmesini haklı çıkartmayacaktır (Kabalı, 2012).

Kılıç (2013)’a göre olumsuz çocuk ayrımı da bir diğer olumsuz ebeveyn

tutumudur. Çocuk ayrımı iki farklı cinsiyetten olan çocuklardan bir tanesini üstün

tutmayı ifade etmektedir. Genelde üstün tutulan taraf erkek çocuğudur.

Cinsiyetin dışında çocuk ayırma bazen bir tanesini daha çok sevme şeklinde de

olabilmektedir. Psikolojik nedenler, kişisel tecrübe, doğum sırası gibi sebeplerle

ailedekiler birbirlerinden farklı algılanabilmektedirler. En küçük çocuğun şımarık

olması düşüncesi buna örnektir (Kılıç, 2013).

Anne baba tutumunun sağlıklı olması için eğitim ve sevgi ilk sıraya konmalıdır.

Çocuk sahiplenilmeli, güven, şefkat, ilgi çocuğa verilmelidir.

Aileler olumlu tutumda çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayıp kendilerine yetme

becerilerini de geliştirmekte, eğitim ve sevgiyi en sağlıklı şekilde doğru bir oranda

vermektedirler (Kılıçarslan, 2008)

2.2 Çocuk Yetiştirme Tutumları: Kuramsal Arka Plan

2.2.1 Psikanalitik Kuram

Sosyalleşme Freud’a göre, çocukların ailelerine duydukları duygusal bağın

kişilere uzantısını ifade etmektedir. Kişilik sistemlerinde de kişinin sosyal yanıyla süper

egoya dikkat çekilmektedir (Gülay ve Akman, 2009). Bir kişinin toplumda etkili şekilde

yaşaması için o toplumdaki kurallar ve değerler sistemini kazanması gerekmektedir.

Bunlar sosyalizasyon süreçleriyle kazanılmakta olup psikanalitik kuramdaki yapısal

modelde süperego olarak anılmaktadır.

Page 47: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

33

İd: “İlkel ben” denmektedir. Biyolojik ihtiyaçları psikolojik gerilimlere yani

isteklere dönüştürmektedir. İd, haz elde etme odaklı çalışmakta ve acıdan

kaçınmaktadır. Tamamıyla ahlak ve mantık kalıpları dışındadır ve gerçeklik

kavramından yoksun olmaktadır (Gülay ve Akman, 2009).

Ego: 6-8. aylarda, cidden evrimleşip gelişmekte ve idin amaçlarına

ulaşabilmesine yardım etmektedir. Sadece ego zihindeki imgeler ile gerçek dünya

nesnelerini ayırabilmektedir. İdin haz arayışına karşın ego gerçekliğe uyup ikincil

süreçler vasıtasıyla ihtiyaçları doyurabilecek uygun çevresel şartlar ve nesne bulana

kadar içgüdüsel doyumu erteleyip organizmanın bütünlüğünü sağlamakta ve güvenliğini

temin etmektedir (Gülay ve Akman, 2009)

Süperego: 3-5 yaşları civarında süperego egodan ayrılmaya başlamakta;

öğretmen, ebeveyn gibi otorite figürlerinin özellikleri benimsenmektedir. Süperego

vicdanı yönlendirmektedir. Böylece hoş görülmeyen davranış ve düşünceleri vicdan

cezalandırmaktadır. Çocuk tarafından bu ceza ailenin sevgisini yitirmesi biçiminde

algılanmakta ve çocuklarda güvenilir olmayan dış dünyada yalnız kalacakları endişesi

yaratmaktadır. Bu yalnızlıktan korunabilmek için güçlü anne ve babayla kurulan

özdeşimle ego, onların standartlarını benimsemektedir (Gülay ve Akman, 2009).

Özdeşim Freud’a göre, çocuk açısından duygusal bakımdan önemli olan bireyin

birçok davranış, ilgi ve değer yargısının bütünsel biçimde benimsenmesi ve kendine mal

edilmesidir. Anne baba ile iki türlü özdeşim kurulmaktadır. Rakiple özdeşim ve analitik

özdeşim kavramları şöyledir:

Analitik Özdeşim: Çocuğun bağlanmış oluğu bireyle özdeşim kurmasını ifade

etmektedir. Freud bunun oral dönemde başlayıp hayat süresince devam eden ilk sevgi

objesi olan anne ile kurulan özdeşim olduğunu belirtmektedir. Çocuk annesinden hem

sevgi açısından hem de fiziksel açıdan doyum sağlamaktadır. Sevgi nesnesi bebeklikte

yanında değilken bebek, ona ait birtakım davranışlar canlandırıp aynı doyumu yaşama

çabasındadır. Yetişkin olunduğunda da bilhassa kaygılı hallerde baba ya da anne gibi

davranmanın bireye güven vereceği ifade edilmektedir.

Page 48: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

34

Rakiple Özdeşim: Çocukların hemcinsleri olan ebeveynleriyle kurdukları

özdeşimlerdir. Çocuklar okul öncesi döneme geldikleri zaman cinsiyetin kalıcı oluğunu

anlamaktadırlar. Bu doğrultuda cinsiyet rollerini öğrenmekte ve oyunlarında bunu

kullanmaktadırlar (Doğan, 1998).

Burada mühim olan nokta çocukların hemcinsi olan ebeveynlerin tutumlarını bir

zorlama ve baskı olmadan benimsemeleridir. Böyle kazanılmış olan davranış ve

tutumlar içselleştirilecek ve dolayısı ile ilerleyen yaşlarda kalıcı olabilecektir. Okul

öncesi dönem ailenin de çocuklarına yoğun şekilde toplumsallaşma eğitimi sunduğu bir

dönemdir. Bu eğitimin verilmesinde anne baba tarafından kullanılan yaklaşım ve

disiplin yöntemleri çocuk tarafından algılanabilecek ve ilerde hatırlanabilecektir. Bu

yüzden dikkatli olunması gerekmektedir (Mızrakçı, 1994).

2.2.2 Bilişsel Gelişim Kuramı

Bilişsel gelişim kuramında Piaget, organizmanın çevreye aktif bir uyumundan

bahsetmektedir. Gelişimin, organizma tarafından doğuştan getirilen potansiyel ile

gerçekleştiği görüşünde odak nokta organizmadır. Sosyal çevrenin etkilerini çocuktaki

potansiyelin gerçekleşebilmesinde oynamış olduğu yavaşlatıcı rol ile sınırlamaktadır.

Piaget ebeveyn tutumları ve bunun çocuklara etkilerinden söz etmemiştir. Fakat gelişim

olgusunun basamaklar biçiminde meydana geldiği ve çocukların gelişim seviyelerinde

belli birtakım sınırlılık ve kabiliyetlere sahip olduğu görüşü birtakım araştırmacıların

beklenti, davranış ve tutumlarıyla çocukların gelişim seviyelerinin arasında uyuşmaya

dair çalışmalar yapmalarına sebep olmuştur (Doğan, 1998).

Piaget’e göre çocukların her biri aynı gelişim dönemlerini izlemektedirler ve

çocukların her döneme girme yaşı hepsinde toplumsal ve fiziki çevreden

etkilenmektedir. Çocukların mevcut gelişim seviyeleriyle uyuşmayan beklentilerinse

çocuk üstünde duygusal problemler yaratabileceği saptanmıştır (Yavuzer, 2003).

Aşırı beklentiler kadar çocukların gereksinimi olan yaşa uygun uyaranların

verilmemesi de gelişime negatif etki edip aşırı durumlarda çocuk istismarı hatta

Page 49: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

35

ihmaline neden olabilmektedir. Ailelerin bu yüzden çocuk gelişim basamaklarına dair

bilgi seviyelerinin çocuklara tutumların etki edeceği düşünülmektedir (Mızrakçı, 1994).

2.2.3 Sosyal Öğrenme Kuramı

Mekanik modelde açıklanmış olan Bandura’nın sosyal öğrenme kuramına göre

çocuklar başka kişilerin yaptıklarını gözlemleyip onların yaptıklarını yapmak suretiyle

davranış biçimleri kazanmaktadırlar. Çocuklar en çok anne ve babalarını taklit edip

model almaya meyillidirler (Gander ve Gardiner, 1995).

Bandura, insan davranışlarını incelerken kişinin yaşamış olduğu ortam içerisinde

değerlendirilmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır. Öğrenme süreçlerine sosyal ortam

içerisinde bakıldığı zaman gözlem yolu ile öğrenme öncelik kazanmaktadır. Çocuk,

etrafındaki bireyleri gözlemekte ve taklit etmektedir. Bu öğrenme model alarak

öğrenmedir. Çocukların gözledikleri davranışı taklit etmeleri için modelin birtakım

niteliklerine sahip olmaları gereklidir (Mızrakçı, 1994).

Gözlem ile öğrenebilmek için modele dikkat edilmelidir. Daha sık ilişkide

olunan kişileri daha çok gözleme olanağı olacaktır. Bu yüzden yakın çevreyi meydana

getiren bu bireylerin dikkat çekme ihtimalleri daha yüksektir. Gözleyen kişiyle modelin

arasında müşterek nitelikler bulunuyorsa modelin taklit edilme ihtimali artacaktır. Bu

sebeple çocukların hemcinsleri olan ebeveynlerini daha fazla taklit etmeleri

beklenmekte, bu da Freud’un rakiple özdeşim ilkesiyle benzerlik taşımaktadır.

Kişilik gelişiminin mühim bölümünün ufak yaşlarda biçimlendiği

düşünüldüğünde bu görüşlerin geçerlilikleri daha yüksektir. Oysaki çocuk büyüdükçe

taklitte daha seçici olacaktır. Anne ve babanın model alınma durumu çocuğun onlara

benzeyip benzememe yönündeki isteğine göre değişmektedir. Bu kapsamda bireylerin

ailelerinden gözlemledikleri çocuk yetiştirme tutumunun kendilerindeki tutumlara

etkilerinin, anne babalarını onaylamalarına bağlı olduğu ifade edilmektedir (Keskin,

2005).

Page 50: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

36

2.2.4 Sistem Modeli

Sistem modeli, sistemin korunması ve dengenin yakalanması için fonksiyon

gösterdiği görüşünü savunmaktadır. İnsan gelişiminin sosyal ve psikolojik sistemlerin

kaynaşmasıyla oluştuğu düşüncesini temel almaktadır. Bu görüşe göre insan ve çevre

karşılıklı ilişkilerde bir denge arayışındadır. Bu arayış da hayat boyunca devam

etmektedir (Keskin, 2005).

Yapısalcı perspektiften ele alındığında aşırı kopuk ve bağlı sınırlar ailede etkin

problem çözme süreçlerine engel olup kişisel gelişimi zorlaştırmaktadır. Hangi sınır

çeşidi olduğu fark etmeksizin aşırıya kaçıldığında yapılan fonksiyonlarını

kaybetmektedirler. Çünkü aile fertleri aile gereksinimleriyle otonomileri arasında

çabalarken denge kuramamaktadırlar (Worden, 2013).

Bireyin çevre şartlarından en azından bir bölümünü seçmede özgür olabilmesi ve

neticede bu çevre tarafınca biçimlendirilmesi insan davranış ve tutumlarının

değerlendirilmesindeki bakış açılarını meydana getirmektedir. Bu görüşte çevre ile

ilişkilerine de değinilmektedir. Anne, baba ve çocuğun ilişkisinin sadece ikili olarak

değil tüm çevresel unsurlarla beraber araştırılması gerektiğini ifade etmektedir

(Mızrakçı, 1994).

Etkileşim kuramı kapsamında aileler çocukların davranışlarına şekil vermeye

çalışırlarken kendileri de davranışlarını çocuklarına göre şekillendirmektedirler.

Ebeveynin çocuğa yönelik davranış ve tutumları incelenecek olursa çocukların kişilik

özellikleriyle bunun aileye yansımaları dikkate alınmak durumundadır. Aile, birbirine

geçmiş yapı ve etkileşimlerden meydana gelmektedir (Maccoby ve Martin, 1983).

İlk etkileşimler yakın çevreyle başlamakta olup sosyokültürel çevrenin de

katılmasıyla daha geniş çevrelerde etkileşim yayılmaktadır (Mızrakçı, 1994).

Page 51: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

37

2.2.5 Bireysel Psikoloji Kuramı

Freud’a benzer biçimde Adler kuramında hayatın ilk senelerinin, toplumsal

uyum ve ilk deneyimlerin önemli olduğuna vurgu yapılmaktadır. Freud’dan farklı

şekilde insanların dürtüler ve toplumsal isteklerin arasındaki çatışmadan çok her kişinin

doğuştan getirmiş olduğu sosyal ilgiyle topluma uyum sağlayabileceği düşüncesini

yansıtmıştır. Sosyal ilgi, sosyal çevrede gelişmektedir. İlk önce anne ve aile fertleri,

sonrasındaysa aile dışındakiler bu sürece katkı yapmaktadırlar. Fakat çocukların bir

diğer kişilerle en etkili ve ilk teması anne ile olandır. Adler, annenin iki aşamalı bir

görevinin olduğunu ifade etmiştir. Birincisi sosyal ilgi olgunlaştırmada çocuğu

destekleyip cesaretlendirmektir. İkincisiyse çocuk tarafından geliştirilen bu ilginin

kendiyle ilişkisinin haricinde diğer insanlara da geçebilmesine yardım etmektir. Bunun

yanı sıra annenin eşi ve diğer çocuklara, insanlara yönelik ilgi ve sevgisi çocuk

açısından model oluşturacaktır. Annenin ilgi ve sevgisi sadece çocuğuna

yoğunlaştığında çocuk, geliştirmiş oluğu bu ilgiyi diğerlerine aktarmayı

öğrenmeyecektir. Anne ile babanın ilişkisi de çocuğun sosyal ilgisinin gelişmesinde

önemlidir. Burada mutsuz bir ilişki olduğunda çocukların sosyal ilgilerinin gelişmesi

çok zordur (Gülay ve Akman, 2009).

Sosyal ilgi, insanlık için daha iyi bir gelecek temin etme adına gayret sarf etmeyi

kapsamaktadır. Çocukluk ile başlamakta olan toplumsallaşma süreçleri toplum

içerisinde yer tutma, katkı yapma, aidiyet hissi kazanma adına verilen sosyal çabayı

ifade etmektedir. Sosyal ilgi öğrenilmekte, öğretilmekte ve kullanılmaktadır. Adler’e

göre sosyal ilgiyle empati denktir (Corey, 2008).

Adler evrensel üç yaşam görevinden söz etmektedir. Bunların ilki sosyal görev

olan arkadaşlık kurma, ikincisi evlilik ve aşka dair görevlerden olan yakın ilişki

kurabilme ve sonuncusu mesleki görev olan topluma katkı yapmadır. Tüm insanlar

milliyet, kültür, zaman, cinsiyet ve yaş fark etmeden bu görevleri gerçekleştirmelidir.

Adler kuramının önemli kısmı doğrum sırası ve kardeş ilişkilerinden

oluşmaktadır. Adler beş adet psikolojik konum belirlemiştir. Bunlar tek çocuk, en küçük

Page 52: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

38

kardeş, ortanca, iki kardeşin ikincisi ve en büyük çocuk şeklindedir. Kişinin ailedeki

yerine dair bireysel yorum ve algısı gerçek doğum sırasından daha önemlidir. Adler

yaklaşımını savunanlar kişilerin karşı karşıya kaldıkları zorlukların sosyal boyut

olduklarını düşündüklerinden aile içindeki ilişkileri önemsemektedirler (Ansbacher ve

Ansbacher, 1964, Dreikurs, 1953; Adler, 1958; Corey, 2008: 113).

1) En küçük sürekli ailede bebek muamelesi görmekte, en fazla şımartılan olmaya

yakın olmaktadır. En küçükler kendi yollarına gitmeye meyillidirler.

2) Ortanca çocuklar genellikle kendilerini arada ezilmiş gibi hissetmektedirler.

Hayatın aldatıcılığı ve haksızlığına inanabilmektedirler. Bu kişi “zavallı ben”

denebilecek bir ruh halinde olabilmekte ve sorunlu bir çocuğa

dönüşebilmektedir.

3) İkinci çocuğun konumu farklıdır. Doğmuş olduğu günden bu yana ilgiyi bir

başka çocuk ile paylaşmaktadır. İkinci çocuk, tipik biçime bir yarışta gibi

davranmakta ve genelde sürekli tetikte olmaktadır.

4) En büyük çocuk: genelde gösterilmiş olan ilgiden en önemli payı almakta ve bir

süre tek çocuk olduğundan ilgi odağı oluşu sebebiyle şımartılmaktadır.

2.3 Çocuk Yetiştiren Anne-Baba Tutumlarının Çocuklar Üzerindeki Etkileri

2.3.1 Aile Tutumunun Çocuğa Etkisi

Yapılmış olan araştırmaların neticelerinde ailesince saygı duyulup model olunan

çocukların yaşıtlarına nazaran daha sosyal ve fedakâr oldukları belirlenmiştir.

Page 53: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

39

2.3.1.1 Davranışçı Yaklaşıma Göre Çocuk Yetiştirirken Ailenin Davranışlarının

Çocuğa Etkileri

John Watson, modern davranışçılığın kurucusudur. Bebeklere verilen eğitimle

onların önemli insanlar olabilmeleri sağlanabileceği gibi eğitim vermeyip göz ardı

edilmeleri neticesindeyse hırsızlık gibi kötü huylar sahibi kişiler olmalarına da neden

olunabilmektedir (Sargın, 2007).

2.3.1.2 Çocuklara Boyun Eğme

Bu tarz ailelerde, çocuklar ebeveynlerine hükmetmekte onlara pek saygı

göstermemektedirler. Bu çocuklar sadece baba ve anneleri ile yetinmeyerek zaman

içerisinde ev haricindeki kişilere de egemen olabilmenin yollarını arar hale

gelmektedirler (Yavuzer, 1999).

2.3.1.3 Çocuk Ayırma

Tüm çocuklarını eşit sevdiklerini söylemelerine rağmen bazı baba ve annelerin

çocukların bazılarını daha fazla sevdikleri görülmektedir. Ebeveynler bu gibi hallerde

sevdikleri çocukları kayırmaktadırlar. Aşırı sevgiye maruz kalan bu çocuklarsa anne ve

babaları ile oynamayı tercih edip arkadaşlarına karşı baskın ve saldırgan olmaktadırlar

(Yavuzer, 1999).

2.3.2 Babanın Çocuğun Kişilik Gelişimi Üzerindeki Etkileri

Babası olmayan erkek çocuklarla olanlar kıyaslandığında babasız olanların

diğerlerine nazaran daha az saldırgan, daha bağımlı ve ilişkilerde daha zayıf oldukları,

ahlak yargıları bakımından gelişmedikleri ve okul başarılarının az oluğu, bunun yanında

maskülen kimliklerinin daha az olduğu görülebilmektedir (Yavuzer, 1999)

Babasından sevgi ve ilgi görmüş olanlarsa uyumlu, liderlik özellikleri olan ve

arkadaşları ile daha iyi ilişki kurabilen çocuklar olmaktadır. Babanın daima toleranslı

Page 54: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

40

davranması, etkin disiplin yöntemlerini uygulamaması, annenin de uyumsuzluğu

durumunda çocuklarda çalma, okuldan kaçma gibi şeyler daha çok görülebilmektir.

(Yavuzer, 1999).

2.4 Çocuk Yetiştirme Tutumlarına Etki Eden Faktörler

Ailelerin pek çok özelliği tutumlara etki edebilmektedir. Anne baba deneyimi,

yaşı, kendi aralarındaki ilişki, eğitim seviyesi, çocuklardan beklentiler, çocukların

doğum sıraları, özellikleri, cinsiyetleri ve yaşları, ailedeki sosyo ekonomik düzey bu

tutumlara etki edebilmektedir (Dinçer, 2008).

Anne ve babanın kendi anne babasıyla ilişkisi de tutumlar üstünde etkilidir.

Kendi anne babasıyla iletişiminde kötü tecrübeler yaşayanların çocuklarına da kötü

davranmaları mümkündür. Anlayışlı, dürüst ve özgüvenli ebeveynler model olup

çocuklarına bunu öğretmekte ve olumlu bir tutum sergilemektedirler (Yavuzer, 1997).

Olgunluk seviyesi yetersiz olan ebeveynler olumsuzluklara karşı çocuklara öfke,

korku gibi sert tepkiler gösterebilmekte ve hatta bu şiddete dönebilmektedir. Bu nedenle

ailenin olgunluğuna etki eden yaş gibi unsurlar da tutumlarda etkilidir. Bu tarz

durumlarda da benzeri tepkilerin çocukta görülmesi kaçınılmazdır. Bu durum

neticesinde aile içi etkileşim ve iletişim bozuklukları meydana gelmektedir. Yeteri

olgunluğa ulaşan ailelerse davranış ve tutumlarında daha başarılı olup başarılı çocuklar

yetiştirebilmektedirler (Çaplı, 1993).

Aile içerisinde eşlerin ilişkisinin durumu çocuğa yönelik tutumda ve sağlıklı bir

aile oluşturmada önemli olmaktadır. Anne ile babanın arasında sürekli bir saygı ve sevgi

olması, eşlerin aynı düşünceleri savunuyor olmaları, doyumlu ve mutlu bir ilişki

içerisinde bulunmaları, arkadaşça ve dengeli bir ortamda çocukların büyümesini

sağlamaktadır. Eşlerin aralarındaki mutsuzluk ve anlaşmazlıkla sevgisiz, saldırgan ve

baskıcı tutum çocukların bağımlı olmalarına sebebiyet vermektedir (Dinçer, 2008).

Page 55: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

41

Aile bireylerinden baba ve annenin eğitim seviyesi ve iş durumları da

davranışlarını etkileyen önemli etmenlerdir. Demokratik davranışların gözlendiği

ailelerde çoğunlukla baba ve annenin eğitim seviyesi yüksekken, baskıcı davranışların

gözlendiği ailelerdeyse aile bireylerinin eğitim seviyesinin düşük olduğu görülmüştür.

Anne ve babanın tecrübesizlik ve bilgisizlikleri sonucunda sürekli olarak yanlış

yapmaları, çocuklarına eğitim verirken kendi eğitimlerini rol model almaları,

çocuklarının yanlış tutumlar sergilediklerinde ve gelişimlerinin olumsuz yönde

etkilenmesine neden olmaktadır (Dinçer, 2008).

Aile bireylerinin öncesinden yarattıkları çocuk beklentileri, davranışlarını da

etkilemektedir. Bir çocuğun nasıl olması gerektiği hakkında beklentiler ile doğan bir

çocuğun kendi tahminleri ile örtüşmemesi hali, onlarda hayal kırıklığına sebep olarak ve

reddetme davranışında bulunmalarına neden olmaktadır. Reddetme davranışları da

çocuklarını sevgisiz ve alaka görmedikleri bir tarzda yetiştirmelerine sebep

olabilmektedir (Duru, 1995).

Anne ve babanın kültürel ve sosyo-ekonomik seviyesi, çocuğun yetiştirilme ve

eğitim safhalarında önemli olan bir faktördür. Sosyo-ekonomik ve kültür seviyesi

yüksek olan anne ve babalar, çocuklarına daha fazla bağımsız olma hakkı verirken, daha

az kısıtlayarak koruyucu davranmakta, demokratik davranışlar çerçevesi içerisinde

çocuklarını büyütmektedir. Sosyo-ekonomik seviyeleri orta olan aileler, kariyer

planlama ve eğitim hususunda çocuklarından daha fazla beklenti içine girerek bu

istekleri de çocuklara ergenlik zamanlarında endişe yaratmaktadır. Alt sosyo-ekonomik

seviyede bulunan ailelerse, çoğunlukla çocuklarına katı tutumlar sergilemekte ve baskı

kurarak, ses yükseltmek gibi hareketlerle çocuklarını büyütmektedirler (Alisinanoğlu,

1995).

Çocukların cinsel kimlikleri, ebeveynlerinin davranış şekillerinde farklılıklara

sebep olabilmektedir. Kültürel faktörlerin de etkisiyle aile bireyleri erkek ve kız

çocuklarına farklı tutumlar sergileyebilmektedirler. Erkek çocuklar, demokratik

yaklaşım ve anlayış ile büyütülürken, kız çocuklara despot ve baskıcı davranışlar

sergilenmektedir (Dinçer, 2008). Çocuk sayısının fazla olması, ebeveynlerin çocukları

Page 56: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

42

ile olan iletişimini azaltırken, alaka ve sevgi açısından da bölünmelere sebep olarak,

anne ve babanın yaşça büyük çocuklara ilgi göstermediği davranışlar, küçük çocuklara

ise baskıcı ve koruyucu davranışlar sergilemelerine neden olmaktadır (Dinçer, 2008).

Ebeveynlerin çocuklara olan davranışlarını çocukların yaşları da

belirleyebilmektedir. Çocukların gelişim çağlarına göre ailenin, gereksinimlerinin

giderilmesi, buna uygun bir davranış şekli geliştirilmesi gerekmektedir. Özellikle

ergenlik çağlarında çocuğun yaşına bağlı olarak değişen gereksinim ve istekler, aile

içerisinde iletişimin kopuk olmasına sebep olabilmektedir. Ebeveynlerin ergenlik

çağlarında olan çocuklarına özellikle ilgi göstermeleri ve onların sağlıklı bir kişiliğe

sahip olmaları için çocuklarına karşı davranışlarına özen göstermeleri lazım ve

önemlidir (Gazeloğlu, 2000)

Çocukların doğum önceliği, anne ve babanın davranışlarını etkilemekte,

davranışlar üstünde etkin rol oynamaktadır. İlk çocuktan istekler daha fazla olurken,

ortanca ya da son çocuklara karşı ebeveynler ya fazla disiplinli ya da aşırı rahat bir

tutum içinde olmaktadır (Dinçer, 2008). Kitle iletişim araçları bazı ailelerin çocuklarına

karşı gösterdikleri davranışlarda etkili rollere sahip olabilmektedir. Sinema, magazin,

radyo ve televizyon tarzı araçlarda, ebeveynler ve çocuklar ile alakalı sunulan bilgiler,

ebeveynlerin çocuk yetiştirme tarzları nedeni ile çocukların gelişimlerini pozitif veya

negatif yönde etkileyebilmektedir (Haktanır ve Aktaş, 1995).

Aile bağları sağlam olarak büyüyen çocuklar, arkadaş canlısı, pozitif ve

depresiflikten uzak davranışlar sergilerken, aile bağlarının kopuk olduğu ailelerdeyse

çocuklar uyum sorunu yaşayabilmektedir. Çocuğun ilk olarak ailesinden gördüğü

olumlu bağlar, sonraki hayatı boyunca bütün hareketlerine de etki etmektedir. Başarılı

ebeveyn ve çocuk bağlarında, çocuğun bireysel olarak kontrollü olması ve ahlak

gelişimine ortam yaratması oldukça önemlidir. Çocuğun sorumluluk bilincine sahip

olması ve başına gelen durumlar ve bunların sonuçları ile başa çıkabilmesi için ailesinin

desteğine gereksinim duymaktadır. Ebeveynler tarafından yaratılan sağlıklı ortam,

çocuğun mevcut ve gelecekteki hayatı açısından da sağlıklı ve başarılı olmasında büyük

rol oynamaktadır (Nazik, 2003).

Page 57: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

43

Ergenlik çağı, aileden ayrı şekilde duygusal bağımsızlığın edinilmesi, cinsiyete

uygun sosyal rol modellerin gelişimi, çocuğun kendine ait değer yargılarının

oluşturulması, toplumsal rolleri belirleyerek gelecekte bu rollere dair kararların alınması

gereken bir zamandır. Benlik edinme ve kendine dair olumlu bir ben duygusunun

oluşması bu dönem içerisinde kazanılmaktadır. Bu sebeple ebeveynlerin davranışları

özellikle de ergenlik çağında karakter oluşumunda, kişilik ve gelişim sürecinde önemli

bir yere sahiptir. Ergenliğe adım atmış çocukların kendilerine duydukları güven,

bağımsızlığını edinme becerileri, sosyal bağ kurma yetenekleri ve hayata karşı

davranışları büyük ölçüde ebeveynlerinden gördükleri davranışlardan etkilenmektedir

(Nelsen ve Erwin, 2002).

2.5 Çocuk Yetiştirme Konusunda Yapılan Araştırmalar

Balkaya (1998), anaokuluna gitmeye başlayan 3-6 yaş arasındaki çocuk ile

yaptığı okula uyum dönemini etkileyen faktörleri incelediği çalışmasında 200 çocuk ile

çalışmıştır. Çalışmanın neticesinde 3–4 yaşındaki çocukların ötekilerden, kız çocukların

erkeklerden, kardeşe sahip olmayan çocuklardaysa kardeşi olanlara oranla daha fazla

endişeli oldukları, endişeli çocukların ailelerinin genellikle fazla korumacı davranışlar

sergiledikleri gözlenmiştir.

Önder ve Kamaraj (1998), yapmış oldukları çalışmada beş ve altı yaş

çocuklarının sosyal-duygusal gelişimleri üstünde eğitici dramanın etkisini incelemiş,

deney-kontrol grubundaki çocuklara sekiz hafta süresince hazırlanmış olan eğitici

drama programına tabii tutmuşlardır. Verilen eğitim neticesinde, eğitici drama

programının beş ve altı yaş çocuklarda sosyal-duygusal gelişimlerine pozitif yönde

etkisi olduğu neticesine varmışlardır.

Topçugil (2002), yaptığı çalışmada annelerin davranış kontrolü ile çocukların

sosyal-duygusal gelişimleri arasındaki bağlantıyı araştırmıştır. Program neticesinde

annelerin davranış kontrolü ve sosyal-duygusal ilişkilerinde olumsuz ve anlamlı bir bağ

görülmüştür. Buna yönelik annelerin hareketlerindeki kontrol azaldıkça, çocukların

sosyal-duygusal gelişimlerinde olumlu sonuçlar olduğuna kanaat getirilmiştir.

Page 58: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

44

Güven ve Arkadaşları (2004), yapmış oldukları araştırmada, okul öncesi eğitim

alan ve almayan ilköğretim birinci sınıf öğrencilerinin duygusal ve sosyal uyum

seviyelerini kıyaslamışlardır. Çalışmanın verilerini yaşları 6.0-6.11 ay arası olan 248 kız

ve 242 erkek olmak üzere toplamda 490 öğrenciden oluşturmuştur. Çalışmada veri

toplama aracı olarak ‘Marmara Sosyal Duygusal Uyum Ölçeği’ kullanılmıştır. Çalışma

neticesinde, okul öncesi eğitimi alan çocukların sosyal-duygusal uyum puanları

almayanlara göre istatistiksel olarak büyük ölçüde yüksek çıkmıştır. Bunun yanında, kız

öğrencilerdeki sosyal-duygusal uyum puanlarının, erkeklere nazaran büyük ölçüde daha

yüksek olduğu, çocukların sosyal-duygusal uyum puan ortalamalarının ailede bulunan

çocuk sayısına göre de değişkenlik gösterdiği, çocuk sayısı fazlalaştıkça, sosyal-

duygusal uyum seviyelerinin büyük oranda azaldığı ve annenin eğitim seviyesi

yükseldikçe çocukların sosyal-duygusal uyum seviyelerinin de yükseldiğine dair

neticelere ulaşılmıştır.

Özden (2006), İlköğretim 3. sınıfta öğrenim gören öğrencilerin sosyal ve

duygusal uyumlarına işbirlikçi öğrenme programının etkisini ölçmek için yaptığı

araştırmada, 90 öğrenciyle deneysel yöntemle çalışmış, çalışmanın örneklerini Marmara

Üniversitesi Sosyal ve Duygusal Uyum Ölçeği (MASDU) ile toplamıştır. Projenin

neticesinde işbirlikçi öğrenme programının sosyal ve duygusal uyumları bakımından

deney grubu lehine olumlu bir değişkenlik gösterdiğine kanaat getirilmiştir.

Özgülük (2006), bütün gün ve yarım gün eğitim veren okul öncesi eğitim

kuruşlarına giden 5–6 yaş çocuklarının, devam ettikleri çalışmaların eğitim

zamanlarının sosyal ve duygusal gelişimleri üstündeki faktörlerini incelediği

araştırmasında 200 anasınıfı çocuğu ile birlikte çalışmıştır. Çalışmanın neticesine göre,

bütün gün eğitim programı alan çocukların yarım günlük eğitim programı alan

çocuklardan, sosyal ve duygusal açıdan daha gelişmiş olduklarını, çocukların cinsel

kimliklerinin sosyal ve duygusal gelişimleri üzerinde etkisi olmadığı, bununla beraber

sosyo-ekonomik seviyenin çocukların sosyal ve duygusal gelişimlerini pozitif biçimde

etkilediğini gözlenmiştir.

Page 59: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

45

Seven (2006), anasınıfına giden altı yaş grubundaki çocukların sosyal yetenek

seviyeleri ile bağlanma durumları arasındaki bağlantıların araştırılması hakkında

çalışmalar yapmıştır. Çalışmanın verileri Muş ilindeki tesadüf sonucu seçilen dört

okulun anasınıflarındaki 56’sı erkek, 54’ü kız 110 çocuk oluşturmuştur. Çalışmanın

neticesinde, bağlanma güvenliği ile sosyal yetenekler ve sosyal yeteneklerin alt

ölçekleri olan işbirliği, atılganlık ve öz-kontrol yetenekleri arasında orta seviyede,

olumlu ve pozitif bağlantılar olduğu gözlenmiştir. Cinsel kimlik, aile bireylerinin

eğitim seviyesi ile sosyal yetenek seviyesi arasında gözle görülür farklar bulunmamıştır.

Buna rağmen, sosyoekonomik seviye ile sosyal yetenek seviyeleri arasında fazlaca

farklar tespit edilmiştir. Bunların haricinde çocukların cinsel kimlikleri ve sosyo-

ekonomik seviyelerindeki farklılıklara göre sosyal yetenekleri ve bağlanma durumları

arasında çeşitli farklılıklar gözlenmiştir.

Şentürk (2007), 60–72 aylık çocukların çalışan ve çalışmayan annelerinin çocuk

yetiştirme tarzları ile bu çocukların sosyal-duygusal uyum seviyelerini tespit etmek için

yaptığı araştırmada, çalışan ve çalışmayan annenin çocuk yetiştirme tarzları ile 60–72

aylık çocuklarının sosyal-duygusal uyum seviyesi arasında; annenin korumacı yapıda

çocuk yetiştirme, baskı ile çocuk yetiştirme, demokratik çocuk yetiştirme davranışlarına

göre istatistiksel açıdan anlamlı bir değişkenlik olduğunu tespit etmiştir. Bunlarla

birlikte ev kadınlığını reddetme ve karı-koca uyumsuzluğuna göre ise kayda değer bir

değişiklik göstermediği gözlenmiştir.

Eminoğlu (2007), dört-beş yaş çocuklarının sosyal tutumları ile aileden

gördükleri tutumlar arasındaki bağlantıları araştırmak için yaptığı çalışmada 101

öğrenci ve 20 öğretmen ile veriler toplamıştır. Kişisel Bilgi Formu, Ebeveyn Kendi

Davranışını Değerlendirme Ölçeği, Davranış Derecelendirme Ölçeği ile veriler

toplamıştır. Çalışma neticesinde, çocukların sosyal tutumları ile anne babanın tutumları

arasındaki bağlantıya dair veriler incelendiğinde; babaların EKDDÖ’ye bağlı normların

belirginliği boyutu ile çocukların DDÖ’ye ait sosyal ilişkiler boyutu puanları arasında

aynı yönde doğrusal bir bağlantı saptamıştır. Annelerin EKDDÖ’nün boyutlarından

aldıkları ortalama puanlarının arasında eğitim seviyelerine göre alaka ve sevgi gösterme

ve ayrıcalıklardan mahrum bırakma seviyelerinde istatistiksel olarak gözle görülür bir

fark olduğu ortaya çıkmıştır. Bunların yanında çocukların DDÖ’nün sosyal ilişkiler

Page 60: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

46

çerçevesinde aldıkları ortalama puanlarında okul öncesi eğitim kuruluşuna gitme

süresine göre istatistiksel anlamda büyük bir fark olduğu sonucuna varılmıştır.

Günindi (2008), okul öncesi eğitim kuruluşlarına giden altı yaş çocuklarının

sosyal uyum yetenekleri ile anne-babalarının empati becerileri arasındaki bağlantının

araştırılması için yaptığı araştırmada 180 çocuk ve onların ebeveynleri ile çalışılmıştır.

Çalışmanın sonucunda, ebeveynlerinin empati yetenek puanları arttıkça, okul öncesi

eğitim kuruluşlarına giden altı yaş çocuklarının sosyal uyum yetenek seviyelerinin

yükseldiği; bunların yanında ebeveynlerinin de eğitim seviyelerinin yüksek olması,

çocukların okul öncesi eğitime devam etme zamanı gibi farkların çocukların sosyal

uyum yeteneklerini de pozitif manada değiştirdiği gözlenmiştir.

Chen ve diğerleri (2005), araştırmalarında Çinli çocukların okula uyumları ve

sosyal uyumları ile ebeveynlerine olan ilişkileri arasındaki bağı araştırmıştır.

Araştırmanın neticesi olarak ebeveynleri ile sağlam ilişkileri olan çocukların sosyal

yeterlilik ve sosyal yetenek açısından anne ve baba ile bağları iyi olmayan çocuklara

oranla daha pozitif oldukları sonuçlarına varılmıştır.

Velderman ve ark. (2006), yapmış oldukları araştırmada çalışmada tek çocuklu

ve 77 anneden oluşan bir projede çalışmışlardır. Annelere ebeveynlik yetenekleri

üzerine eğitim verilmiş ve çocukların sorunlu tutumları araştırılmıştır. İncelemenin

sonucunda katılan annelerin çocuklarının içe ve dışa dair sorunlu tutumlarının

azalmasında pozitif yönde etkisi olduğu sonucuna varılmıştır.

Bhatnagar ve Sharma’nın yapmış oldukları çalışmada 189 Hintli ebeveynle

ailenin eğitim seviyesi ile çocuğun uyum problemi arasındaki bağlantıyı tespit etmek

için çalışmışlardır. Çalışmanın sonunda çocuğun sosyal uyumu ile annenin eğitim

seviyesi arasında anlamlı bir ilişki olduğu sonucuna varılmıştır(akt. Tabak, 2007).

Davidov ve Grusec (2006), yapmış oldukları araştırmada 6-8 yaş arası 106

çocuk, arkadaşları, aileleri ve öğretmenleri ile çalışma olanağı bulmuşlardır. Çalışmanın

konusunu da çocukların aileleri ile olan bağlarının yaşıtlarıyla bağlarını nasıl etkilediği

Page 61: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

47

oluşturmaktadır. Çalışmanın sonucu olarak, olumlu, kabul eden, sıcak ilişkilerin

yaşandığı ailelerden gelmiş çocukların empati yeteneklerinin reddedilen, dışlanan

akranlarına oranla daha fazla olduğu tespit edilmiştir.

Brodeski ve Hembrough (2005), yaptıkları araştırmada 347 okul öncesindeki

çocuk ile sorunlu durumlar ve sorunlar ile başa çıkma metotları hakkında çocuklara

örnekleme olaylar verilerek bu durumlar karşısında ne şekilde davranışlarda

bulunacakları hakkında sorular yöneltilmiştir. Çalışmaların sonucunda çocukların

yaşadıkları negatif tutumlar karşısında (itme, vurma gibi) %35 seviyesinde negatif

çözüm metotlarına yöneldikleri gözlenmiştir.

Page 62: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

48

3 YÖNTEM

Araştırmanın bu bölümünde araştırma grubunun özelliklerine, araştırmanın

sınırlılıkları, varsayımları, modeli, anketlerin toplanması, analiz edilmesi ve bulguların

yorumlanmasında izlenen yöntemlere yer verilmiştir.

3.1 Araştırmanın Amacı ve Modeli

Ebeveynlerin birbiri arasındaki ilişkilerindeki olumlu ve olumsuz durumlar

çocuklarına yansımaktadır. Aile yapılarında her ne kadar tüm bireyler çocuklara bakım

verse de günümüzde çoğunlukla anneler çocuklar ile zaman geçirmektedir. Bu durumda

annelerin yakın ilişkilerindeki tutumu çocuklarına olan yaklaşımlarını

etkileyebilmektedir. Literatürde yapılan çalışmalarda anne-çocuk ilişkisi üzerine yapılan

çalışmalarda evlilikte kadın ve erkek birey arasındaki uyumun, anneler ile çocuklar

arasındaki olumsuz ilişkiyi etkilediği (Yüceol, 2016), kaçınmacı bağlanma stiline sahip

annelerin çocuklarına karşı demokratik tutumlarının azaldığı (Güner, 2011) yönünde

bulgular söz konusudur. Bu bağlamda annelerin çocuk yetiştirme tutumlarında, yakın

ilişkilerinde sahip oldukları bağlanma stilinin bir etkisi olması mümkündür.

Araştırmada annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri ebeveynlik tutumları ile

yakın ilişkilerindeki bağlanma stilleri arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını ortaya

koymak amacıyla ilişkisel tarama modeline göre düzenlenmiştir. İlişkisel tarama

modelleri, iki veya daha çok değişken arasında birlikte değişimin varlığını belirlemeyi

amaçlayan araştırma modelleridir. Bu tür bir düzenlemede, aralarında ilişki aranacak

değişkenler, tekil taramada olduğu gibi, ayrı ayrı sembolleştirilir. Değişkenler

arasındaki ilişki, karşılıklı bağımlılık ya da kısmi bağımlılık seklinde olabileceği gibi,

her ikisini de etkileyen değişkenden dolayı tam bağımsızlık seklinde de olabilir (Karasar

2016).

Page 63: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

49

3.2 Araştırmanın Problemi ve Alt Problemleri

Araştırmanın amacı doğrultusunda belirlenmiştir. Problem cümlesi şu şekilde

ifade edilebilir: “Annelerin yakın ilişkilerinde bağlanma stilleri ile çocuk yetiştirme

tutumları arasında ilişki var mıdır?”

Araştırmanın alt problemleri ise şu şekilde ifade edilebilir:

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri korkulu bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri kayıtsız bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri güvenli bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri saplantılı bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri korkulu bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri kayıtsız bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

Page 64: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

50

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri güvenli bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri saplantılı bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri koruyucu ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri korkulu bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri koruyucu ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri kayıtsız bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri koruyucu ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri güvenli bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri koruyucu ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri saplantılı bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri izin verici ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri korkulu bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri izin verici ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri kayıtsız bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

Page 65: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

51

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri izin verici ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri güvenli bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri izin verici ebeveyn tutumu ile

yakın ilişkilerinde gösterdikleri saplantılı bağlanma düzeyleri arasında anlamlı ilişki var

mıdır?

3.3 Araştırmanın Varsayımları

1. Araştırmaya katılan tüm katılımcıların test maddelerini içtenlikle ve objektif

olarak cevapladıkları kabul edilmektedir.

2. Araştırma örnekleminin evreni gerekli sınırlar içerisinde temsil ettiği

varsayılmıştır.

3. Kullanılan ölçme araçları, ölçtükleri özellikler bakımından geçerli ve

güvenilirdirler.

3.4 Araştırmanın Sınırlılıkları

1. Araştırmanın verileri Başakşehir bölgesinde yaşamakta olan 2-6 yaş arası

çocuğa sahip annelerden elde edilen gözlemler ile sınırlıdır.

2. Annelerin çocuk yetiştirme tutumlarına dair verileri, Ebeveynlik Tutum

Ölçeğinin nitelikleri ile kısıtlıdır.

3. Annelerin bağlanma stillerine dair verileri, İlişki Ölçeklerinin soruları ile

kısıtlıdır.

Page 66: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

52

3.5 Evren ve Örneklem

Araştırmanın evrenini İstanbul ilinde Başakşehir bölgesinde yaşamakta olan 2-6

yaş arası çocuk sahibi anneler oluşturmaktadır. Bu evrenin ülke ortalamasına kıyasla

ekonomik ve eğitim düzeyi gibi demografiklerde daha yüksek olduğu göz önüne

alınmalıdır. Araştırmanın örneklemi evrenin içinde yer alan ve çalışmaya katılması

uygun olan bireylerden oluşan bir örneklem seçme yoluna gidilen, kolayda örnekleme

yolu ile seçilmiştir. Bu tekniğe göre araştırmacı çalışması için gerekli olan hacimdeki

örneklemi sağlamak için en kolay ulaşılabilir olan uygun profildeki denekler ile

görüşerek veri toplar (Gürbüz ve Şahin). Yazıcıoğlu ve Erdoğan (2004) tarafından

hazırlanan örneklem büyüklüğü tablosunda belirtilen kriterlere göre p=0.8 ve q=0.2

olasılıklarında ±0.5 örnekleme hatasıyla α=0.05 güven aralığında 1000000 kişinin

üzerinde oluşan bir evrende en az 246 kişilik bir örneklem ile çalışılması gerekmektedir

(Yazıcıoğlu ve Erdoğan, 2004). Araştırmada 283 kişi ile anket çalışması yapılmıştır.

Verilerin toplanması aşamasında araştırmaya gönüllükle katılmayı kabul eden bireylere

kapalı zarf usulü ile Ebeveynlik Tutum Ölçeği (ETÖ), İlişki Ölçekleri Anketi (İÖA) ve

Sosyo Demografik Form içeren anket formu sunulmuştur. İletilen anketlerin tamamı

geri alınmıştır. Araştırmada aykırı değer oluşturan 33 anket analizlere dâhil

edilmemiştir ve 250 kişiden oluşan anketler değerlendirilmiştir.

Page 67: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

53

Araştırmaya katılan bireylere ait demografik bilgiler Tablo 1 ‘da verilmiştir.

Tablo 1. Demografik Bilgiler

n %

Yaş

24-29 Yaş 58 23.2

30-34 Yaş 121 48.4

35 Yaş ve Üzeri 71 28.4

Evlenme Yaşı 18-23 Yaş 109 43.6

24 Yaş ve Üzeri 141 56.4

Ekonomik Durumla İlgili Algı

Yeterli Değil 23 9.2

Kısmen Yeterli 64 25.6

Yeterli 127 50.8

Oldukça Yeterli 36 14.4

Eğitim Durumu

İlköğretim Mezunu 28 11.2

Lise Mezunu 64 25.6

Ön Lisans Mezunu 31 12.4

Lisans Mezunu 99 39.6

Yüksek Lisans Mezunu 28 11.2

Çalışma Durumu

Çalışıyor 87 34.8

Ev Hanımı 111 44.4

Şuanda Çalışmıyor 52 20.8

Meslek

Ev hanımı 111 44.4

Sağlık Personeli/Öğretmen/Memur 89 35.6

Özel Sektör 50 20.0

Toplam 250 100.0

Araştırmaya katılan annelerin %23,2’i (n=58) 24-29 yaş, %48,4’i (n=121) 30-34

yaş, %28,4’i (n=71) 35 yaş ve üzeridir. Annelerin %43,6’i (n=109) 18-23 yaş, %56,4’i

(n=141) 24 yaş ve üzeri iken evlenmiştir. Annelerin %9,2’i (n=23) yeterli olmadığını,

%25,6’i (n=64) kısmen yeterli, %50,8’i (n=127) yeterli ve %14,4’i (n=36) oldukça

yeterli olduğunu belirtmiştir. Annelerin %11,2’i (n=28) ilköğretim mezunu, %25,6’i

(n=64) lise mezunu, %12,4’i (n=31) ön lisans mezunu, %39,6’i (n=99) lisans mezunu

ve %11,2’i (n=28) yüksek lisans mezunudur. Annelerin %34,8’i (n=87) çalışmakta iken,

%44,4’i (n=111) ev hanımı, %20,8’i (n=52) mesleği olduğunu fakat şuanda

çalışmadığını belirtmiştir. Annelerin %44,4’i (n=111) ev hanımı, %35,6’i (n=89) sağlık

personeli/öğretmen/memur ve %20,0’i (n=50) özel sektör çalışanıdır.

Page 68: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

54

Tablo 2. Çocuk ve Çocuk Yetiştirme Rutinine Dair Bilgiler

n %

Toplam Çocuk Sayısı

1 Çocuk 92 36.8

2 Çocuk 104 41.6

3 ve 4 Çocuk 54 21.6

Evlilikte Çocuk Sahibi Olunan Yıl

1. Yılında 80 32.0

2. Yılında 100 40.0

3. Yılında 39 15.6

4. ve Sonraki Yıllarında 31 12.4

Çocuğu Yetiştirirken Sosyal Destek Alma Durumu

Hayır 149 59.6

Aile-Akraba Desteği 63 25.2

Bakıcı Yardımı 20 8.0

Psikolojik destek 18 7.2

Çocuğun Emzirilme Süresi

1-4 Ay 21 8.4

5-8 Ay 22 8.8

9-12 Ay 22 8.8

13-16 Ay 29 11.6

17-20 Ay 40 16.0

21 Ay Ve Üzeri 116 46.4

Toplam 250 100.0

Annelerin %36.8'i (n=92) 1 çocuk, %41.6'i (n=104) 2 çocuk, %21.6'i (n=54) 3

ve 4 çocuk sahibidir. Annelerin %32.0'i (n=80) evliliğin 1. yılında, %40.0'i (n=100) 2.

yılında, %15.6'i (n=39) 3. yılında, %12.4'i (n=31) 4. ve sonraki yıllarında çocuk sahibi

olduğunu belirtmiştir. Annelerin %59.6'i (n=149) çocuk yetiştirirken herhangi bir destek

almadığını, %25.2'i (n=63) aile-akraba desteği, %8.0'i (n=20) bakıcı yardımı, %7.2'i

(n=18) psikolojik danışmanlık aldığını belirtmiştir. Annelerin %8.4'i (n=21) çocuğunu

1-4 ay, %8.8'i (n=22) 5-8 ay, %8.8'i (n=22) 9-12 ay, %11.6'i (n=29) 13-16 ay, %16.0'i

(n=40) 17-20 ay, %46.4'i (n=116) 21 ay ve üzeri süre ile emzirdiğini belirtmiştir.

Page 69: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

55

Tablo 3. Ebeveynlere ve Çocukluk Dönemine Dair Bilgiler

n %

Kardeş Sayısı

1 Kardeş 48 19.2

2 Kardeş 79 31.6

3 Kardeş 59 23.6

4 Kardeş 33 13.2

5 ve Üzeri 31 12.4

Ailenin Çocukları Arasındaki Sıra

İlk Çocuk 103 41.2

İkinci Çocuk 83 33.2

Üçüncü Çocuk 29 11.6

Dördüncü ve Üzeri Sıradaki

Çocuk 35 14.0

Anne Eğitim Durumu

Okuma Yazma Yok 38 15.2

İlköğretim Mezunu 170 68.0

Lise ve Üzeri 42 16.8

Anne Mesleği Ev Hanımı 205 82.0

Meslek Sahibi 45 18.0

Baba Eğitim Durumu

İlköğretim Mezunu 145 58.0

Lise Mezunu 65 26.0

Lisans ve Üzeri 40 16.0

Baba Mesleği

Emekli 52 20.8

Esnaf 58 23.2

Memur 45 18.0

Serbest Meslek 62 24.8

İşçi 33 13.2

Çocukken Emzirilme Süresi

1-4 Ay 69 27.6

5-8 Ay 46 18.4

9-12 Ay 41 16.4

13-16 Ay 26 10.4

17-20 Ay 27 10.8

21 Ay Ve Üzeri 41 16.4

Çocukluk Döneminde Annenin Çalışma

Durumu

Çalışmıyordu 217 86.8

Çalışıyordu 33 13.2

Toplam 250 100.0

Annelerin %19.2'i (n=48) 1 kardeş, %31.6'i (n=79) 2 kardeş, %23.6'i (n=59) 3

kardeş, %13.2'i (n=33) 4 kardeş, %12.4'i (n=31) 5 ve üzeri sayıda kardeşe sahip

olduğunu belirtmiştir. Annelerin %41.2'i (n=103) ailesinin ilk çocuğu, %33.2'i (n=83)

ikinci çocuk, %11.6'i (n=29) üçüncü çocuk, %14.0'i (n=35) dördüncü ve üzeri sıradaki

çocuğu olduğunu belirtmiştir. Annelerin %15.2'i (n=38) annesinin okuma yazma

bilmediğini, %68.0'i (n=170) ilköğretim mezunu, %16.8'i (n=42) lise ve üzeri

Page 70: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

56

kurumlardan mezun olduklarını belirtmişlerdir. Annelerin %82.0'i (n=205) ev hanımı,

%18.0'i (n=45) meslek sahibi olduğunu belirtmiştir. Annelerin %58.0'i (n=145)

babasının ilköğretim mezunu, %26.0'i (n=65) lise mezunu, %16.0'i (n=40) lisans ve

üzeri eğitim kurumlardan mezun olduğunu belirtmiştir. Annelerin %20.8'i (n=52)

babasının emekli, %23.2'i (n=58) esnaf, %18.0'i (n=45) memur, %24.8'i (n=62) serbest

meslek sahibi, %13.2'i (n=33) işçi olduğunu belirtmiştir. Annelerin %27.6'i (n=69)

çocukken 1-4 ay, %18.4'i (n=46) 5-8 ay, %16.4'i (n=41) 9-12 ay, %10.4'i (n=26) 13-16

ay, %10.8'i (n=27) 17-20 ay, %16.4'i (n=41) 21 ay ve üzeri süre ile emzirdiğini

belirtmiştir. Annelerin %86.8'i (n=217) çocukluk döneminde annesinin çalışmadığını,

%13.2'i (n=33) çalıştığını belirtmiştir.

3.6 Veri Toplama Araçları

Araştırmada annelerin çocuk yetiştirme tutumlarını belirlemek için “Ebeveynlik

Tutum Ölçeği (ETÖ)”, yakın ilişkilerindeki bağlanma stillerini belirlemek için “İlişki

Ölçekleri Anketi (İÖA)” ve demografik bilgilerine ilişkin bilgileri elde etmek için

“Sosyo Demografik Form” kullanılmıştır.

3.6.1 Sosyodemografik Veri Formu

Sosyodemografik veri formunun kullanım amacı uygulanan anketlere katkı

sağlayan bireyler hakkında detaylı bilgi edinmektir. Anket ve belirli formları

pekiştirmek, istenilen verileri tamamlamak üzere sorular oluşturulmuştur. Yaş, cinsiyet,

eğitim durumu ve katılımcıların çocuklarına ait demografik bilgiler gibi çeşitli bilgilere

bu şekilde ulaşılmaktadır.

3.6.2 Ebeveynlik Tutum Ölçeği (ETÖ)

Ebeveyn tutum ölçeği, Karabulut Demir ve Şendil (2008) tarafından

geliştirilmiştir. Bu ölçek 2-6 yaş arasındaki çocukların aileleri tarafından nasıl bir

tutumla yetiştirildiğini göstermektedir. Bu ölçek dört alt boyutta incelenmektedir. Bu

boyutlar; demokratik tutum, izin verici tutum, aşırı koruyucu, otoriter tutumdur. Toplam

Page 71: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

57

46 maddedir ve bu ölçek okul öncesi 2-6 yaş dönemdeki çocuğun ebeveyni tarafından

doldurulur. Demokratik tutum boyutunda 17 madde vardır. İzin verici tutum boyutu ise

9 maddeyle ölçülmüştür: Aşırı koruyucu tutum 9 madde ile ölçülmüştür: Otoriter

tutumu ölçen madde sayısı 11’dir. Ebeveyn tutum ölçeği 5’li likert tarzdadır. Demir ve

Şendil (2008) ‘in ETÖ’nün güvenirlik analizleri sonucu Cronbach alfa değerleri

“demokratik” boyut için. 83, “otoriter” boyut için. 76, “aşırı koruyucu” boyut için. 75

ve “izin verici” boyut için ise. 74 olarak bulunmuştur. Geçerlik ve güvenirlik analizleri

sonuçları, bu çalışma ile oluşturulan Ebeveyn Tutum Ölçeğinin (ETÖ), yeterli düzeyde

psikometrik özelliklere sahip olduğunu göstermiştir.

3.6.3 İlişki Ölçekleri Anketi (İÖA)

Griffin ve Bartholomew (1994) tarafından geliştirilen ve Türkçeye Sümer ve

Güngör (1999) tarafından uyarlanan likert tipindeki anket, güvenli, korkulu, kayıtsız ve

saplantılı olmak üzere dört bağlanma stilini belirlemek için kullanılmaktadır. İÖA 30

maddeden oluşmaktadır. Söz konusu 30 maddeden 17 madde puanlandırmada

kullanılmaktadır. Maddeler 1 (bana hiç uygun değil) ile 7 (bana tamamen uygun)

aralığında değerlendirilmektedir. Anketteki bir madde ters çevrilerek saplantılı

bağlanma alt boyutuna dâhil edilmektedir. Anket boyutlarının iç tutarlılığı sırasıyla

güvenli. 37, korkulu. 65, kayıtsız. 43 ve saplantılı. 35 olarak belirlenmiştir.

3.7 Verilerin Çözümlenmesi

Araştırmada veri toplama aşamasında elde edilen veriler belirlenen kodlamalara

uygun olarak Microsoft Excel paket programına girilmiştir. Kayıp gözlem analizi ve

frekans tabloları ile eksik bir verinin olup olmadığı ve veri girişlerinin doğruluğu

kontrol edilmiştir. Sonrasında veriler SPSS 21 paket programına aktarılmıştır. Öncelikle

kullanılan ölçeklerin iç tutarlılıkları ölçülmüştür.

Page 72: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

58

Tablo 4. Ölçeklerin Güvenilirliği

Cronbach's Alpha Madde Sayısı

Ebeveynlik Tutum Ölçeği .73 46

Demokratik Tutum .83 16

Otoriter Tutum .70 12

Koruyucu Tutum .78 8

İzin Verici Tutum .63 10

İlişki Ölçekleri .85 30

Korkulu Bağlanma .66 4

Kayıtsız Bağlanma .60 5

Güvenli Bağlanma .52 5

Saplantılı Bağlanma .46 4

Tablo 4’da yer alan bilgilere göre kullanılan ölçek ve alt boyutlarının iç tutarlılık

katsayılarının, güvenli bağlanma ve saplantılı bağlanma boyutları haricinde istatistiksel

olarak belirlenmiş alt sınırın üstünde olduğu belirlenmiştir (.60≤α). Buna göre söz

konusu güvenli bağlanma ve saplantılı bağlanma boyutlarına ait bulguların bu bilgi

dâhilinde değerlendirilmesi gerekmektedir.

Analizlere başlamadan önce hangi yöntemlerin kullanılacağının belirlenmesi için

bağımlı değişkenlerin normallik özelliği gösterip göstermediği test edilmiştir.

Tablo 5. Normalliğin İncelenmesi

Kolmogorov-Smirnov Z Çarpıklık Basıklık

Z p İstatistik Std. Hata İstatistik Std. Hata

Demokratik Tutum 1.259 .084 -.604 .154 -.079 .307

Otoriter Tutum 1.342 .055 .143 .154 -.309 .307

Koruyucu Tutum 1.477 .025 .197 .154 -.235 .307

İzin Verici Tutum 1.325 .060 .283 .154 -.386 .307

Korkulu Bağlanma 1.451 .030 .170 .154 -.819 .307

Kayıtsız Bağlanma 1.054 .216 .008 .154 -.478 .307

Güvenli Bağlanma 1.542 .017 .446 .154 -.002 .307

Saplantılı Bağlanma 1.694 .006 .549 .154 -.217 .307

Kolmogorov Smirnov Testi sonuçlarına göre araştırmada incelenen

değişkenlerin çoğunluğunun normallik göstermekte olduğu belirlenmiştir. Çarpıklık ve

basıklık istatistikleri incelendiğinde ise tüm değişkenlerin değerlerinin -1 ve +1

aralığında olduğu ve buna göre normal dağılım gösterdikleri belirlenmiştir. Bu noktada

Page 73: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

59

verilerin çözümlenmesinde parametrik analiz tekniklerinin kullanılmasına karar

verilmiştir. Araştırmada Bağımsız Örnekler T-Testi, ANOVA ve Pearson Korelasyon

Analizi kullanılarak veriler analiz edilmiştir.

Page 74: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

60

4 BULGULAR

Araştırmanın bu bölümünde belirlenen alt problemlere yanıt aramak için

uygulanan istatistiksel testleri bulgu ve yorumlarına yer verilmiştir.

4.1 Annelerin Çocuk Yetiştirme Tutumları İle Bağlanma Stilleri Arasındaki

İlişkilerin İncelenmesi

Annelerin çocuk yetiştirme tutumları ile bağlanma stilleri arasındaki ilişkilerin

anlamlılığının test edilmesi doğrultusunda yapılan Pearson Korelasyon analizi sonuçları

Tablo 6 ‘da sergilenmiştir.

Tablo 6. Çocuk Yetiştirme Tutumları İle Bağlanma Stilleri Arasındaki

İlişkilerin Değerlendirilmesi

1. 2. 3. 4. 5. 6. 7. 8.

1. Demokratik Tutum 1

2. Otoriter Tutum -.28**

1

3. Koruyucu Tutum -.01 .29**

1

4. İzin Verici Tutum -.05 .23**

.13 1

5. Korkulu Bağlanma -.01 .23**

.39**

-.01 1

6. Kayıtsız Bağlanma .10 .02 .05 -.11 .51**

1

7. Güvenli Bağlanma -.05 .21**

.03 .09 .03 .04 1

8. Saplantılı Bağlanma -.08 .31**

.22**

.09 .48**

.41**

.43**

1

Tablo 6 ‘da verilen Pearson Korelasyon analizi bulgularına göre; annelerin

çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum ile otoriter tutum (r(248)=-.28)

arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki bulunduğu görülmektedir (p<.001). Fakat

annelerin sergiledikleri demokratik tutum ile koruyucu tutum, izin verici tutum, korkulu

bağlanma, kayıtsız bağlanma, güvenli bağlanma ve saplantılı bağlanma arasında anlamlı

bir ilişkinin olmadığı gözlenmektedir (p>.05).

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum ile koruyucu

tutum (r(248)=.29) , izin verici tutum (r(248)=.23) , korkulu bağlanma (r(248)=.23), güvenli

bağlanma (r(248)=.21) ve saplantılı bağlanma (r(248)=.31) arasında pozitif yönde anlamlı

Page 75: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

61

bir ilişki bulunduğu görülmektedir (p<.001). Fakat annelerin sergiledikleri otoriter

tutum ile kayıtsız bağlanma arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığı gözlenmektedir

(p>.05).

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri koruyucu tutum ile korkulu

bağlanma (r(248)=.39) ve saplantılı bağlanma (r(248)=.22) arasında pozitif yönde anlamlı

bir ilişki bulunduğu görülmektedir (p<.001). Fakat annelerin sergiledikleri koruyucu

tutum ile izin verici tutum, kayıtsız bağlanma ve güvenli bağlanma arasında anlamlı bir

ilişkinin olmadığı gözlenmektedir (p>.05).

Annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri izin verici tutum ile korkulu

bağlanma, kayıtsız bağlanma, güvenli bağlanma ve saplantılı bağlanma arasında anlamlı

bir ilişkinin olmadığı gözlenmektedir (p>.05).

Annelerin yakın ilişkilerinde gösterdikleri korkulu bağlanma ile kayıtsız

bağlanma (r(248)=.51) ve saplantılı bağlanma (r(248)=.48) arasında pozitif yönde anlamlı

bir ilişki bulunduğu görülmektedir (p<.001). Fakat annelerin gösterdikleri korkulu

bağlanma ve güvenli bağlanma arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığı gözlenmektedir

(p>.05).

Annelerin yakın ilişkilerinde gösterdikleri kayıtsız bağlanma ve saplantılı

bağlanma (r(248)=.41) arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunduğu görülmektedir

(p<.001). Fakat annelerin gösterdikleri kayıtsız bağlanma ve güvenli bağlanma arasında

anlamlı bir ilişkinin olmadığı gözlenmektedir (p>.05).

Annelerin yakın ilişkilerinde gösterdikleri güvenli bağlanma ve saplantılı

bağlanma (r(248)=.43) arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunduğu görülmektedir

(p<.001).

Page 76: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

62

Tablo 7. En Çok Gösterilen Bağlanma Stili İle Demografik Bilgiler

Arasındaki İlişkinin İncelenmesi

Romantik İlişkilerde Bağlanma Profili Ki-Kare

Testi Saplantılı Güvenli Kayıtsız Korkulu

n % n % n % n % χ2/p

Ekonomik

Durumla İlgili

Algı

Yeterli Değil 10 43.5 3 13.0 7 30.4 3 13.0

χ2=3.400* Kısmen Yeterli 7 10.9 9 14.1 30 46.9 18 28.1

Yeterli 15 11.8 31 24.4 59 46.5 22 17.3

Oldukça Yeterli 2 5.6 9 25.0 18 50.0 7 19.4

Çalışma

Durumu

Çalışıyor 15 17.2 20 23.0 37 42.5 15 17.2

χ2=13.133* Ev Hanımı 15 13.5 27 24.3 43 38.7 26 23.4

Şuanda

Çalışmıyor 4 7.7 5 9.6 34 65.4 9 17.3

Çocuğu

Yetiştirirken

Sosyal Destek

Alma Durumu

Hayır 17 11.4 20 13.4 76 51.0 36 24.2

χ2=25.926*

Aile-Akraba

Desteği 7 11.1 18 28.6 26 41.3 12 19.0

Bakıcı Yardımı 6 30.0 6 30.0 6 30.0 2 10.0

Psikolojik Destek 4 22.2 8 44.4 6 33.3 0 0.0

Çocuğun

Emzirilme

Süresi

1-4 Ay 5 23.8 3 14.3 5 23.8 8 38.1

χ2=29.207*

5-8 Ay 1 4.5 7 31.8 10 45.5 4 18.2

9-12 Ay 8 36.4 5 22.7 7 31.8 2 9.1

13-16 Ay 4 13.8 2 6.9 16 55.2 7 24.1

17-20 Ay 3 7.5 8 20.0 18 45.0 11 27.5

21 Ay Ve Üzeri 13 11.2 27 23.3 58 50.0 18 15.5

Baba Eğitim

Durumu

İlköğretim

Mezunu 20 13.8 21 14.5 69 47.6 35 24.1

χ2=18.707* Lise Mezunu 5 7.7 24 36.9 28 43.1 8 12.3

Lisans ve Üzeri 9 22.5 7 17.5 17 42.5 7 17.5

Baba Mesleği

Emekli 5 9.6 7 13.5 29 55.8 11 21.2

χ2=36.528*

Esnaf 8 13.8 8 13.8 30 51.7 12 20.7

Memur 7 15.6 22 48.9 10 22.2 6 13.3

Serbest Meslek 6 9.7 11 17.7 28 45.2 17 27.4

İşçi 8 24.2 4 12.1 17 51.5 4 12.1

Tablo 7’de yer alan Ki-Kare Testi sonuçları değerlendirildiğinde; annelerin

yakın ilişkilerde gösterdikleri bağlanma stilleri ile ekonomik durumla ilgili algı (χ2(3,

N=144)=3.400; p<.05), çalışma durumu (χ2(2, N=144)=13.133; p<.05), çocuğu yetiştirirken

sosyal destek alma durumu (χ2(3, N=144)=25.926; p<.05), çocuğun emzirilme süresi (χ2(5,

N=144)=29.207; p<.05), baba eğitim durumu (χ2(2, N=144)=18.707; p<.05) ve baba mesleği

(χ2(4, N=144)=36.528; p<.05) arasında anlamlı bir ilişki olduğu gözlenmiştir.

Page 77: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

63

Ekonomik durumunu yeterli bulan annelerin arasında güvenli bağlanma stilini

gösteren bireylerin, ekonomik durumunu yeterli bulmayan bireylerde saplantılı

bağlanma stilini gösteren bireylerin daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Meslek sahibi olduğu halde şuanda çalışmayan annelerin arasında kayıtsız

bağlanma stilini gösteren bireylerin daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Çocuğunu yetiştirirken herhangi bir sosyal destek almayan ve aile-akrabadan

yardım alan annelerin arasında kayıtsız bağlanma stilini gösteren bireylerin daha fazla

olduğu belirlenmiştir. Çocuğunu yetiştirirken herhangi bir psikolojik destek alan

annelerin arasında güvenli bağlanma stilini gösteren bireylerin daha fazla olduğu

belirlenmiştir.

Çocuğunu 1-4 ay arasında emziren annelerin arasında korkulu bağlanma stilini

gösteren bireylerin daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Babası lise mezunu olan annelerin arasında güvenli bağlanma stilini gösteren

bireylerin daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Babası memur olan annelerin arasında güvenli bağlanma stilini gösteren

bireylerin daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Page 78: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

64

4.2 Annelerin Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Demografik Bilgilere Göre

İncelenmesi

Tablo 8. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Yaş Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi

Yaşı n x̄ ss F sd 1/2 p

Demokratik Tutum

24-29 Yaş 58 68.8 7.1

.717 2/247 .489 30-34 Yaş 121 69.7 7.3

35 Yaş ve Üzeri 71 68.4 7.8

Otoriter Tutum

24-29 Yaş 58 25.1 4.7

.615 2/247 .542 30-34 Yaş 121 25.2 4.9

35 Yaş ve Üzeri 71 26.0 5.6

Koruyucu Tutum

24-29 Yaş 58 27.1 5.9

2.342 2/247 .098 30-34 Yaş 121 26.2 5.6

35 Yaş ve Üzeri 71 24.9 5.8

İzin Verici Tutum

24-29 Yaş 58 22.6 5.3

.625 2/247 .536 30-34 Yaş 121 23.3 4.7

35 Yaş ve Üzeri 71 23.6 5.1

Tablo 8’de verilen ANOVA bulgularına göre; farklı yaşlardaki annelerin

çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum (F(2/247)=.717; p=.489), otoriter

tutum (F(2/247)=.615; p=.542), koruyucu tutum (F(2/247)=2.342; p=.098) ve izin verici

tutum (F(2/247)=.625; p=.536) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık

bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Tablo 9. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Evlenme Yaşı Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Evlenme Yaşı n x̄ ss t sd p

Demokratik Tutum 18-23 Yaş 109 67.7 7.5

-2.654 248 .008 24 Yaş ve Üzeri 141 70.2 7.2

Otoriter Tutum 18-23 Yaş 109 25.9 5.3

1.319 248 .188 24 Yaş ve Üzeri 141 25.0 4.8

Koruyucu Tutum 18-23 Yaş 109 27.3 6.2

3.110 248 .002 24 Yaş ve Üzeri 141 25.0 5.3

İzin Verici Tutum 18-23 Yaş 109 22.9 5.4

-1.080 248 .281 24 Yaş ve Üzeri 141 23.5 4.5

Page 79: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

65

Tablo 9’da verilen Bağımsız Örneklem T-Testi bulgularına göre; farklı yaşlarda

evlenen annelerin çocuklarını yetiştirirken otoriter tutum (t(248)=1.319; p=.188) ve izin

verici tutum (t(248)=-1.080; p=.281) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir

farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Bulgulara göre; farklı yaşlarda evlenen annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri demokratik tutum (t(248)=-2.654; p=.008) ve koruyucu tutum (t(248)=3.110;

p=.002) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunduğu

görülmektedir (p<.05). Buna göre 24 yaş ve üzeri annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri demokratik tutum düzeyi 18-23 yaş arasında evlenen annelere kıyasla

daha yüksektir. Buna ek olarak 18-23 yaş arasında evlenen annelerin çocuklarını

yetiştirirken sergiledikleri koruyucu tutum düzeyi 24 yaş ve üzeri annelere kıyasla daha

yüksektir.

Tablo 10. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Ekonomik Durumla İlgili Algı

Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Ekonomik Durumla İlgili Algı n x̄ ss F sd 1/2 p

Demokratik Tutum

Yeterli Değil 23 67.0 6.5

2.005 3/246 .114 Kısmen Yeterli 64 68.2 8.0

Yeterli 127 69.4 7.4

Oldukça Yeterli 36 71.3 6.6

Otoriter Tutum

Yeterli Değil 23 28.0 4.3

3.452 3/246 .017 Kısmen Yeterli 64 26.0 4.5

Yeterli 127 25.0 5.1

Oldukça Yeterli 36 24.3 5.4

Koruyucu Tutum

Yeterli Değil 23 28.3 4.0

2.647 3/246 .051 Kısmen Yeterli 64 25.4 6.3

Yeterli 127 25.5 5.4

Oldukça Yeterli 36 27.5 6.7

İzin Verici Tutum

Yeterli Değil 23 24.3 5.2

1.063 3/246 .366 Kısmen Yeterli 64 23.1 4.8

Yeterli 127 23.4 4.8

Oldukça Yeterli 36 22.1 5.4

Tablo 10'da verilen ANOVA bulgularına göre; ekonomik durumları farklı olan

annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum (F(3/246)=2.005;

p=.114), koruyucu tutum (F(3/246)=2.647; p=.051) ve izin verici tutum (F(3/246)=1.063;

Page 80: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

66

p=.366) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı

görülmektedir (p>.05).

Bulgulara göre; ekonomik durumları farklı olan annelerin çocuklarını

yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum (F(3/246)=3.452; p=.017) düzeyleri arasında

istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna göre

ekonomik durumun yeterli olmadığını düşünen annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri otoriter tutum düzeyi, ekonomik durumunu daha yeterli bulan annelere

kıyasla daha yüksektir.

Tablo 11. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Eğitim Durumu Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Eğitim Durumu n x̄ ss F sd 1/2 p

Demokratik Tutum

İlköğretim Mezunu 28 68.0 7.3

4.477 4/245 .002

Lise Mezunu 64 66.3 8.2

Ön Lisans Mezunu 31 69.0 6.8

Lisans Mezunu 99 70.7 6.8

Yüksek Lisans Mezunu 28 71.3 6.5

Otoriter Tutum

İlköğretim Mezunu 28 25.9 5.7

2.999 4/245 .019

Lise Mezunu 64 26.6 5.4

Ön Lisans Mezunu 31 26.7 4.4

Lisans Mezunu 99 24.4 4.5

Yüksek Lisans Mezunu 28 24.1 5.1

Koruyucu Tutum

İlköğretim Mezunu 28 30.0 6.9

4.689 4/245 .001

Lise Mezunu 64 26.0 5.4

Ön Lisans Mezunu 31 26.3 6.7

Lisans Mezunu 99 24.8 5.1

Yüksek Lisans Mezunu 28 26.1 5.1

İzin Verici Tutum

İlköğretim Mezunu 28 23.9 5.6

1.375 4/245 .243

Lise Mezunu 64 22.3 4.9

Ön Lisans Mezunu 31 22.5 5.2

Lisans Mezunu 99 23.6 4.8

Yüksek Lisans Mezunu 28 24.2 4.3

Tablo 11'de verilen ANOVA bulgularına göre; eğitim durumları farklı olan

annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri izin verici tutum (F(4/245)=1.375;

p=.243) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı

görülmektedir (p>.05).

Page 81: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

67

Bulgulara göre; eğitim durumları farklı olan annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri demokratik tutum (F(4/245)=4.477; p=.002), otoriter tutum (F(4/245)=2.999;

p=.019) ve koruyucu tutum (F(4/245)=4.689; p=.001) düzeyleri arasında istatistiksel

olarak anlamlı bir farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna göre yüksek lisans

mezunu annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum düzeyi,

eğitim düzeyi daha düşük olan annelere kıyasla daha yüksektir. Lise ve ön lisans

mezunu olan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum düzeyi

eğitim düzeyi daha yüksek olan annelere kıyasla daha yüksektir. İlköğretim mezunu

annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri koruyucu tutum düzeyi eğitim düzeyi

daha yüksek olan annelere kıyasla daha yüksektir.

Tablo 12. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Çalışma Durumu Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Çalışma Durumu n x̄ ss F sd 1/2 p

Demokratik Tutum

Çalışıyor 87 71.2 6.7

7.699 2/247 .001 Ev Hanımı 111 67.2 7.9

Şuanda Çalışmıyor 52 69.7 6.5

Otoriter Tutum

Çalışıyor 87 24.9 5.2

3.291 2/247 .039 Ev Hanımı 111 26.3 5.1

Şuanda Çalışmıyor 52 24.3 4.4

Koruyucu Tutum

Çalışıyor 87 25.6 5.5

2.460 2/247 .087 Ev Hanımı 111 26.9 5.7

Şuanda Çalışmıyor 52 24.9 6.1

İzin Verici Tutum

Çalışıyor 87 24.2 4.8

2.847 2/247 .060 Ev Hanımı 111 23.0 4.9

Şuanda Çalışmıyor 52 22.2 5.0

Tablo 12’de verilen ANOVA bulgularına göre; çalışan ve çalışmayan annelerin

çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri koruyucu tutum (F(2/247)=2.460; p=.087) ve izin

verici tutum (F(2/247)=2.847; p=.060) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir

farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Bulgulara göre; çalışan ve çalışmayan annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri demokratik tutum (F(2/247)=7.699; p=.001), otoriter tutum (F(2/247)=3.291;

p=.039) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunduğu

görülmektedir (p<.05). Buna göre çalışan annelerin çocuklarını yetiştirirken

Page 82: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

68

sergiledikleri demokratik tutum düzeyi ev hanımı ve şu anda çalışmayan annelere

kıyasla daha yüksektir. Buna ev hanımı olan annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri otoriter tutum düzeyi diğer annelere kıyasla daha yüksektir.

Tablo 13. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Meslek Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Meslek n x̄ ss F sd 1/2 p

Demokratik Tutum

Ev hanımı 111 67.2 7.9

7.448 2/247 .001 Sağlık Personeli/Öğretmen/Memur 89 71.0 6.2

Özel Sektör 50 70.0 7.5

Otoriter Tutum

Ev hanımı 111 26.4 5.0

4.235 2/247 .016 Sağlık Personeli/Öğretmen/Memur 89 24.4 4.8

Özel Sektör 50 24.9 5.2

Koruyucu Tutum

Ev hanımı 111 27.0 5.7

2.943 2/247 .055 Sağlık Personeli/Öğretmen/Memur 89 25.6 6.0

Özel Sektör 50 24.8 5.3

İzin Verici Tutum

Ev hanımı 111 23.0 5.0

1.187 2/247 .307 Sağlık Personeli/Öğretmen/Memur 89 23.0 4.8

Özel Sektör 50 24.2 4.9

Tablo 13'de verilen ANOVA bulgularına göre; farklı mesleklere sahip annelerin

çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri koruyucu tutum (F(2/247)=2.943; p=.055) ve izin

verici tutum (F(2/247)=1.187; p=.307) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir

farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Bulgulara göre; farklı mesleklere sahip annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri demokratik tutum (F(2/247)=7.448; p=.001), otoriter tutum (F(2/247)=4.235;

p=.016) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunduğu

görülmektedir (p<.05). Buna göre meslek sahibi annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri demokratik tutum düzeyi ev hanımı annelere kıyasla daha yüksektir. Buna

ev hanımı olan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum düzeyi

meslek sahibi annelere kıyasla daha yüksektir.

Page 83: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

69

4.3 Annelerin Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Çocuk ve Çocuk Yetiştirme

Rutinine Dair Bilgilere Göre İncelenmesi

Tablo 14. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Toplam Çocuk Sayısı Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Toplam Çocuk Sayısı n x̄ ss F sd 1/2 p

Demokratik Tutum

1 Çocuk 92 70.8 6.5

8.186 2/247 .000 2 Çocuk 104 69.3 8.0

3 ve 4 Çocuk 54 65.8 6.7

Otoriter Tutum

1 Çocuk 92 23.5 4.2

11.283 2/247 .000 2 Çocuk 104 26.5 5.0

3 ve 4 Çocuk 54 26.5 5.5

Koruyucu Tutum

1 Çocuk 92 25.3 5.7

1.348 2/247 .262 2 Çocuk 104 26.5 5.4

3 ve 4 Çocuk 54 26.4 6.4

İzin Verici Tutum

1 Çocuk 92 23.0 4.9

.250 2/247 .779 2 Çocuk 104 23.4 5.0

3 ve 4 Çocuk 54 23.4 4.9

Tablo 14’de verilen ANOVA bulgularına göre; toplam çocuk sayıları farklı olan

annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri koruyucu tutum (F(2/247)=1.348; p=.262)

ve izin verici tutum (F(2/247)=.250; p=.779) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı

bir farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Bulgulara göre; toplam çocuk sayıları farklı olan annelerin çocuklarını

yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum (F(2/247)=8.186; p=.000), otoriter tutum

(F(2/247)=11.283; p=.000) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık

bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna göre tek çocuk sahibi annelerin çocuklarını

yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum düzeyi, 2 ve daha üzeri sayıda çocuk sahibi

olan annelere kıyasla daha yüksektir. Buna 2 ve daha üzeri sayıda çocuk sahibi olan

annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum düzeyi tek çocuk sahibi

annelere kıyasla daha yüksektir.

Page 84: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

70

Tablo 15. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Evlilikte Çocuk Sahibi Olunan

Yıl Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Evlilikte Çocuk Sahibi Olunan Yıl n x̄ ss F sd 1/2 p

Demokratik Tutum

1. Yılında 80 68.0 8.2

1.971 3/246 .119 2. Yılında 100 68.8 7.2

3. Yılında 39 71.3 6.4

4. ve Sonraki Yıllarında 31 70.2 6.8

Otoriter Tutum

1. Yılında 80 25.6 4.8

.844 3/246 .471 2. Yılında 100 25.5 4.5

3. Yılında 39 24.3 6.2

4. ve Sonraki Yıllarında 31 26.1 5.7

Koruyucu Tutum

1. Yılında 80 26.3 5.6

.931 3/246 .426 2. Yılında 100 26.4 5.6

3. Yılında 39 25.9 5.6

4. ve Sonraki Yıllarında 31 24.5 7.0

İzin Verici Tutum

1. Yılında 80 22.9 5.1

1.105 3/246 .348 2. Yılında 100 22.9 5.0

3. Yılında 39 23.8 4.0

4. ve Sonraki Yıllarında 31 24.5 5.1

Tablo 15’de verilen ANOVA bulgularına göre; evliliğinin farklı yıllarında çocuk

sahibi olan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum

(F(3/246)=1.971; p=.119), otoriter tutum (F(3/246)=.844; p=.471), koruyucu tutum

(F(3/246)=.931; p=.426) ve izin verici tutum (F(3/246)=1.105; p=.348) düzeyleri arasında

istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Page 85: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

71

Tablo 16. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Çocuğu Yetiştirirken Sosyal

Destek Alma Durumu Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Çocuğu Yetiştirirken Sosyal Destek Alma Durumu n x̄ ss F sd 1/2 p

Demokratik Tutum

Hayır 149 69.2 8.0

1.258 3/246 .289 Aile-Akraba Desteği 63 69.5 6.8

Bakıcı Yardımı 20 70.2 7.0

Psikolojik destek 18 66.0 4.0

Otoriter Tutum

Hayır 149 25.7 4.9

5.271 3/246 .002 Aile-Akraba Desteği 63 25.1 5.0

Bakıcı Yardımı 20 21.8 5.4

Psikolojik destek 18 21.8 3.7

Koruyucu Tutum

Hayır 149 26.5 6.1

1.777 3/246 .152 Aile-Akraba Desteği 63 26.0 5.6

Bakıcı Yardımı 20 24.8 4.3

Psikolojik destek 18 23.6 4.7

İzin Verici Tutum

Hayır 149 22.6 4.7

4.172 3/246 .007 Aile-Akraba Desteği 63 24.0 4.7

Bakıcı Yardımı 20 23.1 4.7

Psikolojik destek 18 26.4 6.1

Tablo 16'da verilen ANOVA bulgularına göre; çocuk yetiştirirken sosyal destek

alan ve almayan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum

(F(3/246)=1.258; p=.289), koruyucu tutum (F(3/246)=1.777; p=.152) düzeyleri arasında

istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Bulgulara göre; çocuk yetiştirirken sosyal destek alan ve almayan annelerin

çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum (F(3/246)=5.271; p=.002) ve izin

verici tutum (F(3/246)=4.172; p=.007) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir

farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna göre çocuklarını yetiştirirken destek

almayan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum düzeyi bakıcı

yardımı alan annelere kıyasla daha yüksektir. Çocuklarını yetiştirirken psikolojik destek

alan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri izin verici tutum düzeyi diğer

annelere kıyasla daha yüksektir.

Page 86: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

72

Tablo 17. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Çocuğun Emzirilme Süresi

Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Çocuğun Emzirilme Süresi n x̄ ss F sd 1/2 p

Demokratik Tutum

1-4 Ay 21 70.3 5.8

1.412 5/244 .220

5-8 Ay 22 67.9 7.8

9-12 Ay 22 67.1 6.2

13-16 Ay 29 71.6 6.7

17-20 Ay 40 67.9 8.9

21 Ay Ve Üzeri 116 69.3 7.3

Otoriter Tutum

1-4 Ay 21 23.3 4.4

1.867 5/244 .101

5-8 Ay 22 25.9 5.1

9-12 Ay 22 24.3 5.1

13-16 Ay 29 27.3 4.3

17-20 Ay 40 25.3 4.9

21 Ay Ve Üzeri 116 25.5 5.2

Koruyucu Tutum

1-4 Ay 21 26.8 6.3

.603 5/244 .697

5-8 Ay 22 26.7 6.0

9-12 Ay 22 24.8 4.6

13-16 Ay 29 26.8 5.4

17-20 Ay 40 25.2 5.6

21 Ay Ve Üzeri 116 26.1 6.0

İzin Verici Tutum

1-4 Ay 21 21.2 4.4

1.966 5/244 .084

5-8 Ay 22 24.3 5.0

9-12 Ay 22 21.9 5.1

13-16 Ay 29 24.9 5.4

17-20 Ay 40 23.1 4.9

21 Ay Ve Üzeri 116 23.3 4.7

Tablo 17'de verilen ANOVA bulgularına göre; farklı süreler boyunca çocuklarını

emziren annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum

(F(5/244)=1.412; p=.220), otoriter tutum (F(5/244)=1.867; p=.101), koruyucu tutum

(F(5/244)=.603; p=.697) ve izin verici tutum (F(5/244)=1.966; p=.084) düzeyleri arasında

istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Page 87: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

73

4.4 Annelerin Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Ebeveynlere ve Çocukluk

Dönemine Dair Bilgilere Göre İncelenmesi

Tablo 18. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Kardeş Sayısı Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Kardeş Sayısı n x̄ ss F sd 1/2 p

Demokratik Tutum

1 Kardeş 48 70.2 8.3

.977 4/245 .421

2 Kardeş 79 69.8 7.0

3 Kardeş 59 68.4 6.6

4 Kardeş 33 68.4 7.4

5 ve Üzeri 31 67.6 8.5

Otoriter Tutum

1 Kardeş 48 22.9 4.5

4.276 4/245 .002

2 Kardeş 79 25.7 4.7

3 Kardeş 59 26.5 4.1

4 Kardeş 33 26.2 5.0

5 ve Üzeri 31 25.6 6.9

Koruyucu Tutum

1 Kardeş 48 24.3 4.7

1.407 4/245 .232

2 Kardeş 79 26.3 6.3

3 Kardeş 59 26.8 5.8

4 Kardeş 33 26.2 6.2

5 ve Üzeri 31 26.4 5.1

İzin Verici Tutum

1 Kardeş 48 21.8 4.3

2.010 4/245 .094

2 Kardeş 79 23.2 4.7

3 Kardeş 59 23.2 5.3

4 Kardeş 33 24.7 4.8

5 ve Üzeri 31 24.1 5.5

Tablo 18'de verilen ANOVA bulgularına göre; kardeş sayıları farklı olan

annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum (F(4/245)=.977;

p=.421), koruyucu tutum (F(4/245)=1.407; p=.232) ve izin verici tutum (F(4/245)=2.010;

p=.094) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı

görülmektedir (p>.05).

Bulgulara göre; kardeş sayıları farklı olan annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri otoriter tutum (F(4/245)=4.276; p=.002) düzeyleri arasında istatistiksel

olarak anlamlı bir farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna göre 2 ve üzeri

sayıda kardeşe sahip annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum

düzeyi 1 kardeşi olan annelere kıyasla daha yüksektir.

Page 88: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

74

Tablo 19. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Ailenin Çocukları Arasındaki

Sıra Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Ailenin Çocukları Arasındaki Sıra n x̄ ss F sd 1/2 p

Demokratik Tutum

İlk Çocuk 103 69.7 7.6

1.665 3/246 .175 İkinci Çocuk 83 69.4 6.6

Üçüncü Çocuk 29 69.1 8.4

Dördüncü ve Üzeri Sıradaki Çocuk 35 66.6 7.6

Otoriter Tutum

İlk Çocuk 103 24.7 4.7

1.622 3/246 .185 İkinci Çocuk 83 25.7 4.8

Üçüncü Çocuk 29 26.9 4.8

Dördüncü ve Üzeri Sıradaki Çocuk 35 25.5 6.4

Koruyucu Tutum

İlk Çocuk 103 26.0 6.0

.336 3/246 .800 İkinci Çocuk 83 25.7 5.4

Üçüncü Çocuk 29 26.8 6.3

Dördüncü ve Üzeri Sıradaki Çocuk 35 26.4 5.7

İzin Verici Tutum

İlk Çocuk 103 22.6 4.7

1.628 3/246 .183 İkinci Çocuk 83 23.3 5.4

Üçüncü Çocuk 29 24.7 4.7

Dördüncü ve Üzeri Sıradaki Çocuk 35 23.8 4.5

Tablo 19'da verilen ANOVA bulgularına göre; kardeşleri arasındaki sırası farklı

olan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum (F(3/246)=1.665;

p=.175), otoriter tutum (F(3/246)=1.622; p=.185), koruyucu tutum (F(3/246)=.336; p=.800)

ve izin verici tutum (F(3/246)=1.628; p=.183) düzeyleri arasında istatistiksel olarak

anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Page 89: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

75

Tablo 20. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Anne Eğitim Durumu Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Anne Eğitim Durumu n x̄ ss F sd 1/2 p

Demokratik Tutum

Okuma Yazma Yok 38 68.6 7.7

1.996 2/247 .138 İlköğretim Mezunu 170 68.7 7.6

Lise ve Üzeri 42 71.2 6.2

Otoriter Tutum

Okuma Yazma Yok 38 26.3 6.5

5.776 2/247 .004 İlköğretim Mezunu 170 25.8 4.7

Lise ve Üzeri 42 23.1 4.2

Koruyucu Tutum

Okuma Yazma Yok 38 27.1 5.2

.831 2/247 .437 İlköğretim Mezunu 170 25.8 6.0

Lise ve Üzeri 42 26.0 5.5

İzin Verici Tutum

Okuma Yazma Yok 38 24.4 4.6

2.116 2/247 .123 İlköğretim Mezunu 170 23.3 4.8

Lise ve Üzeri 42 22.1 5.4

Tablo 20'de verilen ANOVA bulgularına göre; kendi annelerinin eğitim

düzeyleri farklı olan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum

(F(2/247)=1.996; p=.138), koruyucu tutum (F(2/247)=.831; p=.437) ve izin verici tutum

(F(2/247)=2.116; p=.123) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık

bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Bulgulara göre; kendi annelerinin eğitim düzeyleri farklı olan annelerin

çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum (F(2/247)=5.776; p=.004) düzeyleri

arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna

göre kendi annesinin okuma yazması olmayan ve ilköğretim mezunu olan annelerin

çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum düzeyi, kendi annesi lise ve üzeri

eğitim kurumlarından mezun olan annelere kıyasla daha yüksektir.

Page 90: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

76

Tablo 21. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Anne Mesleği Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Anne Mesleği n x̄ ss t sd p

Demokratik Tutum Ev Hanımı 205 69.0 7.5

-.748 248 .455 Meslek Sahibi 45 69.9 6.9

Otoriter Tutum Ev Hanımı 205 26.0 4.9

3.766 248 .000 Meslek Sahibi 45 22.9 5.0

Koruyucu Tutum Ev Hanımı 205 26.2 6.0

1.181 248 .239 Meslek Sahibi 45 25.1 4.8

İzin Verici Tutum Ev Hanımı 205 23.3 4.9

.334 248 .739 Meslek Sahibi 45 23.0 4.8

Tablo 21'de verilen Bağımsız Örneklem T-Testi bulgularına göre; kendi

annelerinin meslekleri farklı olan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri

demokratik tutum (t(248)=-.748; p=.455), koruyucu tutum (t(248)=1.181; p=.239) ve izin

verici tutum (t(248)=.334; p=.739) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir

farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Bulgulara göre; kendi annelerinin meslekleri farklı olan annelerin çocuklarını

yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum (t(248)=3.766; p=.000) düzeyleri arasında

istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna göre

kendi annesi ev hanımı olan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter

tutum düzeyi, kendi meslek sahibi olan annelere kıyasla daha yüksektir.

Page 91: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

77

Tablo 22. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Baba Eğitim Durumu Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Baba Eğitim Durumu n x̄ ss F sd 1/2 p

Demokratik Tutum

İlköğretim Mezunu 145 69.0 7.7

.074 2/247 .929 Lise Mezunu 65 69.3 7.2

Lisans ve Üzeri 40 69.4 7.0

Otoriter Tutum

İlköğretim Mezunu 145 26.2 5.4

5.564 2/247 .004 Lise Mezunu 65 25.0 4.8

Lisans ve Üzeri 40 23.3 3.2

Koruyucu Tutum

İlköğretim Mezunu 145 26.2 5.5

.407 2/247 .666 Lise Mezunu 65 26.2 6.8

Lisans ve Üzeri 40 25.3 5.1

İzin Verici Tutum

İlköğretim Mezunu 145 23.5 4.8

1.802 2/247 .167 Lise Mezunu 65 23.4 4.9

Lisans ve Üzeri 40 21.9 5.2

Tablo 22'de verilen ANOVA bulgularına göre; kendi babalarının eğitim

düzeyleri farklı olan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum

(F(2/247)=.074; p=.929), koruyucu tutum (F(2/247)=.407; p=.666) ve izin verici tutum

(F(2/247)=1.802; p=.167) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık

bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Bulgulara göre; kendi babalarının eğitim düzeyleri farklı olan annelerin

çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum (F(2/247)=5.564; p=.004) düzeyleri

arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna

göre kendi babasının okuma yazması olmayan ve ilköğretim mezunu olan annelerin

çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum düzeyi, kendi babası lise ve üzeri

eğitim kurumlarından mezun olan annelere kıyasla daha yüksektir.

Page 92: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

78

Tablo 23. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Baba Mesleği Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Baba Mesleği n x̄ ss F sd 1/2 p

Demokratik Tutum

Emekli 52 69.7 8.2

.639 4/245 .635

Esnaf 58 68.9 8.3

Memur 45 68.1 6.5

Serbest Meslek 62 68.8 7.3

İşçi 33 70.6 5.9

Otoriter Tutum

Emekli 52 25.5 4.2

3.396 4/245 .010

Esnaf 58 25.4 5.1

Memur 45 24.1 4.2

Serbest Meslek 62 24.8 5.5

İşçi 33 28.1 5.4

Koruyucu Tutum

Emekli 52 24.8 4.9

2.490 4/245 .044

Esnaf 58 26.3 5.3

Memur 45 25.0 6.2

Serbest Meslek 62 26.2 6.1

İşçi 33 28.5 6.3

İzin Verici Tutum

Emekli 52 23.8 4.5

3.330 4/245 .011

Esnaf 58 22.3 4.7

Memur 45 25.6 4.9

Serbest Meslek 62 22.2 4.9

İşçi 33 22.5 5.4

Tablo 23'de verilen ANOVA bulgularına göre; kendi babalarının meslekleri

farklı olan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum

(F(4/245)=.639; p=.635) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık

bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Bulgulara göre; kendi babalarının meslekleri farklı olan annelerin çocuklarını

yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum (F(4/245)=3.396; p=.010), koruyucu tutum

(F(4/245)=2.490; p=.044) ve izin verici tutum (F(4/245)=3.330; p=.011) düzeyleri arasında

istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna göre

kendi babası işçi olan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter ve

koruyucu tutum düzeyi, diğer annelere kıyasla daha yüksektir. Kendi babası memur

olan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri izin verici tutum düzeyi, diğer

annelere kıyasla daha yüksektir.

Page 93: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

79

Tablo 24. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Çocukken Emzirilme Süresi

Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Çocukken Emzirilme Süresi n x̄ ss F sd 1/2 p

Demokratik Tutum

1-4 Ay 69 71.1 6.6

1.919 5/244 .092

5-8 Ay 46 67.5 6.3

9-12 Ay 41 69.7 8.4

13-16 Ay 26 67.3 9.6

17-20 Ay 27 68.5 6.0

21 Ay Ve Üzeri 41 68.6 7.6

Otoriter Tutum

1-4 Ay 69 24.3 5.0

1.292 5/244 .268

5-8 Ay 46 26.7 4.8

9-12 Ay 41 25.6 4.8

13-16 Ay 26 25.0 6.1

17-20 Ay 27 25.9 4.5

21 Ay Ve Üzeri 41 25.5 5.1

Koruyucu Tutum

1-4 Ay 69 26.7 5.6

1.166 5/244 .327

5-8 Ay 46 27.1 6.1

9-12 Ay 41 25.9 5.9

13-16 Ay 26 25.8 5.7

17-20 Ay 27 24.3 4.9

21 Ay Ve Üzeri 41 25.2 6.2

İzin Verici Tutum

1-4 Ay 69 23.1 4.9

1.409 5/244 .222

5-8 Ay 46 22.9 5.3

9-12 Ay 41 22.8 5.3

13-16 Ay 26 21.7 4.1

17-20 Ay 27 24.3 3.8

21 Ay Ve Üzeri 41 24.5 5.0

Tablo 24'de verilen ANOVA bulgularına göre; çocukken kendi anneleri

tarafından farklı süreler boyunca emzirilen annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri demokratik tutum (F(5/244)=1.919; p=.092), otoriter tutum (F(5/244)=1.292;

p=.268), koruyucu tutum (F(5/244)=1.166; p=.327) ve izin verici tutum (F(5/244)=1.409;

p=.222) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı

görülmektedir (p>.05).

Page 94: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

80

Tablo 25. Çocuk Yetiştirme Tutumlarının Çocukluk Döneminde Annenin

Çalışma Durumu Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Çocukluk Döneminde Annenin Çalışma

Durumu n x̄ ss t sd p

Demokratik Tutum Çalışmıyordu 217 69.2 7.5

.649 248 .517 Çalışıyordu 33 68.3 7.2

Otoriter Tutum Çalışmıyordu 217 25.5 5.0

1.090 248 .277 Çalışıyordu 33 24.5 5.4

Koruyucu Tutum Çalışmıyordu 217 26.0 5.9

-.547 248 .585 Çalışıyordu 33 26.5 5.2

İzin Verici Tutum Çalışmıyordu 217 23.1 4.9 -

1.293 248 .197

Çalışıyordu 33 24.3 5.3

Tablo 25'de verilen Bağımsız Örneklem T-Testi bulgularına göre; çocukluk

döneminde annesi çalışan ve çalışmayan annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri demokratik tutum (t(248)=.649; p=.517), otoriter tutum (t(248)=1.090;

p=.277), koruyucu tutum (t(248)=-.547; p=.585) ve izin verici tutum (t(248)=-1.293;

p=.197) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı

görülmektedir (p>.05).

Tablo 26. Bağlanma Stillerinin Yaş Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi

Yaşı n x̄ ss F sd 1/2 p

Korkulu Bağlanma

24-29 Yaş 58 3.6 1.3

.652 2/247 .522 30-34 Yaş 121 3.4 1.4

35 Yaş ve Üzeri 71 3.5 1.4

Kayıtsız Bağlanma

24-29 Yaş 58 4.0 1.1

.002 2/247 .998 30-34 Yaş 121 4.0 1.3

35 Yaş ve Üzeri 71 4.0 1.2

Güvenli Bağlanma

24-29 Yaş 58 3.3 1.0

2.681 2/247 .070 30-34 Yaş 121 3.0 1.1

35 Yaş ve Üzeri 71 3.3 1.2

Saplantılı Bağlanma

24-29 Yaş 58 3.3 1.2

.836 2/247 .435 30-34 Yaş 121 3.0 1.2

35 Yaş ve Üzeri 71 3.2 1.2

Tablo 26'da verilen ANOVA bulgularına göre; farklı yaşlardaki yakın

ilişkilerinde sergiledikleri korkulu bağlanma (F(2/247)=.652; p=.522), kayıtsız bağlanma

(F(2/247)=.002; p=.998), güvenli bağlanma (F(2/247)=2.681; p=.070) ve saplantılı bağlanma

Page 95: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

81

(F(2/247)=.836; p=.435) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık

bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

4.5 Annelerin Bağlanma Stillerinin Demografik Bilgilere Göre İncelenmesi

Tablo 27. Bağlanma Stillerinin Evlenme Yaşı Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi

Evlenme Yaşı n x̄ ss t sd p

Korkulu Bağlanma 18-23 Yaş 109 3.5 1.4

.736 248 .462 24 Yaş ve Üzeri 141 3.4 1.4

Kayıtsız Bağlanma 18-23 Yaş 109 3.9 1.3

-.641 248 .522 24 Yaş ve Üzeri 141 4.0 1.2

Güvenli Bağlanma 18-23 Yaş 109 3.2 1.2

.505 248 .614 24 Yaş ve Üzeri 141 3.1 1.1

Saplantılı Bağlanma 18-23 Yaş 109 3.2 1.2

.703 248 .483 24 Yaş ve Üzeri 141 3.1 1.2

Tablo 27'de verilen Bağımsız Örneklem T-Testi bulgularına göre; farklı yaşlarda

evlenen yakın ilişkilerinde sergiledikleri korkulu bağlanma (t(248)=.736; p=.462),

kayıtsız bağlanma (t(248)=-.641; p=.522), güvenli bağlanma (t(248)=.505; p=.614) ve

saplantılı bağlanma (t(248)=.703; p=.483) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı

bir farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Page 96: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

82

Tablo 28. Bağlanma Stillerinin Ekonomik Durumla İlgili Algı Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Ekonomik Durumla İlgili Algı n x̄ ss F sd 1/2 p

Korkulu Bağlanma

Yeterli Değil 23 2.9 1.4

4.607 3/246 .004 Kısmen Yeterli 64 3.8 1.3

Yeterli 127 3.3 1.2

Oldukça Yeterli 36 3.7 1.7

Kayıtsız Bağlanma

Yeterli Değil 23 3.5 1.4

2.228 3/246 .085 Kısmen Yeterli 64 4.2 1.3

Yeterli 127 3.9 1.1

Oldukça Yeterli 36 4.1 1.2

Güvenli Bağlanma

Yeterli Değil 23 3.1 1.4

.486 3/246 .692 Kısmen Yeterli 64 3.0 1.1

Yeterli 127 3.2 1.0

Oldukça Yeterli 36 3.2 1.3

Saplantılı Bağlanma

Yeterli Değil 23 3.4 1.4

1.969 3/246 .119 Kısmen Yeterli 64 3.3 1.0

Yeterli 127 3.1 1.2

Oldukça Yeterli 36 2.8 1.3

Tablo 28'de verilen ANOVA bulgularına göre; ekonomik durumları farklı olan

yakın ilişkilerinde sergiledikleri kayıtsız bağlanma (F(3/246)=2.228; p=.085), güvenli

bağlanma (F(3/246)=.486; p=.692) ve saplantılı bağlanma (F(3/246)=1.969; p=.119)

düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmektedir

(p>.05).

Bulgulara göre ekonomik durumları farklı olan yakın ilişkilerinde sergiledikleri

korkulu bağlanma (F(3/246)=4.607; p=.004) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı

bir farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna göre ekonomik durumunu kısmen

yeterli gören annelerin yakın ilişkilerinde gösterdikleri korkulu bağlanma düzeyi,

ekonomik durumunu yeterli bulan annelere kıyasla daha yüksektir.

Page 97: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

83

Tablo 29. Bağlanma Stillerinin Eğitim Durumu Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi

Eğitim Durumu n x̄ ss F sd 1/2 p

Korkulu Bağlanma

İlköğretim Mezunu 28 3.8 1.8

1.574 4/245 .182

Lise Mezunu 64 3.6 1.3

Ön Lisans Mezunu 31 3.6 1.4

Lisans Mezunu 99 3.3 1.2

Yüksek Lisans Mezunu 28 3.1 1.4

Kayıtsız Bağlanma

İlköğretim Mezunu 28 3.8 1.5

1.111 4/245 .352

Lise Mezunu 64 3.9 1.1

Ön Lisans Mezunu 31 4.2 1.4

Lisans Mezunu 99 4.1 1.2

Yüksek Lisans Mezunu 28 3.7 1.1

Güvenli Bağlanma

İlköğretim Mezunu 28 2.9 1.5

.639 4/245 .635

Lise Mezunu 64 3.3 1.1

Ön Lisans Mezunu 31 3.3 1.0

Lisans Mezunu 99 3.1 1.1

Yüksek Lisans Mezunu 28 3.1 0.9

Saplantılı Bağlanma

İlköğretim Mezunu 28 3.3 1.4

1.327 4/245 .261

Lise Mezunu 64 3.4 1.2

Ön Lisans Mezunu 31 3.2 1.1

Lisans Mezunu 99 3.0 1.2

Yüksek Lisans Mezunu 28 2.9 1.0

Tablo 29'da verilen ANOVA bulgularına göre; eğitim durumları farklı olan

yakın ilişkilerinde sergiledikleri korkulu bağlanma (F(4/245)=1.574; p=.182), kayıtsız

bağlanma (F(4/245)=1.111; p=.352), güvenli bağlanma (F(4/245)=.639; p=.635) ve saplantılı

bağlanma (F(4/245)=1.327; p=.261) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir

farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Page 98: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

84

Tablo 30. Bağlanma Stillerinin Çalışma Durumu Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Çalışma Durumu n x̄ ss F sd 1/2 p

Korkulu Bağlanma

Çalışıyor 87 3.2 1.3

2.407 2/247 .092 Ev Hanımı 111 3.6 1.4

Şuanda Çalışmıyor 52 3.6 1.3

Kayıtsız Bağlanma

Çalışıyor 87 3.9 1.2

6.529 2/247 .002 Ev Hanımı 111 3.8 1.2

Şuanda Çalışmıyor 52 4.5 1.3

Güvenli Bağlanma

Çalışıyor 87 3.3 1.1

1.128 2/247 .325 Ev Hanımı 111 3.1 1.1

Şuanda Çalışmıyor 52 3.0 1.1

Saplantılı Bağlanma

Çalışıyor 87 2.9 1.2

2.774 2/247 .064 Ev Hanımı 111 3.3 1.3

Şuanda Çalışmıyor 52 3.2 1.0

Tablo 30'da verilen ANOVA bulgularına göre; çalışan ve çalışmayan yakın

ilişkilerinde sergiledikleri korkulu bağlanma (F(2/247)=2.407; p=.092), güvenli bağlanma

(F(2/247)=1.128; p=.325) ve saplantılı bağlanma (F(2/247)=2.774; p=.064) düzeyleri

arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Bulgulara göre; çalışan ve çalışmayan yakın ilişkilerinde sergiledikleri kayıtsız

bağlanma (F(2/247)=6.529; p=.002) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir

farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna göre meslek sahibi olduğu halde şu

anda çalışmayan annelerin yakın ilişkilerinde gösterdikleri kayıtsız bağlanma düzeyi,

çalışan ve ev hanımı annelere kıyasla daha yüksektir.

Page 99: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

85

Tablo 31. Bağlanma Stillerinin Meslek Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi

Meslek n x̄ ss F sd 1/2 p

Korkulu Bağlanma

Ev hanımı 111 3.6 1.4

2.676 2/247 .071 Sağlık Personeli/Öğretmen/Memur 89 3.5 1.2

Özel Sektör 50 3.1 1.4

Kayıtsız Bağlanma

Ev hanımı 111 3.9 1.2

1.576 2/247 .209 Sağlık Personeli/Öğretmen/Memur 89 4.2 1.1

Özel Sektör 50 3.9 1.5

Güvenli Bağlanma

Ev hanımı 111 3.2 1.1

.372 2/247 .690 Sağlık Personeli/Öğretmen/Memur 89 3.2 1.0

Özel Sektör 50 3.0 1.3

Saplantılı Bağlanma

Ev hanımı 111 3.3 1.3

2.580 2/247 .078 Sağlık Personeli/Öğretmen/Memur 89 3.1 1.2

Özel Sektör 50 2.9 1.0

Tablo 31'de verilen ANOVA bulgularına göre; farklı mesleklere sahip yakın

ilişkilerinde sergiledikleri korkulu bağlanma (F(2/247)=2.676; p=.071), kayıtsız bağlanma

(F(2/247)=1.576; p=.209), güvenli bağlanma (F(2/247)=.372; p=.690) ve saplantılı bağlanma

(F(2/247)=2.580; p=.078) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık

bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Page 100: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

86

4.6 Annelerin Bağlanma Stillerinin Çocuk ve Çocuk Yetiştirme Rutinine Dair

Bilgilere Göre İncelenmesi

Tablo 32. Bağlanma Stillerinin Toplam Çocuk Sayısı Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Toplam Çocuk Sayısı n x̄ ss F sd 1/2 p

Korkulu Bağlanma

1 Çocuk 92 3.3 1.5

2.043 2/247 .132 2 Çocuk 104 3.4 1.2

3 ve 4 Çocuk 54 3.8 1.3

Kayıtsız Bağlanma

1 Çocuk 92 4.1 1.2

1.535 2/247 .218 2 Çocuk 104 3.8 1.1

3 ve 4 Çocuk 54 4.1 1.4

Güvenli Bağlanma

1 Çocuk 92 3.1 1.1

.571 2/247 .566 2 Çocuk 104 3.1 1.0

3 ve 4 Çocuk 54 3.3 1.3

Saplantılı Bağlanma

1 Çocuk 92 3.1 1.1

.965 2/247 .383 2 Çocuk 104 3.1 1.3

3 ve 4 Çocuk 54 3.3 1.2

Tablo 32'de verilen ANOVA bulgularına göre; toplam çocuk sayıları farklı olan

yakın ilişkilerinde sergiledikleri korkulu bağlanma (F(2/247)=2.043; p=.132), kayıtsız

bağlanma (F(2/247)=1.535; p=.218), güvenli bağlanma (F(2/247)=.571; p=.566) ve saplantılı

bağlanma (F(2/247)=.965; p=.383) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir

farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Page 101: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

87

Tablo 33. Bağlanma Stillerinin Evlilikte Çocuk Sahibi Olunan Yıl

Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Evlilikte Çocuk Sahibi Olunan Yıl n x̄ ss F sd 1/2 p

Korkulu Bağlanma

1. Yılında 80 3.6 1.3

3.123 3/246 .027 2. Yılında 100 3.5 1.3

3. Yılında 39 2.9 1.4

4. ve Sonraki Yıllarında 31 3.1 1.5

Kayıtsız Bağlanma

1. Yılında 80 4.1 1.3

2.062 3/246 .106 2. Yılında 100 4.0 1.1

3. Yılında 39 3.6 1.3

4. ve Sonraki Yıllarında 31 4.2 1.2

Güvenli Bağlanma

1. Yılında 80 3.2 1.2

.574 3/246 .632 2. Yılında 100 3.2 1.1

3. Yılında 39 3.0 1.0

4. ve Sonraki Yıllarında 31 3.0 1.1

Saplantılı Bağlanma

1. Yılında 80 3.2 1.3

1.029 3/246 .380 2. Yılında 100 3.1 1.2

3. Yılında 39 2.9 1.3

4. ve Sonraki Yıllarında 31 3.3 1.0

Tablo 33'de verilen ANOVA bulgularına göre; evliliğinin farklı yıllarında çocuk

sahibi olan yakın ilişkilerinde sergiledikleri kayıtsız bağlanma (F(3/246)=2.062; p=.106),

güvenli bağlanma (F(3/246)=.574; p=.632) ve saplantılı bağlanma (F(3/246)=1.029; p=.380)

düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmektedir

(p>.05).

Bulgulara göre; evliliğinin farklı yıllarında çocuk sahibi olan yakın ilişkilerinde

sergiledikleri korkulu bağlanma (F(3/246)=3.123; p=.027) düzeyleri arasında istatistiksel

olarak anlamlı bir farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna göre evliliğinin 1.

ve 2. yılında çocuk sahibi olan annelerin yakın ilişkilerinde gösterdikleri korkulu

bağlanma düzeyi, evliliğinin 3. ve sonraki yıllarında çocuk sahibi olan annelere kıyasla

daha yüksektir.

Page 102: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

88

Tablo 34. Bağlanma Stillerinin Çocuğu Yetiştirirken Sosyal Destek Alma

Durumu Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Çocuğu Yetiştirirken Sosyal Destek Alma Durumu n x̄ ss F sd 1/2 p

Korkulu Bağlanma

Hayır 149 3.6 1.4

.894 3/246 .445 Aile-Akraba Desteği 63 3.3 1.4

Bakıcı Yardımı 20 3.3 1.5

Psikolojik destek 18 3.1 1.4

Kayıtsız Bağlanma

Hayır 149 4.0 1.2

.325 3/246 .807 Aile-Akraba Desteği 63 3.9 1.1

Bakıcı Yardımı 20 3.8 1.4

Psikolojik destek 18 4.0 1.5

Güvenli Bağlanma

Hayır 149 2.9 1.1

5.776 3/246 .001 Aile-Akraba Desteği 63 3.5 1.1

Bakıcı Yardımı 20 3.4 1.1

Psikolojik destek 18 3.7 1.3

Saplantılı Bağlanma

Hayır 149 3.1 1.2

.704 3/246 .551 Aile-Akraba Desteği 63 3.0 1.1

Bakıcı Yardımı 20 3.1 1.3

Psikolojik destek 18 3.5 1.3

Tablo 34'de verilen ANOVA bulgularına göre; çocuk yetiştirirken sosyal destek

alan ve almayan yakın ilişkilerinde sergiledikleri korkulu bağlanma (F(3/246)=.894;

p=.445), kayıtsız bağlanma (F(3/246)=.325; p=.807) ve saplantılı bağlanma (F(3/246)=.704;

p=.551) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı

görülmektedir (p>.05).

Bulgulara göre; çocuk yetiştirirken sosyal destek alan ve almayan yakın

ilişkilerinde sergiledikleri güvenli bağlanma (F(3/246)=5.776; p=.001) düzeyleri arasında

istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna göre

çocuk yetiştirirken aile-akraba desteği, bakıcı yardımı ve psikolojik destek olmak üzere

sosyal destek alan annelerin yakın ilişkilerinde sergiledikleri güvenli bağlanma düzeyi,

herhangi bir sosyal destek almayan annelere kıyasla daha yüksektir.

Page 103: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

89

Tablo 35. Bağlanma Stillerinin Çocuğun Emzirilme Süresi Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Çocuğun Emzirilme Süresi n x̄ ss F sd 1/2 p

Korkulu Bağlanma

1-4 Ay 21 3.6 1.5

.852 5/244 .514

5-8 Ay 22 3.4 1.2

9-12 Ay 22 3.0 1.3

13-16 Ay 29 3.3 1.4

17-20 Ay 40 3.6 1.2

21 Ay Ve Üzeri 116 3.5 1.4

Kayıtsız Bağlanma

1-4 Ay 21 4.1 1.1

.759 5/244 .580

5-8 Ay 22 4.0 1.1

9-12 Ay 22 3.7 1.7

13-16 Ay 29 3.7 1.5

17-20 Ay 40 4.1 1.1

21 Ay Ve Üzeri 116 4.1 1.1

Güvenli Bağlanma

1-4 Ay 21 3.3 1.4

1.147 5/244 .336

5-8 Ay 22 3.3 1.2

9-12 Ay 22 3.0 1.2

13-16 Ay 29 2.7 0.8

17-20 Ay 40 3.3 1.0

21 Ay Ve Üzeri 116 3.2 1.1

Saplantılı Bağlanma

1-4 Ay 21 3.2 1.1

.337 5/244 .890

5-8 Ay 22 3.3 1.3

9-12 Ay 22 3.3 1.2

13-16 Ay 29 3.2 1.4

17-20 Ay 40 3.0 1.1

21 Ay Ve Üzeri 116 3.1 1.2

Tablo 35'de verilen ANOVA bulgularına göre; farklı süreler boyunca çocuklarını

emziren yakın ilişkilerinde sergiledikleri korkulu bağlanma (F(5/244)=.852; p=.514),

kayıtsız bağlanma (F(5/244)=.759; p=.580), güvenli bağlanma (F(5/244)=1.147; p=.336) ve

saplantılı bağlanma (F(5/244)=.337; p=.890) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı

bir farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Page 104: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

90

4.7 Annelerin Bağlanma Stillerinin Ebeveynlere ve Çocukluk Dönemine Dair

Bilgilere Göre İncelenmesi

Tablo 36. Bağlanma Stillerinin Kardeş Sayısı Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi

Kardeş Sayısı n x̄ ss F sd 1/2 p

Korkulu Bağlanma

1 Kardeş 48 3.3 1.4

.669 4/245 .614

2 Kardeş 79 3.5 1.5

3 Kardeş 59 3.6 1.2

4 Kardeş 33 3.2 1.0

5 ve Üzeri 31 3.5 1.5

Kayıtsız Bağlanma

1 Kardeş 48 3.9 1.1

.895 4/245 .467

2 Kardeş 79 4.0 1.1

3 Kardeş 59 4.2 1.4

4 Kardeş 33 4.1 1.3

5 ve Üzeri 31 3.7 1.5

Güvenli Bağlanma

1 Kardeş 48 3.1 1.0

4.246 4/245 .002

2 Kardeş 79 3.2 1.0

3 Kardeş 59 3.5 1.3

4 Kardeş 33 2.9 0.9

5 ve Üzeri 31 2.6 1.2

Saplantılı Bağlanma

1 Kardeş 48 2.9 1.1

1.755 4/245 .139

2 Kardeş 79 3.2 1.2

3 Kardeş 59 3.4 1.2

4 Kardeş 33 2.9 1.2

5 ve Üzeri 31 3.0 1.4

Tablo 36'da verilen ANOVA bulgularına göre; kardeş sayıları farklı olan yakın

ilişkilerinde sergiledikleri korkulu bağlanma (F(4/245)=.669; p=.614), kayıtsız bağlanma

(F(4/245)=.895; p=.467) ve saplantılı bağlanma (F(4/245)=1.755; p=.139) düzeyleri arasında

istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Bulgulara göre; kardeş sayıları farklı olan yakın ilişkilerinde sergiledikleri

güvenli bağlanma (F(4/245)=4.246; p=.002) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı

bir farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna göre 3 kardeş sahibi olan annelerin

yakın ilişkilerinde sergiledikleri güvenli bağlanma düzeyi, 4 ve üzeri sayıda kardeşi

olan annelere kıyasla daha yüksektir.

Page 105: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

91

Tablo 37. Bağlanma Stillerinin Ailenin Çocukları Arasındaki Sıra

Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Ailenin Çocukları Arasındaki Sıra n x̄ ss F sd 1/2 p

Korkulu Bağlanma

İlk Çocuk 103 3.2 1.3

3.160 3/246 .025 İkinci Çocuk 83 3.6 1.4

Üçüncü Çocuk 29 4.0 1.3

Dördüncü ve Üzeri Sıradaki Çocuk 35 3.3 1.3

Kayıtsız Bağlanma

İlk Çocuk 103 3.8 1.1

7.940 3/246 .000 İkinci Çocuk 83 4.3 1.1

Üçüncü Çocuk 29 4.5 1.3

Dördüncü ve Üzeri Sıradaki Çocuk 35 3.5 1.3

Güvenli Bağlanma

İlk Çocuk 103 3.2 1.2

1.727 3/246 .162 İkinci Çocuk 83 3.2 1.0

Üçüncü Çocuk 29 3.3 1.1

Dördüncü ve Üzeri Sıradaki Çocuk 35 2.8 1.2

Saplantılı Bağlanma

İlk Çocuk 103 2.9 1.0

5.836 3/246 .001 İkinci Çocuk 83 3.5 1.3

Üçüncü Çocuk 29 3.4 1.3

Dördüncü ve Üzeri Sıradaki Çocuk 35 2.7 1.1

Tablo 37'de verilen ANOVA bulgularına göre; kardeşleri arasındaki sırası farklı

olan yakın ilişkilerinde sergiledikleri güvenli bağlanma (F(3/246)=1.727; p=.162)

düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmektedir

(p>.05).

Bulgulara göre; kardeşleri arasındaki sırası farklı olan yakın ilişkilerinde

sergiledikleri korkulu bağlanma (F(3/246)=3.160; p=.025), kayıtsız bağlanma

(F(3/246)=7.940; p=.000) ve saplantılı bağlanma (F(3/246)=5.836; p=.001) düzeyleri

arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna

göre ailesinin 2. ve 3. çocuğu olan annelerin yakın ilişkilerinde sergiledikleri korkulu,

kayıtsız ve saplantılı bağlanma düzeyi, diğer annelere kıyasla daha yüksektir.

Page 106: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

92

Tablo 38. Bağlanma Stillerinin Anne Eğitim Durumu Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Anne Eğitim Durumu n x̄ ss F sd 1/2 p

Korkulu Bağlanma

Okuma Yazma Yok 38 3.7 1.5

.534 2/247 .587 İlköğretim Mezunu 170 3.4 1.3

Lise ve Üzeri 42 3.4 1.6

Kayıtsız Bağlanma

Okuma Yazma Yok 38 4.1 1.5

.206 2/247 .814 İlköğretim Mezunu 170 4.0 1.2

Lise ve Üzeri 42 3.9 1.2

Güvenli Bağlanma

Okuma Yazma Yok 38 2.9 1.2

2.225 2/247 .110 İlköğretim Mezunu 170 3.2 1.2

Lise ve Üzeri 42 2.9 0.9

Saplantılı Bağlanma

Okuma Yazma Yok 38 3.3 1.3

1.929 2/247 .148 İlköğretim Mezunu 170 3.2 1.2

Lise ve Üzeri 42 2.8 1.2

Tablo 38'de verilen ANOVA bulgularına göre; kendi annelerinin eğitim

düzeyleri farklı olan yakın ilişkilerinde sergiledikleri korkulu bağlanma (F(2/247)=.534;

p=.587), kayıtsız bağlanma (F(2/247)=.206; p=.814), güvenli bağlanma (F(2/247)=2.225;

p=.110) ve saplantılı bağlanma (F(2/247)=1.929; p=.148) düzeyleri arasında istatistiksel

olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Tablo 39. Bağlanma Stillerinin Anne Mesleği Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi

Anne Mesleği n x̄ ss t sd p

Korkulu Bağlanma Ev Hanımı 205 3.5 1.4

.400 248 .690 Meslek Sahibi 45 3.4 1.4

Kayıtsız Bağlanma Ev Hanımı 205 4.0 1.2

.217 248 .828 Meslek Sahibi 45 4.0 1.1

Güvenli Bağlanma Ev Hanımı 205 3.2 1.1

.409 248 .683 Meslek Sahibi 45 3.1 1.0

Saplantılı Bağlanma Ev Hanımı 205 3.2 1.2

1.018 248 .310 Meslek Sahibi 45 3.0 1.1

Tablo 39’da verilen Bağımsız Örneklem T-Testi bulgularına göre; kendi

annelerinin meslekleri farklı olan yakın ilişkilerinde sergiledikleri korkulu bağlanma

(t(248)=.400; p=.690), kayıtsız bağlanma (t(248)=.217; p=.828), güvenli bağlanma

Page 107: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

93

(t(248)=.409; p=.683) ve saplantılı bağlanma (t(248)=1.018; p=.310) düzeyleri arasında

istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Tablo 40. Bağlanma Stillerinin Baba Eğitim Durumu Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Baba Eğitim Durumu n x̄ ss F sd 1/2 p

Korkulu Bağlanma

İlköğretim Mezunu 145 3.6 1.4

1.038 2/247 .356 Lise Mezunu 65 3.3 1.4

Lisans ve Üzeri 40 3.3 1.3

Kayıtsız Bağlanma

İlköğretim Mezunu 145 4.0 1.2

.227 2/247 .797 Lise Mezunu 65 4.1 1.2

Lisans ve Üzeri 40 3.9 1.2

Güvenli Bağlanma

İlköğretim Mezunu 145 3.0 1.0

8.139 2/247 .000 Lise Mezunu 65 3.6 1.3

Lisans ve Üzeri 40 3.1 1.1

Saplantılı Bağlanma

İlköğretim Mezunu 145 3.2 1.2

.413 2/247 .662 Lise Mezunu 65 3.2 1.2

Lisans ve Üzeri 40 3.0 1.2

Tablo 40'da verilen ANOVA bulgularına göre; kendi babalarının eğitim

düzeyleri farklı olan yakın ilişkilerinde sergiledikleri korkulu bağlanma (F(2/247)=1.038;

p=.356), kayıtsız bağlanma (F(2/247)=.227; p=.797) ve saplantılı bağlanma (F(2/247)=.413;

p=.662) düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı

görülmektedir (p>.05).

Bulgulara göre; kendi babalarının eğitim düzeyleri farklı olan yakın ilişkilerinde

sergiledikleri güvenli bağlanma (F(2/247)=8.139; p=.000) düzeyleri arasında istatistiksel

olarak anlamlı bir farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna göre kendi babası

lise mezunu olan annelerin yakın ilişkilerinde sergiledikleri güvenli bağlanma düzeyi,

diğer annelere kıyasla daha yüksektir.

Page 108: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

94

Tablo 41. Bağlanma Stillerinin Baba Mesleği Açısından Farklılaşmasının

Değerlendirilmesi

Baba Mesleği n x̄ ss F sd 1/2 p

Korkulu Bağlanma

Emekli 52 3.5 1.1

3.617 4/245 .007

Esnaf 58 3.7 1.3

Memur 45 2.8 1.2

Serbest Meslek 62 3.5 1.6

İşçi 33 3.8 1.4

Kayıtsız Bağlanma

Emekli 52 4.0 1.1

2.250 4/245 .064

Esnaf 58 4.0 1.1

Memur 45 3.6 1.2

Serbest Meslek 62 4.0 1.3

İşçi 33 4.5 1.4

Güvenli Bağlanma

Emekli 52 3.3 1.1

5.988 4/245 .000

Esnaf 58 2.9 1.0

Memur 45 3.7 1.1

Serbest Meslek 62 2.8 1.0

İşçi 33 3.3 1.4

Saplantılı Bağlanma

Emekli 52 3.1 1.2

3.666 4/245 .006

Esnaf 58 3.2 1.3

Memur 45 2.9 1.0

Serbest Meslek 62 3.0 1.2

İşçi 33 3.8 1.0

Tablo 41'de verilen ANOVA bulgularına göre; kendi babalarının meslekleri

farklı olan yakın ilişkilerinde sergiledikleri kayıtsız bağlanma (F(4/245)=2.250; p=.064)

düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmektedir

(p>.05).

Bulgulara göre; kendi babalarının meslekleri farklı olan yakın ilişkilerinde

sergiledikleri korkulu bağlanma (F(4/245)=3.617; p=.007), güvenli bağlanma

(F(4/245)=5.988; p=.000) ve saplantılı bağlanma (F(4/245)=3.666; p=.006) düzeyleri

arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunduğu görülmektedir (p<.05). Buna

göre kendi babası işçi olan annelerin yakın ilişkilerinde sergiledikleri korkulu ve

saplantılı bağlanma düzeyi, diğer annelere kıyasla daha yüksektir. Kendi babası memur

olan annelerin yakın ilişkilerinde sergiledikleri güvenli bağlanma düzeyi, diğer annelere

kıyasla daha yüksektir.

Page 109: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

95

Tablo 42. Bağlanma Stillerinin Çocukken Emzirilme Süresi Açısından

Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Çocukken Emzirilme Süresi n x̄ ss F sd 1/2 p

Korkulu Bağlanma

1-4 Ay 69 3.5 1.5

.715 5/244 .612

5-8 Ay 46 3.6 1.2

9-12 Ay 41 3.1 1.1

13-16 Ay 26 3.4 1.5

17-20 Ay 27 3.6 1.6

21 Ay Ve Üzeri 41 3.4 1.4

Kayıtsız Bağlanma

1-4 Ay 69 3.7 1.2

1.615 5/244 .157

5-8 Ay 46 4.3 1.2

9-12 Ay 41 4.2 1.1

13-16 Ay 26 3.9 1.4

17-20 Ay 27 3.8 1.2

21 Ay Ve Üzeri 41 4.0 1.3

Güvenli Bağlanma

1-4 Ay 69 3.1 1.3

.872 5/244 .500

5-8 Ay 46 3.2 0.9

9-12 Ay 41 3.1 0.9

13-16 Ay 26 3.4 1.3

17-20 Ay 27 2.9 1.0

21 Ay Ve Üzeri 41 3.3 1.2

Saplantılı Bağlanma

1-4 Ay 69 3.1 1.2

1.115 5/244 .353

5-8 Ay 46 3.3 1.2

9-12 Ay 41 2.8 1.0

13-16 Ay 26 3.3 1.3

17-20 Ay 27 3.1 1.3

21 Ay Ve Üzeri 41 3.2 1.2

Tablo 42'de verilen ANOVA bulgularına göre; çocukken kendi anneleri

tarafından farklı süreler boyunca emzirilen yakın ilişkilerinde sergiledikleri korkulu

bağlanma (F(5/244)=.715; p=.612), kayıtsız bağlanma (F(5/244)=1.615; p=.157), güvenli

bağlanma (F(5/244)=.872; p=.500) ve saplantılı bağlanma (F(5/244)=1.115; p=.353)

düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmektedir

(p>.05).

Page 110: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

96

Tablo 43. Bağlanma Stillerinin Çocukluk Döneminde Annenin Çalışma

Durumu Açısından Farklılaşmasının Değerlendirilmesi

Çocukluk Döneminde Annenin Çalışma Durumu n x̄ ss t sd p

Korkulu Bağlanma Çalışmıyordu 217 3.4 1.4

-.688 248 .492 Çalışıyordu 33 3.6 1.3

Kayıtsız Bağlanma Çalışmıyordu 217 4.0 1.2

.406 248 .685 Çalışıyordu 33 3.9 1.2

Güvenli Bağlanma Çalışmıyordu 217 3.2 1.1

.472 248 .637 Çalışıyordu 33 3.1 1.1

Saplantılı Bağlanma Çalışmıyordu 217 3.2 1.2

.865 248 .388 Çalışıyordu 33 3.0 1.0

Tablo 43'de verilen Bağımsız Örneklem T-Testi bulgularına göre; çocukluk

döneminde annesi çalışan ve çalışmayan yakın ilişkilerinde sergiledikleri korkulu

bağlanma (t(248)=-.688; p=.492), kayıtsız bağlanma (t(248)=.406; p=.685), güvenli

bağlanma (t(248)=.472; p=.637) ve saplantılı bağlanma (t(248)=.865; p=.388) düzeyleri

arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmadığı görülmektedir (p>.05).

Page 111: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

97

5 SONUÇ

Çalışmada annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum ile

koruyucu tutum, izin verici tutum, korkulu bağlanma, güvenli bağlanma ve saplantılı

bağlanma arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunduğu belirlenmiştir.

Çalışmada annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri koruyucu tutum ile

korkulu bağlanma ve saplantılı bağlanma arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki

bulunduğu belirlenmiştir.

Araştırma sonucunda annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri

demokratik tutumun yaşa, ekonomik durum algısına, evlilikte çocuk sahibi olunan yıla,

çocuğu yetiştirirken sosyal destek alma durumuna, çocuğun emzirilme süresine, kardeş

sayısına, kendi ailesinin çocukları arasındaki sırasına, anne eğitim durumuna, anne

mesleğine, baba eğitim durumuna, baba mesleğine, çocukken emzirilme süresine ve

çocukluk döneminde annenin çalışma durumuna göre farklılık göstermez iken toplam

çocuk sayısına, evlenme yaşına, çalışma durumuna, mesleğe ve eğitim durumuna göre

farklılık gösterdiği belirlenmiştir.

Araştırma sonucunda annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter

tutumun çocuğun emzirilme süresine, ailenin çocukları arasındaki sıraya, evlenme

yaşına, çocukken emzirilme süresine, çocukluk döneminde annenin çalışma durumuna,

evlilikte çocuk sahibi olunan yıla ve yaşına göre farklılık göstermez iken anne

mesleğine, toplam çocuk sayısına, çocuğu yetiştirirken sosyal destek alma durumuna,

kardeş sayısına, anne eğitim durumuna, baba eğitim durumuna, baba mesleğine,

mesleğe, ekonomik durumla ilgili algıya, eğitim durumuna ve çalışma durumuna göre

farklılık gösterdiği belirlenmiştir.

Araştırma sonucunda annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri koruyucu

tutumun mesleğe, çalışma durumuna, yaşına, çocuğu yetiştirirken sosyal destek alma

durumuna, kardeş sayısına, anne mesleğine, toplam çocuk sayısına, çocukken emzirilme

süresine, evlilikte çocuk sahibi olunan yıla, anne eğitim durumuna, çocukluk döneminde

Page 112: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

98

annenin çalışma durumuna, baba eğitim durumuna, çocuğun emzirilme süresine ve

ailenin çocukları arasındaki sıraya göre farklılık göstermez iken eğitim durumuna,

evlenme yaşına, baba mesleğine ve ekonomik durumla ilgili algıya göre farklılık

gösterdiği belirlenmiştir.

Araştırma sonucunda annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri izin verici

tutumun çalışma durumuna, çocuğun emzirilme süresine, kardeş sayısına, anne eğitim

durumuna, baba eğitim durumuna, ailenin çocukları arasındaki sıraya, çocukluk

döneminde annenin çalışma durumuna, çocukken emzirilme süresine, eğitim durumuna,

evlenme yaşına, mesleğe, evlilikte çocuk sahibi olunan yıla, ekonomik durumla ilgili

algıya, yaşına, anne mesleğine ve toplam çocuk sayısına göre farklılık göstermez iken

çocuğu yetiştirirken sosyal destek alma durumuna ve baba mesleğine göre farklılık

gösterdiği belirlenmiştir.

Araştırma sonucunda annelerin yakın ilişkilerinde gösterdikleri korkulu

bağlanma stilinin mesleğe, çalışma durumuna, toplam çocuk sayısına, eğitim durumuna,

baba eğitim durumuna, çocuğu yetiştirirken sosyal destek alma durumuna, evlenme

yaşına, çocukluk döneminde annenin çalışma durumuna, çocuğun emzirilme süresine,

yaşına, anne eğitim durumuna, çocukken emzirilme süresine, kardeş sayısına ve anne

mesleğine göre farklılık göstermez iken ekonomik durumla ilgili algıya, baba

mesleğine, ailenin çocukları arasındaki sıraya ve evlilikte çocuk sahibi olunan yıla göre

farklılık gösterdiği belirlenmiştir.

Araştırma sonucunda annelerin yakın ilişkilerinde gösterdikleri kayıtsız

bağlanma stilinin baba mesleğine, ekonomik durumla ilgili algıya, evlilikte çocuk sahibi

olunan yıla, çocukken emzirilme süresine, mesleğe, toplam çocuk sayısına, eğitim

durumuna, kardeş sayısına, evlenme yaşına, çocuğun emzirilme süresine, çocukluk

döneminde annenin çalışma durumuna, baba eğitim durumuna, çocuğu yetiştirirken

sosyal destek alma durumuna, anne eğitim durumuna, anne mesleğine ve yaşına göre

farklılık göstermez iken ailenin çocukları arasındaki sıraya ve çalışma durumuna göre

farklılık gösterdiği belirlenmiştir.

Page 113: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

99

Araştırma sonucunda annelerin yakın ilişkilerinde gösterdikleri saplantılı

bağlanma stilinin çalışma durumuna, mesleğe, ekonomik durumla ilgili algıya, kardeş

sayısına, anne eğitim durumuna, eğitim durumuna, anne mesleğine, çocukken emzirilme

süresine, evlilikte çocuk sahibi olunan yıla, toplam çocuk sayısına, çocukluk döneminde

annenin çalışma durumuna, yaşına, evlenme yaşına, çocuğu yetiştirirken sosyal destek

alma durumuna, baba eğitim durumuna ve çocuğun emzirilme süresine göre farklılık

göstermez iken ailenin çocukları arasındaki sıraya ve baba mesleğine göre farklılık

gösterdiği belirlenmiştir.

Bulgulara göre 24 yaş ve üzeri annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri

demokratik tutum düzeyinin, 18-23 yaş arasında evlenen annelere kıyasla daha yüksek

olduğu belirlenmiştir. Buna ek olarak 18-23 yaş arasında evlenen annelerin çocuklarını

yetiştirirken sergiledikleri koruyucu tutum düzeyinin, 24 yaş ve üzeri annelere kıyasla

daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Bulgulara göre ekonomik durumun yeterli olmadığını düşünen annelerin

çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum düzeyinin, ekonomik

durumunu daha yeterli bulan annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Bulgulara göre yüksek lisans mezunu annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri demokratik tutum düzeyinin, eğitim düzeyi, daha düşük olan annelere

kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Lise ve önlisans mezunu olan annelerin

çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum düzeyinin, eğitim düzeyi, daha

yüksek olan annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. İlköğretim mezunu

annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri koruyucu tutum düzeyinin, eğitim

düzeyinin, daha yüksek olan annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Bulgulara göre çalışan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri

demokratik tutum düzeyinin, ev hanımı ve şu anda çalışmayan annelere kıyasla daha

yüksek olduğu belirlenmiştir. Buna ev hanımı olan annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri otoriter tutum düzeyinin, diğer annelere kıyasla daha yüksek olduğu

belirlenmiştir.

Page 114: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

100

Bulgulara göre meslek sahibi annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri

demokratik tutum düzeyinin, ev hanımı annelere kıyasla daha yüksek olduğu

belirlenmiştir. Buna ev hanımı olan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri

otoriter tutum düzeyinin, meslek sahibi annelere kıyasla daha yüksek olduğu

belirlenmiştir.

Bulgulara göre tek çocuk sahibi annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri

demokratik tutum düzeyinin, 2 ve daha üzeri sayıda çocuk sahibi olan annelere kıyasla

daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Buna 2 ve daha üzeri sayıda çocuk sahibi olan

annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum düzeyinin, tek çocuk

sahibi annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Bulgulara göre çocuklarını yetiştirirken destek almayan annelerin çocuklarını

yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum düzeyinin, bakıcı yardımı alan annelere kıyasla

daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Çocuklarını yetiştirirken psikolojik destek alan

annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri izin verici tutum düzeyinin, diğer

annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Bulgulara göre 2 ve üzeri sayıda kardeşe sahip annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri otoriter tutum düzeyinin, 1 kardeşi olan annelere kıyasla daha yüksek

olduğu belirlenmiştir.

Bulgulara göre kendi annesinin okuma yazması olmayan ve ilköğretim mezunu

olan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum düzeyinin, kendi

annesi lise ve üzeri eğitim kurumlarından mezun olan annelere kıyasla daha yüksek

olduğu belirlenmiştir.

Bulgulara göre kendi annesi ev hanımı olan annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri otoriter tutum düzeyinin, kendi meslek sahibi olan annelere kıyasla daha

yüksek olduğu belirlenmiştir.

Page 115: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

101

Bulgulara göre kendi babasının okuma yazması olmayan ve ilköğretim mezunu

olan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum düzeyinin, kendi

babası lise ve üzeri eğitim kurumlarından mezun olan annelere kıyasla daha yüksek

olduğu belirlenmiştir.

Bulgulara göre kendi babası işçi olan annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri otoriter ve koruyucu tutum düzeyinin, diğer annelere kıyasla daha yüksek

olduğu belirlenmiştir. Kendi babası memur olan annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri izin verici tutum düzeyinin, diğer annelere kıyasla daha yüksek olduğu

belirlenmiştir.

Bulgulara göre ekonomik durumunu kısmen yeterli gören annelerin yakın

ilişkilerinde gösterdikleri korkulu bağlanma düzeyinin, ekonomik durumunu yeterli

bulan annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Bulgulara göre meslek sahibi olduğu halde şu anda çalışmayan annelerin yakın

ilişkilerinde gösterdikleri kayıtsız bağlanma düzeyinin, çalışan ve ev hanımı annelere

kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Bulgulara göre evliliğinin 1. ve 2. yılında çocuk sahibi olan annelerin yakın

ilişkilerinde gösterdikleri korkulu bağlanma düzeyinin, evliliğinin 3. ve sonraki

yıllarında çocuk sahibi olan annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Bulgulara göre çocuk yetiştirirken aile-akraba desteği, bakıcı yardımı ve

psikolojik destek olmak üzere sosyal destek alan annelerin yakın ilişkilerinde

sergiledikleri güvenli bağlanma düzeyinin, herhangi bir sosyal destek almayan annelere

kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Bulgulara göre 3 kardeş sahibi olan annelerin yakın ilişkilerinde sergiledikleri

güvenli bağlanma düzeyinin, 4 ve üzeri sayıda kardeşi olan annelere kıyasla daha

yüksek olduğu belirlenmiştir.

Page 116: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

102

Bulgulara göre ailesinin 2. ve 3. çocuğu olan annelerin yakın ilişkilerinde

sergiledikleri korkulu, kayıtsız ve saplantılı bağlanma düzeyinin, diğer annelere kıyasla

daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Bulgulara göre kendi babası lise mezunu olan annelerin yakın ilişkilerinde

sergiledikleri güvenli bağlanma düzeyinin, diğer annelere kıyasla daha yüksek olduğu

belirlenmiştir.

Bulgulara göre kendi babası işçi olan annelerin yakın ilişkilerinde sergiledikleri

korkulu ve saplantılı bağlanma düzeyinin, diğer annelere kıyasla daha yüksek olduğu

belirlenmiştir. Kendi babası memur olan annelerin yakın ilişkilerinde sergiledikleri

güvenli bağlanma düzeyinin, diğer annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Ekonomik durumunu yeterli bulan annelerin arasında güvenli bağlanma stilini

gösteren bireylerin, ekonomik durumunu yeterli bulmayan bireylerde saplantılı

bağlanma stilini gösteren bireylerin daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Meslek sahibi olduğu halde şuanda çalışmayan annelerin arasında kayıtsız

bağlanma stilini gösteren bireylerin daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Çocuğunu yetiştirirken herhangi bir sosyal destek almayan ve aile-akrabadan

yardım alan annelerin arasında kayıtsız bağlanma stilini gösteren bireylerin daha fazla

olduğu belirlenmiştir. Çocuğunu yetiştirirken herhangi bir psikolojik destek alan

annelerin arasında güvenli bağlanma stilini gösteren bireylerin daha fazla olduğu

belirlenmiştir.

Çocuğunu 1-4 ay arasında emziren annelerin arasında korkulu bağlanma stilini

gösteren bireylerin daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Babası lise mezunu olan annelerin arasında güvenli bağlanma stilini gösteren

bireylerin daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Page 117: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

103

Babası memur olan annelerin arasında güvenli bağlanma stilini gösteren

bireylerin daha fazla olduğu belirlenmiştir.

Page 118: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

104

5.1 TARTIŞMA

Ebeveynlerin birbiri arasındaki ilişkilerindeki olumlu ve olumsuz durumlar

çocuklarına yansımaktadır. Aile yapılarında her ne kadar tüm bireyler çocuklara bakım

verse de günümüzde çoğunlukla anneler çocuklar ile zaman geçirmektedir. Bu durumda

annelerin yakın ilişkilerindeki tutumu çocuklarına olan yaklaşımlarını

etkileyebilmektedir. Çeşitli çalışmalarda göre evlilikte kadın ve erkek birey arasındaki

uyumun, anneler ile çocuklar arasındaki olumsuz ilişkiyi etkilediği (Yüceol, 2016),

kaçınmacı bağlanma stiline sahip annelerin çocuklarına karşı demokratik tutumlarının

azaldığı (Güner, 2011) belirlenmiştir. Bu bağlamda annelerin çocuk yetiştirme

tutumlarında, yakın ilişkilerinde sahip oldukları bağlanma stilinin bir etkisi olması

mümkündür. Araştırmada annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri ebeveynlik

tutumları ile bağlanma stilleri arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını belirlemektir.

Bu bölümde çalışmada elde edilen bulgular diğer çalışmaların bulguları ile

karşılaştırmalı olarak incelenmiştir.

Çalışmada annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum ile

otoriter tutum arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki bulunduğu belirlenmiştir. Benzer

şekilde Halıcıoğlu (2004) tarafından annelerin empatik beceri düzeyleri ile çocuk

yetiştirme tutumları arasındaki ilişkinin incelenmesi üzerine Ankara ilinde 532 annenin

katılımı ile yapılan çalışmada da, demokratik tutum ile disiplinli tutum arasında anlamlı

bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir.

Araştırma sonucunda annelerin çocuklarını yetiştirmede sergiledikleri otoriter ve

koruyucu tutumun ekonomik duruma göre farklılaştığı belirlenmiştir. Buna göre eğitim

düzeyi düşük olan annelerin gösterdikleri otoriter ve koruyucu tutum daha yüksektir.

Benzer şekilde Uçmaz Halıcıoğlu (2004) tarafından yapılan çalışmaya göre de alt gelir

grubundaki anneler çocuklarına karşı daha fazla otoriter ve koruyucu tutum

göstermektedirler. Bu çalışmadan farklı olarak Şanlı (2007) yapılan araştırmada

annelerin otoriter ve koruyucu tutumlarının ekonomik duruma göre farklılaşmadığı

belirlenmiştir.

Page 119: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

105

Bulgulara göre 18-23 yaş arasında evlenen annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri koruyucu tutum düzeyinin, 24 yaş ve üzeri annelere kıyasla daha yüksek

olduğu belirlenmiştir. İlişkilendirilebilir olarak Ayyıldız (2005) tarafından 382 annenin

katılımı ile Zonguldak il merkezinde 0-6 yaş çocuğu olan annelerin çocuk yetiştirme

tutumları üzerine yapılan çalışmada 24 yaş altındaki annelerin koruyucu tutum

sergileme düzeylerinin daha ileri yaşlardaki annelere kıyasla daha yüksek olduğu

belirlenmiştir.

Bulgulara göre yüksek lisans mezunu annelerin çocuklarını yetiştirirken

sergiledikleri demokratik tutum düzeyinin, eğitim düzeyinin, daha düşük olan annelere

kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Benzer şekilde Mızrakçı (1994) tarafından

yapılan çalışmada üniversite mezunu annelerin çocuklarına karşı sergiledikleri

demokratik (yetkin) tutumun, eğitim düzeyi daha düşük annelere kıyasla daha yüksek

olduğu belirlenmiştir. Ayyıldız (2005) tarafından yapılan çalışmada da üniversite

mezunu annelerin demokratik tutumunun, eğitim düzeyleri daha düşük annelere kıyasla

daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Çalışmada lise ve önlisans mezunu olan annelerin

çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum düzeyinin, eğitim düzeyi daha

yüksek olan annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Benzer şekilde

Mızrakçı (1994) tarafından yapılan çalışmada ilkokul mezunu annelerin çocuklarına

karşı sergiledikleri otoriter tutumun, eğitim düzeyi daha yüksek olan annelere kıyasla

daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Destekleyici nitelikte Ayyıldız (2005) tarafından

yapılan çalışmada eğitim düzeyi düşük olan annelerde otoriter tutumun, eğitim düzeyi

daha yüksek annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Çalışmada ilköğretim

mezunu annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri koruyucu tutum düzeyinin,

eğitim düzeyinin, daha yüksek olan annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Benzer nitelikte Ayyıldız (2005) tarafından yapılan araştırmada eğitim düzeyi düşük

olan annelerde koruyucu tutumun, eğitim düzeyi daha yüksek annelere kıyasla daha

yüksek olduğu belirlenmiştir. Şanlı (2007) tarafından İzmir ili Buca ilçesinde

anaokullarında okumakta olan 390 öğrencinin annesi olan bireylerle yapılan araştırmada

da ilköğretim ve lise mezunu annelerin gösterdikleri koruyucu tutumun, üniversite

mezunu annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Page 120: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

106

Bulgulara göre çalışan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri

demokratik tutum düzeyinin, ev hanımı ve şu anda çalışmayan annelere kıyasla daha

yüksek olduğu belirlenmiştir. Bu bulgularla uyumlu olarak Şentürk (2007) tarafından

yapılan 5–6 yaş çocukların çalışan ve çalışmayan annelerinin çocuk yetiştirme tutumları

üzerine yapılan çalışmada, çalışan annelerin gösterdikleri demokratik tutum düzeyinin,

çalışmayan annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Buna ek olarak ev

hanımı olan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum düzeyinin,

diğer annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bulguları destekler nitelikte

olarak Ayyıldız (2005) tarafından düzenlenen araştırmada çalışmayan annelerin

çocuklarına karşı gösterdikleri otoriter tutum düzeyinin, çalışan annelere kıyasla daha

yüksek olduğu belirlenmiştir. Şanlı (2007) tarafından yapılan araştırmada da çalışmayan

annelerin çocuklarına gösterdikleri otoriter tutumun, çalışan annelere kıyasla daha

yüksek olduğu belirlenmiştir. Sarı (2017) tarafından yapılan çalışmada işçi ve ev hanımı

olan annelerin otoriter tutum düzeylerinin, diğer annelere kıyasla daha yüksek olduğu

belirlenmiştir.

Bulgulara göre 2 ve daha üzeri sayıda çocuk sahibi olan annelerin çocuklarını

yetiştirirken sergiledikleri otoriter tutum düzeyinin, tek çocuk sahibi annelere kıyasla

daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bulguları destekler nitelikte olarak Ayyıldız (2005)

tarafından düzenlenen araştırmada da 2 ve daha üzeri sayıda çocuk sahibi olan annelerin

otoriter tutum düzeyinin, tek çocuk sahibi annelere kıyasla daha yüksek olduğu

belirlenmiştir. Sarı (2017) tarafından anasınıfına devam eden 5-6 yaş grubu çocukların,

annelerinin çocuk yetiştirme tutumlarının, çocuğun sosyal uyum ve becerilerine

etkisinin incelenmesi üzerine Ankara ilinde yaşamakta olan 700 anne ile yapılan

çalışmada, 2 ve daha üzeri çocuk sahibi annelerin otoriter tutumunun, tek çocuk sahibi

annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir.

Güner (2011) tarafından 4-6 yaş aralığında 65 çocuk ve anneleri ile yapılan

çalışmada annelerde kaçınmacı bağlanma ile demokratik bağlanma arasında negatif

yönde bir ilişki olduğu bulunmuştur. Bu araştırmada otoriter tutum ile demokratik tutum

arasında negatif bir ilişki olduğu ve otoriter tutum ile korkulu bağlanma, güvenli

bağlanma ve saplantılı bağlanma arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki bulunduğu

belirlenmiştir.

Page 121: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

107

5.2 ÖNERİLER

Araştırmada bağlanma stillerine yönelik uygulanan ölçekte düşük iç tutarlılık

olduğu gözlenmiştir. İlişki Ölçeklerin faktörel yapısının daha güncel bir çalışmada

tekrar incelenmesi önerilmektedir.

Bu çalışmada ve Şentürk (2007) tarafından yapılan çalışmada uyumlu olarak

çalışan annelerin çocuklarını yetiştirirken sergiledikleri demokratik tutum düzeyinin,

çalışmayan annelere kıyasla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Bireylerin ekonomik

özgürlüğünün ruh hallerinde ve etrafındaki bireylere gösterdikleri davranışlar üzerinde

etkili olduğu pek çok çalışmada tespit edilmiştir. Sarı (2017) tarafından yapılan

çalışmada çocuğuna karşı demokratik tutum gösteren annelerin çocuklarının sosyal

uyum düzeylerinin yükseldiği, otoriter tutum gösteren annelerin çocuklarının ise sosyal

uyumsuzluk düzeylerinin yükseldiği saptanmıştır. Bu durumda demokratik tutumun

olumlu çıktıları göz önünde bulundurularak, devlet ve ilgili kurumlarca kadınların

ekonomik özgürlüğünün arttırılması ve çocuklarına bakım verirken çalışma

imkânlarının iyileştirilmesi üzerine çalışmalar yapılması önerilmektedir.

İlaslan (2009) tarafından anneleri güvenli bağlanan çocukların da güvenli

bağlanma stili gösterdikleri, anneleri saplantılı ve korkulu bağlanan çocukların ise

kaçıngan bağlanma stili gösterdikleri belirlenmiştir. Bu çalışmada annelerin yakın

ilişkilerde bağlanma stilleri ile ebeveynlik tutumları arasındaki ilişkiler araştırılmış ve

doğrulanmıştır. Gelecekte düzenlenecek çalışmalarda annelerin bağlanma stilleri ile

çocukların bağlanma stilleri arasında, annelerin çocuk yetiştirmede sergiledikleri

tutumların aracılık rolünün incelenmesi önerilebilir.

Page 122: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

108

KAYNAKÇA

Adam, E. K., Gunnar, M. R., & Tanaka, A. (2004). Adult Attachment, Parent Emotion

and Observed Parenting Behavior: Mediator and Moderator Models. Child

Development, 110-122.

Ainsworth, M. D. S. (1969). Object relations, dependency, an attachment; a teoretical

review of the ınfant-mother relationship. Child Development, 40 (4), 969-1025.

Ainsworth, M. D. S. (1989). Attachments beyond infancy. American Psychologist, 44

(4), 709-716.

Ainsworth, M. D. S., Blehar, M. C., Waters, E., & Wall S. (1978). Pattern of

attachment: A Psychological Study Of The Strange Situation. Hillsdale, NJ:

Erlbaum.

Aktaş Özkafacı, A. (2012). Annenin Çocuk Yetiştirme Tutumunun Çocuğun Sosyal

Beceri Düzeyi Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. Yüksek lisans Tezi, Arel

Üniveristesi, İstanbul.

Alisinanoğlu, F. (1995). Üniversite öğrencilerinin ben (ego) durumları ile ana-baba

tutumlarını algılamalarını etkileyen bazı değişkenlerin incelenmesi, Doktora

tezi, Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

Allen, J. P., & Land, D. (1999). Attachment in adolescence. Handbook of Attachment

Theory, Research and Clinical Applications. New York: Guilford Press.

Arslan, E. (2008). Bağlanma Stilleri Açısından Ergenlerde Erikson’un Psikososyal

Gelişim Dönemleri ve Ego Kimlik Süreçlerinin İncelenmesi. Yayınlanmamış

doktora tezi, Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.

Ata, S. (2010). Okul Öncesi Öğretmenlerinin Bağlanma Stilleri, Duygusal Zekâ

Düzeyleri Ve Empati Eğilimlerinin İncelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek

Lisans Tezi, Muğla Üniversitesi, Muğla.

Page 123: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

109

Atkinson, R. L., Atkinson, R. C., & Hillgard, E. R. (1995). Psikolojiye Giriş 1 K.

Atakay, M. Atakay, A.Yavuz (Çev.). İstanbul: Sosyal.

Ayyıldız, T. (2005). Zonguldak il merkezinde 0-6 yaş çocuğu olan annelerin çocuk

yetiştirme tutumları. Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Zonguldak Karaelmas

Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Zonguldak.

Balkaya, İ. (1998). Anaokuluna Yeni Başlayan Çocukların Okula Uyum Süreçlerini

Etkileyen Faktörlerin İncelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi,

Hacettepe Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

Bandura, A., & Walters, R.H., (1959). Adolescent aqqression a study of the influence of

child troining proctices family interrelationships. New York: The Ronald Pres.

Bartholomew, K., & Horowitz, L. M. (1991). Attachment styles among young adults: A

test of A four-category model. Journal Of Personality And Social Psychology,

61, 226-244.

Baumrind, D. (1967). Child Care Practices Anteceding Three Patterns of Preschool

Behavior, GeneticPsychologyMonographs,.

Baumrind,D.(1971). Harmonious Parents And Their Preschool Children,

Developmental Psychology

Bilgin Aydın, H. (2003). Çocuk Ruh Sağlığı, Morpa Kültür Yayınları, İstanbul.

Bowlby, J. (1973). Attachment and Loss, Vol. II. Separation, Anxiety and Anger. New

York: Basic Books.

Bowlby, J. (1982). Attachment and bowlby: vol. 1. attachment (2. Basım). New York:

Basic Books.

Bowlby, J. (1982). Attachment and Loss. Vol I. Attachment. (Second edition). New

York: Basic Books.

Page 124: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

110

Bowlby, J. (1988). A Secure Base: Clinical Applications Of Attachment Theory.

London: Routledge.

Bretherton, I. (1992). The origins of attachment theory: john bowlby and mary

ainsworth. Development Psychology, 28, 759 – 775

Bretherton, I. (2003). Mary Ainsworth: Insightful Observer And Courages Theoritician.

To Appear in G. A. Kimble & M. Werheimer (Editörler), Portraits Of Pineers

In Psychology (vol. 5). Hillsdale, NJ: Erlbaum, 03

Brodeski, J. & Hembrough, M. E. (2005). Improving social skills ın young children. An

action research project. degree of master of art in teaching and leadeship. Saint

Xavier University. Chicago. İllinois.

Campos, J., Barrett, K., Lamb, M., Goldsmith, H., & Stenberg, C. (1983).

Socioemotional development. In M. Haith & J. Campos (Eds.), P. H. Mussen

(Series Ed.), Handbook of child psychology: Vol. 2. Infancy and

developmental psychobiology (pp. 783-915). New York: Wiley.

Ceyhan, A. A. (2006). Üniversite Öğrencilerinin Geçmişte Yaşadıkları Ayrılık

Kaygısının Öğrenilmiş Güçlülük, Kaygı ve Psikolojik Belirtileri Yordama

Düzeyi. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 6(1): 53-79

Chen, X., Yunfeng, H., Lei C., & Hongyun, L. (2005). The peer groups as a context:

Moderating effects on relations betwen maternal pareting and social and

school adjustment in chinese children. Child Development. 76/2, 417-418.

Cooper, C., Fletcher, J., Wanhill, S., Gilbert, D., & Shepherd, R. (1998). Tourism

Principles and Practice, Essex: Pearson Education.

Corey, G. (2008). Psikolojik Danışma, Psikoterapi Kuram ve Uygulamaları, Mentis

Yayıncılık, Ankara.

Page 125: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

111

Çakmak,K., & Kaplan, N. (2015). Aydın il emniyet müdürlüğü rehberlik ve psikolojik

danışma büro amirliği Çocuk yetiştirme tarzları ve anne-baba tutumları.

Çaplı, O. (1993). Çocukların Gençlerin Eğitimi, İstanbul: Bilgi Yayınevi.

Çelik, Ş. (2004). The Effects of an Attachment Oriented Psychoeducational Group

Training On Improving The Preoccupied Attachment Styles of University

Students. Unpublished doctorate’s thesis, Middle East Technical University,

Educational Sciences, Ankara.

Damarlı, Ö. (2006). Ergenlerde Toplumsal Cinsiyet Rolleri, Bağlanma Stilleri Ve Benlik

Kavramı Arasındaki İlişki. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Sosyal

Bilimler Enstitüsü, Ankara.

Davidov, M., & Grusec, J. E. (2006). Untangling the links of parental responsiveness to

distress and warmth to child outcomes. Child Development, 77, 44-58

Delen, Ü. K. (2003). Erken Ergenlerde Bağlanma Ölçeği Geliştirme Çalışması.

Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Çukurova Üniversitesi.

Demiröz, S. ve Dinçer, Ç. (2001). 5-6 Yaş Çocuklarının Öz Bakım Becerilerinin

Cinsiyet ve Okul Öncesi Eğitim Alma Durumlarına Göre İncelenmesi. Milli

Eğitim Dergisi.

Deniz, M. E. (2006). Ergenlerde Bağlanma Stilleri İle Çocukluk İstismarları Ve

Suçluluk-Utanç Arasındaki İlişki. Eurasian Journal of Educational Research,

22, 89-99.

Dinçer, B. (2008). Alt ve Üst Sosyo-Ekonomik Düzeyde Lise İkinci Sınıfa Devam Eden

Ergenlerin Anne Baba Tutumlarını Algılamaları ile Arkadaşlık İlişkilerinin

İncelenmesi, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi. Ankara Üniversitesi,

Ankara.

Doğan, Y. (1998). Davranış Bilimlerine Giriş. Ankara: Antep A.Ş. Yayınları.

Page 126: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

112

Duru, A. (1995). İlkokul 5. sınıf öğrencilerinin benlik saygısı ile ana baba tutumları

arasındaki ilişki, Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Dokuz Eylül Üniversitesi,

İzmir.

Eminoğlu, B.(2007). Dört-Beş yaş çocuklarının sosyal davranışları ile ebeveyn

davranışları arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yayımlanmamış yüksek lisans

tezi, Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

Erözkan, A. (2011). Lise öğrencilerinin bağlanma stilleri ve yalnızlık düzeylerinin bazı

değişkenlere göre incelenmesi. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü

Dergisi; 4(2), 155-175.

Fonagy, P. (1999). Transgenerational Consistencies of Attachment: A New Theory.

Paper to the Development and Psychoanalitic Discussion Group, American

Psychoanalytic Association Meeting, Washington DC.

Fonagy, P. (2001). Attachment Theory and Psychoanalysis. New York: Other Press.

Gander, J. M., Gardiner, W. H. (1995). Çocuk ve ergen gelişimi. Bekir Onur (Çev.).

Ankara: İmge Yayınevi.

Gazeloğlu, C. (2000). İlkokul dördüncü sınıf öğrencilerinin psiko-sosyal gelişimine ana

baba tutumunun etkisinin incelenmesi, Yüksek lisans tezi. Hacettepe

Üniversitesi, Ankara.

Görgü, E. (2015). Okula devam eden 5 - 6 yaş grubu çocukların bağlanma biçimleri ve

sosyal davranışları ile annelerinin bağlanma biçimi ve kişilik özellikleri

arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi,

İstanbul

Gülay, H. ve Akman, B. (2009). Okul öncesi dönemde sosyal beceriler. Ankara: Pegem

Yayınevi.

Page 127: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

113

Güngör, D. (2000). Bağlanma stillerinin ve zihinsel modellerin kuşaklararası

aktarımında ana babalık stillerinin rolü. Yayınlanmamış Doktora Tezi. Ankara

Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara

Günindi, N. (2008). Okul öncesi eğitim kurumlarına devam eden altı yaş çocuklarının

sosyal uyum becerileri ile anne-babalarının empatik becerileri arasındaki

ilişkinin incelenmesi. Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi,

Ankara.

Güner, A. (2011). Okul öncesi çocuklar ve ebeveynlerinin bağlanma güvenlikleri ile

çocuk yetiştirme tutumları arasındaki ilişkilerinin incelenmesi. Yüksek Lisans

Tezi, İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul

Gürbüz, S. & Şahin, F. (2014). Sosyal bilimler araştırma yöntemleri. Seçkin Yayıncılık:

Ankara.

Güven, Y., Önder, A., Sevinç, M., Aydın, O., Balat, G. U., Palut, B., ... & Dibek, E.

(2006). Okulöncesi Eğitimi Alan ve Almayan İlköğretim Birinci Sınıf

Öğrencilerinin Sosyal Duygusal Uyum Düzeylerinin Karşılaştırılması.

1.Marmara Üniversitesi I. Uluslararası Okul Öncesi Eğitim Kongresi, 322-336.

Haktanır, G., & Aktaş, Y. (1995). 3-4 yaş çocuklarının motor gelişim özelliklerinin

incelenmesi,10. Okulöncesi ve eğitimini yaygınlaştırma semineri, İstanbul.

Hamarta, E. (2004). Attachment Theory. Anadolu University Journal of Faclty of

Education, 14 (1), 53

Harlow, H. F., & Zimmermann, R. R. (1958). The Development of Affective

Responsiveness in Infant Monkeys. Proceedings of the American Philosophical

Society, 102, 501-509.

Harma, M. (2014). Vocal Synchrony as a Coregulation Indicator of Attachment Bonds.

Middle East Technical University.

Page 128: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

114

Harvey, M., & Byrd, M. (2000). Relationships Between Adolescents' Attachment Styles

and Family Functioning. Adolescence, 35(138), 345.

Hazan, C., & Shaver, P. R. (1994). Attachment as an Organizational Framework for

Research on Close Relationships. Psychology Inquiry. 5. 1-22

Hortaçsu, N. (2003). İnsan İlişkileri. Ankara: İmge.

İlaslan, Ö. (2009). Çocukların bağlanma davranışlarının özlük nitelikleri ve anne

bağlanma stillerine göre incelenmesi. Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi,

Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.

Kabalı, N. (2012). Dengesiz ve Kararsız Anne-Baba Tutumu, Çine Madran Gazetesi,

Aydın.

Karabulut, Demir, E., Sendil, G. (2008). Ebeveyn Tutum Ölçeği (ETÖ), Türk Psikoloji

Yazilari , 11 (21), 15-25.

Karasar, N., (2016). Bilimsel araştırma yöntemi. Ankara: Nobel Yayınları.

Karen, R. (1990). Becoming Attached: The Atlantic Monthly,

http://www.psychology.sunysb.edu/attachment/online/karen.pdf

Keser, C. Ç. (2006). Annenin Bağlanma Düzeyi ve Çocuk Yetiştirme Sürecinin Çocuğun

Bağlanma Düzeyine Etkisi. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Uludağ

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa.

Keskin S. (2005). Çocuğun akademik yeteneğinin anne davranışına etkisi. İstanbul Tıp

Fakültesi Dergisi, 68(2), 46-49.

Kılıç, M. (2013). Gerçek Yaşam Tadında Gelişim Dönemleri 1 Çocukluk-Okul, Pegem

Akademi, Ankara

Kılıçarslan, F., (2008). Çocuğumu Nasıl Eğitmeliyim, Turkuaz Kitaplığı, İstanbul.

Page 129: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

115

Kışlak, T. Ş., & Çavuşoğlu, Ş. (2006). Evlilik uyumları, bağlanma biçimleri, yüklemeler

ve benlik saygısı arasındaki ilişki. Aile ve Toplum Eğitim, Kültür ve Araştırma

Dergisi. 9(3), 61-68.

Koçak, R. (2003). Duygusal ifade eğitimi programının üniversite öğrencilerinin

aleksitimi ve yalnızlık düzeylerine etkisi. (Yayımlanmamış Doktora Tezi).

Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

Küçüködük, C. (2015). 3-5 Yaş Arasında ve Anaokuluna Giden Çocuk Annelerinin

Ayrılma Kaygısı ve Bağlanma Biçimleri İle Çocuğun Davranışları ve Ayrılma

Kaygısı Arasındaki İlişki: Bilişsel Esnekliğin Aracı Rolü.

Maccoby, E. E., & Martin, J. A. (1983). Socialization in the Contex of the Family:

Parent-Child Interaction. (Ed. P.H.Mussen ve E.M.Hetherington), Handbook

of Child Psychology: Socialization, Personality and Social Developmet. New

York: Wiley

Mahperi Uluyol, F. (2014). Bağlanma Örüntüleri, Eşe Yönelik Kişilerarası Şemalar Ve

Evlilik Sorunlarıyla Başa Çıkabilme Düzeyleri Arasındaki İlişkiler.

Mestçioğlu Gökmoğol, Ö. (2012). Mükemmeliyetçi Anne Baba Tutumu, Bebeğim ve Biz

Dergisi, İstanbul.

Mızrakçı, Ş. (1994). Annelerin çocuk yetiştirme tutumlarına etki eden faktörler:

demografik özellikleri, kendi yetiştiriliş tarzları, çocuk gelişimine ilişkin bilgi

düzeyleri ve çocuğun mizacına ilişkin algıları. Yayınlanmamış yüksek lisans

tezi, Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.

Miller, P. H. (1993). Theories of developmental psychology, New York: W. H. Freeman

and Company.

Nazik, B. (2003). Çocuk Ruh Sağlığı (I), İstanbul: Yapa Yayınları.

Page 130: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

116

Nelsen, J., & Erwin, C. 2002. Sevginin fazlası (Çev. Çiğdem A.), Ankara: Arkadaş

Yayınevi.

Oosterman, M., & Schuengel, C. (2008). Attachment in foster children associated with

caregivers’ sensitivity and behavioral problems. Infant Mental Health Journal.

29(6), 609-623.

Önder, A., & Kamaraj, I. ( 1998 ). Social emotional efects of pedagogical drama in

Turkish Pre-School children omep’s 22. World Congress, 13-16 September,

Copenhagen, Denmark.

Özden, E. S. (2006). İşbirlikli öğrenme yönteminin ilköğretim 3. sınıf öğrencilerinin

sosyal ve duygusal uyumlarına etkisi. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi,

Marmara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

Özgüven, I. E. (2001). Ailede Iletişim ve Yaşam, Pdrem yayınları, Ankara.

Özkaya, D. (2012). Güven Verici, Destekleyici Anne Baba Tutumları,

Annelikhayatım.com

Pehlivantürk, B. (2004). Otistik bozukluğu olan çocuklarda bağlanma. Türk Psikiyatri

Dergisi, 15(1), 56-63.

Pickover, S. (2002). Breaking the Cycle: A Clinical Example of Disrupting an Insecure

Attachment System. Journal of Mental Health Counselling, 24, 358-366.

Roelofs, J., Meesters, C., Ter Huurne, M., Bamelis, L., Muris, P. (2006). On the Links

Between Attachment Style, Parental Rearing Behaviors, and Internalizing and

Externalizing Problems in Non-Clinical Children. Journal of Child and Family

Studies, 15(3), 331-344.

Ronnlund, M., Karlsson, E. (2006). The Relation Between Dimensions of Attachment

and Internalizing or Externalizing Problems During Adolescence. The Journal

of Genetic Psychology, 167 (1), 47–63.

Page 131: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

117

Sargın, N. (2007). Eğitim Psikolojisi. İstanbul: Lisans Yayınları

Sarı, E. (2007). Anasınıfına devam eden 5-6 yaş grubu çocukların, annelerinin çocuk

yetiştirme tutumlarının, çocuğun sosyal uyum ve becerilerine etkisinin

incelenmesi. Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Gazi Üniversitesi, Eğitim

Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

Seven, S. (2006). 6 yaş çocuklarının sosyal becerileri ile bağlanma durumları

arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yayımlanmamış doktora tezi, Gazi

Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

Soysal, A. Ş., Bodur, Ş., İşeri, E., & Şenol, S. (2005). Bebeklik dönemindeki bağlanma

sürecine bir bakış. Klinik Psikiyatri, 8, 88-99.

Sumer, H. C., & Knight, P. A. (2001). How do People with Different Attachment Styles

Balance Work and Family? A Personality Perspective on Work–Family

Linkage. Journal of Applied Psychology, 86(4), 653.

Sümer, M. (2006). Yetişkinlerin Bağlanma Stillerinin Duygusal Zekâ, İlişkiye Bağlılık,

İlişkide Algılanan Tatmin ve Bazı Değişkenlere Göre İncelenmesi.

Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Maltepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler

Enstitüsü, İstanbul.

Sümer, N., & Güngör, D. (1999a). Yetişkin bağlanma stilleri ölçeklerinin Türk

örneklemi üzerinde psikometrik değerlendirmesi ve kültürlerarası bir

karşılaştırma. Türk Psikoloji Dergisi, 14(43), 71-106.

Sümer, N., & Güngör, D. (1999b). Çocuk yetiştirme stillerinin bağlanma stilleri, benlik

değerlendirmeleri ve yakın ilişkiler üzerindeki etkisi. Türk Psikoloji Dergisi,

14(44), 35-58.

Page 132: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

118

Şanlı, D. (2007). Hemşirelik anabilim dalı çocuk sağlığı ve hastalıkları hemşireliği.

Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Sağlık Bilimleri

Enstitüsü, İzmir.

Şentürk, S. (2007). 5–6 yaş çocukların çalışan ve çalışmayan annelerinin yetiştirme

tutumları ile bu çocukların sosyal-duygusal uyum düzeylerinin

karşılaştırılması. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi, Marmara Üniversitesi,

Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

Tabak, N. (2007). İlköğretim birinci kademede davranış sorunları olan çocukların anne

baba tutumları. Yayımlanmamış Yüksek Lisan Tezi, Afyon Kocatepe

Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Afyon.

Topçugil, N. (2002). Ankara defterdarlığı gündüz bakımevine devam eden 3–6 yaş

grubundaki çocukların aile işlevselliğinin değerlendirilmesi ve aile işlevlerinin

çocukların psikolojik, sosyal ve fiziksel gelişimleri üzerindeki etkisinin

araştırılması. Yayımlanmamış yüksek lisans tezi, Gazi Üniversitesi, Sağlık

Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

Turhan, C. (2014). Anne Baba Tutumları, Makale, İstanbul

Uçmaz Halıcıoğlu, İ. (2004). Annelerin empatik beceri düzeyleri ile çocuk yetiştirme

tutumları arasındaki ilişkinin incelenmesi. Yayımlanmış Yüksek Lisans Tezi,

Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.

Unger, J. A. M., & De Luca, R. V. (2014). The relationship between childhood physical

abuse and adult attachment styles. Journal of Family Violence, 29(3), 223-234.

Velderman,M.K., Bakermans-Kranenburg, M.J., Juffer,F. Vanuzendorn, M.H.,

Mangelsdorf, S. C., & Zevalking J. (2006). Preventing preschool externalizng

behavior problems through video feedback intervention infancy. Infant Mental

Healt Journal. 27(5). 466-493.

Page 133: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

119

Waters, E. (1978). The reliability and stability of ındividual differences in infant mother

attachment. Child Development, 49, 483-494.

Waters, E., & Beauchaine, T. P. (2003). Are There Really Patterns of Attachment?

Theoretical and Empirical Perspectives. Development Psychology.

http://www.psychology.sunysb.edu/attachment/online/fraley_comment.pdf

Waters, T. (2004). Learning to love: From Your Mother’s Arms To Your Lover’s Arms.

Voice of the University of Toronto, 30, (19)

Wei, M., Vogel, D. L. & Ku, I. Y. (2006). Adult attachment, affect regulation; negative

mood&interpersonal problems, Journal of Counseling Psychology, 52, 14-24

Worden, M. (2013). Aile Terapisi: Temelleri. R.Avcı, E. Işık, F. Çekici, O.

Çolakkadıoğlu ve T. Akbaş (Ed.). (s 22). Adana: Nobel yayınları.

Yavuzer, H. (1997). Ana-Baba ve Çocuk, 9. Basım, İstanbul: Remzi Kitabevi,

Yavuzer, H. (2003). Çocuğu Tanımak ve Anlamak: Ana Babaların En Çok Sorduğu

Soru ve Cevaplarıyla (3. Baskı). İstanbul: Remzi.

Yazıcıoğlu, Y. ve Erdoğan, S. (2004). Spss Uygulamalı Bilimsel Araştırma Yöntemleri.

Ankara: Detay Yayıncılık.

Yıldız, B. (2012). Aile Sosyolojisi, Gündem Türkiye

Yıldız,A. (2004). Ebeveyn Tutumları ve Saldırganlık. Polis Bilimleri Dergisi, İstanbul.

Yüceol, G. P. (2016). Ebeveynliğin belirleyicileri modeli temelinde evlilik uyumu,

algılanan sosyal destek, çalışma durumu, değerler ve anne çocuk ilişkisi.

Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,

Ankara.

Page 134: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

120

Zimmermann, P. & Becker - Stoll, F. (2002). Stability of attachment representations

during adolescence: the influence of ego – identity status. Journal Of

Adolescence. 25, 107-124

Page 135: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

121

EKLER

Ek 1 Kişisel Bilgi Formu

Sevgili Anne; aşağıdaki sorulara vereceğiniz cevaplar ve kişisel bilgiler sadece

araştırma amacıyla kullanılacak ve kesinlikle gizli tutulacaktır (Adınız-soyadınız

sorulmamaktadır). Formdaki tüm soruları eksiksiz olarak cevaplamanız çok önemlidir. Bu

çalışmaya olan katkınız ve verdiğiniz cevaplardaki samimiyetinizden dolayı teşekkür ederim.

1. Yaşınız:

18-23 ( ) 24-29 ( ) 30-34 ( ) 35-39 ( ) 40 ve üzeri ( )

2. Çalışma Durumunuz:

Çalışıyor ( ) Çalışmıyor ( )

3. Mesleğiniz:

4. Eğitim Durumunuz:

Hiç okula gitmemiş ( ) İlkokul Mezunu ( ) Ortaokul Mezunu ( ) Lise

Mezunu ( )

Yüksekokul Mezunu ( ) Lisans Mezunu ( ) Yüksek Lisans ve üstü ( )

5. Medeni Durumunuz:

Evli ( ) Bekar ( )

Bekar seçeneğini işaretlediyseniz:

Hiç evlenmemiş ( ) Boşanmış ( ) Dul ( )

6. Ekonomik Durumunuzla İlgili Algınız:

Hiç Yeterli Değil ( ) Yeterli Değil ( ) Kısmen Yeterli ( ) Yeterli ( )

Oldukça Yeterli ( )

7. Kaç yaşında evlendiniz?

18-23 ) 24-29 ( ) 30-34 ( ) 35-39 ( ) 40 ve üzeri ( )

8. Çocuk Sayınız:

1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( ) 6 ve üzeri ( )

9. Çocuğunuz ( Çocuklarınız) evliliğinizin kaçıncı yılında Dünya’ya geldi?

1. Çocuk: …….. yılda. 5. Çocuk: …….. yılda.

2. Çocuk: …….. yılda. 6. Çocuk: …….. yılda.

3. Çocuk: …….. yılda. 7. Çocuk: …….. yılda.

Page 136: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

122

4. Çocuk: …….. yılda. 8. Çocuk: …….. yılda.

10. Kaç ay süreyle çocuğunuzu emzirdiniz?

1-4 ay ( ) 5-8 ay ( ) 9-12 ay ( ) 13-16 ay ( ) 17- 20 ay ( )

21 ay ve üzeri ( )

11. Kaç Kardeşiniz Var:

Yok ( ) 1 ( ) 2 ( ) 3 ( ) 4 ( ) 5 ( ) 6 ve üzeri ( )

12. Ailenizin kaçıncı çocuğusunuz?

1. ( ) 2. ( ) 3. ( ) 4. ( ) 5. ( ) 6 ve üzeri ( )

13. Anneniz sizi kaç ay süreyle emzirdi?

1-4 ay ( ) 5-8 ay ( ) 9-12 ay ( ) 13-16 ay ( ) 17- 20 ay ( )

21 ay ve üzeri ( )

14. Siz çocukken anneniz çalışıyor muydu? Cevabınız “evet” ise 15. Ve 16. Soruları

cevaplayınız.

Evet ( ) Hayır ( )

15. Annenizin Mesleği: ………………………………………………………………..

16. Anneniz çalışırken sizin bakımınızı kim üstlendi?: ……………………………..

17. Annenizin Eğitim Durumu: ……………………………………………………….

18. Babanızın Mesleği: …………………………………………………………………

19. Babanızın Eğitim Durumu: ………………………………………………………..

20. Çocuğunuzu yetiştirirken sosyal yardım aldınız mı? Cevabınız “evet” ise 21.

Soruyu yanıtlayınız. Evet ( ) Hayır ( )

21.Çoucuğunuzu yetiştirirken aşağıdakilerden hangisinden destek aldınız?

Psikolojik danışmanlık aldım ( ) Aile- Akraba desteği aldım ( ) Bakıcı yardımı( )

Page 137: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

123

Ek 2 Ebeveyn Tutum Ölçeği

CÜMLELER Her

zam

an b

öyle

dir

Çoğu z

aman

böyle

dir

Baz

en b

öyle

dir

Nad

iren

böyle

dir

Hiç

bir

zam

an b

öyle

değ

ildir

1

Ben bir başkasıyla konuşurken çocuğumun araya girmesine izin

veririm.

2 Çocuğumun kendine özgü bir bakış açısı olduğunu kabul ederim.

3

Çocuğumla aynı fikirde olmadığımız zaman, benim fikirlerimi

kabul etmesi için onu zorlarım.

4 Çocuğumu, hayatın ufak tefek güçlüklerinden korurum.

5

Çocuğuma bağımsız olmayı öğrenmesi konusunda yardımcı

olurum.

6 Çocuğuma, kurallara neden uyması gerektiğini açıklarım.

7 Çocuğuma yaptığı şeyin önemli olduğunu hissettiririm.

8 Çocuğumu, kendisi için yorucu olabilecek işlerden korurum.

9 Çocuğum söz dinlemediğinde ona vururum.

10

Çocuğumun iyi ve kötü davranışı karşısında neler hissettiğimi

ona açıklarım.

11 Çocuğumu yola getirmek için onu azarlarım.

12 Çocuğuma karşı koruyucu davranırım.

13 Çocuğum iyi davrandığında onu överim.

14 Çocuğumun kişisel görüşlerine saygı gösteririm.

15

Çocuğumu bir şeyleri kendi başına yapması konusunda

cesaretlendiririm.

16 Arkadaşları çocuğuma sataştığı zaman onu korurum.

17 Çocuğumun başkaları konuşurken araya girmesine izin veririm.

18

Çocuğumun cinsel konularda sorduğu soruları anlayacağı bir

dilde doğru olarak cevaplarım.

19 Çocuğum yanlış bir şekilde davrandığında ona bağırırım.

20

Ebeveynlik konusunda bir yanlış yaptığımda çocuğumdan özür

dilerim.

21 Çocuğumu, kendisi için zor olabilecek işlerden korurum.

22 Çocuğumun hastalanmasından endişe ederim.

23 Çocuğumun duygularını serbestçe ifade etmesine izin veririm.

24 Çocuğumun istediği saatte uyumasına izin veririm.

25

Çocuğum yanlış davrandığında, bunun neden yanlış olduğunu

ona açıklarım.

26 Çocuğuma kızdığımda çocuğumu cezalandırırım.

Page 138: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

124

27

Fiziksel cezayı, çocuğumu disipline sokmanın bir yolu olarak

kullanırım.

28

Çocuğumun hayal kırıklığına uğramaması için elimden geleni

yaparım.

29

Çocuğumun büyüdükçe yeni şeyler denemeyi göze alması

gerektiğine inanırım.

30 Çocuğumun her şeyi yapmasına izin veririm.

31 Çocuğumun yanlış davranışını görmezden gelirim.

32 Çocuğumu başka çocuklarla kıyaslarım.

33 Çocuğumun şımarıklıklarına göz yumarım.

34 Çocuğumu şımartırım.

35 Çocuğuma karşı çabuk öfkelenirim.

36 Çocuğum bana bir şey anlatırken sözünü kesmeden dinlerim.

37 Çocuğuma bir şey alırken onun da fikrini alırım.

38 Çocuğumla her konuyu konuşabilirim.

39 Çocuğuma karşı sabırsızım.

40 En ufak bir hatasında, çocuğumu cezalandırırım.

41

Çocuğum için hemen hemen bütün eğlencelerimden fedakarlık

ederim.

42

Çocuğumun kendi başına becerebileceği şeyleri denemesi için

ona fırsat tanırım.

43

Çocuğuma bana sormaksızın şahsi eşyalarımdan herhangi birini

alıp kullanmasına izin veririm.

44

Evimizde hangi televizyon programının izleneceği, çocuğumun

isteğine göre belirlenir.

45 Çocuğumu yapabileceğinden fazlasını yapması için zorlarım.

46

Çocuğumu, onun cesaretini kırabilecek zor işlerden uzak

tutarım.

Page 139: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

125

Ek 3 İlişki Ölçekleri Anketi

Page 140: ANNENİN BAĞLANMA STİLİ İLE ÇOCUK …katalog.ticaret.edu.tr/e-kaynak/tez/77893.pdfii T.C. İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ AİLE DANIŞMANLIĞI

126

ÖZGEÇMİŞ

20.07.1987 tarihinde İstanbul’da doğdu, ilköğretim ve lise eğitimini İstanbul’da

tamamladı. Anadolu Üniversitesi İşletme Bölümü’nden 2013 yılında mezun olduktan

sonra İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Aile Danışmanlığı ve

Eğitimi Bölümünde Yüksek Lisansa başladı. Eş zamanlı olarak da Sosyoloji alanında

lisans eğitimine devam etmekte olup akademik kariyerinde ilerlemeyi hedeflemektedir.